Paylaş
Şimdi size azıcık hafta sonumdan bahsedeceğim. Cumartesi bursa, Pazar Ankara’daydım. Muhteşem bir imza günü geçirdim. Bursa tam imza günüydü. Ama Ankara’daki kalabalığı görünce imza günü ötesinde bir durumla karşı karşıya olduğumu gördüm ve Avm yetkilileri bir mikrofon ayarladı ben 2019 yılı söyleşisi yapma kararı aldım. Böyle bir kalabalık ihtimalini çok beklemiyordum. Çünkü Ankaralılara göre uzak bir avm olduğu bilgisini öncesinden almıştım.
Yaklaşık 2 saat muhteşem bir sohbet ettik.
Neler mi kaldı aklımda ?
Beni yeni tanıyıp Google da aratanları ,koş koş astrolog gelmiş 2019 soralım diyenleri , 4 yıldır çılgınlar gibi beni takip edeni , kız arkadaşıyla küs olduğu için barışma hediyesi olsun diye uçağa binip gelip bana kitap imzalatıp gideni, yanındaki kardeşine “Sarıl Aygül hanıma” diye talimat vereni, en heyecanlı yerinde oğlaklar şöyle olacak derken arkada sandalyeden düşen miniği, ön sıralarda oturan 3 tane çılgın yay kızını, MetroMall AVM D&R ekibinin bana ikram ettiği harika filtre kahvesini de uzunca bir süre unutmayı düşünmüyorum.
Kısaca Ankara çok güzeldin… Hepinize sonsuz teşekkürler.
Şunu gördüm eğer siz işinizi samimi ve kalpten yapıyorsanız onun yansımasını görüyorsunuz. Bu yüzden bana emeklerimin karşılığını verdiğiniz değerle gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Bir daha geleceğim söz.
Allah hiç kimseye sevildiğini unutturmasın…
Gökyüzü bugün ne diyor?
Geleceğe yönelik planlarınızı yapmak için ideal bir gün.
Ay yengeç burcunda ilerliyor ve kuzey düğüm ile bir kavuşum gerçekleştiriyor. Geleceğe yönelik planlarınızı hazırlamak ve dillendirmek adına harika bir zaman dilimi içindesiniz. Mars’ın buradaki desteğini oldukça hissedeceksiniz. Hedefe odaklanan yönünüzü ortaya koyarken, her zamankinden daha cesaretli olun.
Gelelim günün kıssadan hissesine;
KUKLALAR VE İNSANLAR
Marangozun biri; kuklalar yapıp, ipleri elinde salmış ortalığa. Kiminin ipi uzun, kiminin ki kısa. Sonra bir avuç hüzün, bir avuç acı, bir tutamda mutluluk serpmiş ortalığa.
Başlamış kuklaları oynatmaya. İpleri kısa olanlar, uzanamamış mutluluğa. Uzun olanlarsa, tam eriştiklerini sandıkları anda bir tutam mutluluğa, çarpmışlar kocaman acı duvarlarına! Ve acıyı öğrenmiş tahta bedenleri, bir tutam mutluluk için, ödenen o bedeli.
Derken, acı ile mutluluk arasında gide gele tahta bedenleri, insan olmuşlar.
Sonra da koparıp iplerini, bir avuç hüzünle susturmuşlar kanayan yüreklerini.
Ama bir daha kukla olamamışlar.
İpleri kısa olanlarsa ne mutluluk ne acı ne de hüznü öğrenemeden, sonsuza dek oynayıp durmuşlar ortalıkta...
Mutlu günler dilerim…
Paylaş