Paylaş
13 Ocak Çarşamba günü Oğlak burcunun 23. Derecesinde Plüton’un yakın teması ile kibir, ün, gösteriş, şekilcilik temalarına sahip Peacock sabit yıldızı üzerinde bir yeniay gerçekleşiyor. Gösterişe merak salan ve yaptığı işin altını sağlam temellere dayandırmayan kişileri, dürüst bir şekilde düzenli bir emeği olanlar kişilerden ayıracak.
Oğlak disiplininin hayatımıza tezahür ettiği sorumluluk alanlarımızda, Plüton etkisiyle birlikte derin dönüşümlerin temellerini atmaya hazırlanacağız. Bu günlerin başlangıcını yapıyoruz. Plüton yer altının sahibidir, en derinlerde kalanı ortaya çıkarmak ve herkesi derinden sarsmak onun asli görevleri arasında yer alır. Onun derinlik ustalığı üzerinizdeki baskıyı kırarak gerçek sorumluluklarınızın farkına varmanızı sağlayacak. Zihin kütüphanenizde kalmış, sakladığınız, kimse görmesin diye dolaba kilitlediğiniz her şeyi ortaya çıkarmak için gerekeni yapacaktır.
Hayatınızda yer alan konuların değerinde yeni başlangıçlar yapmaya doğru gidiyorsunuz. İş değişikliği, sorunlu aile hayatı, öğrencilik değerlendirmeleriniz, geleneksel bakış açılarınız Plüton ile yıkılmaya zorunlu tutuluyor. Yeni çağa uyarlanmak üzere her biri yeniden inşa edilecek. Oğlak burcu için geleneklerinden, kendisine ait doğrulardan ayrılmak çok zordur fakat bunu başarabilirse işte o zaman gerçekten disiplinli yapısını bütün alanlarına taşıyacaktır. Bunu kırmak için gerekli cesarete sahipsiniz aslında. Korkularınız ya da direnciniz yerine cesaretinize tutunmalısınız.
Büyük Dönüşüm başlıyor!
Bu etkiler bugün hemen olmayacak ama seslerini bugün duyabilirsiniz. Bu yeniayın etkisi yaklaşık 2-3 hafta tüm gücüyle hayatımızda olacak. Dünya olarak benzer olayları gözlemleyeceğiz. Yıkılmaz dediğiniz liderler, gitmez dedikleriniz, menfaatleri için birbirlerini tanımayanlar vs. birçok oyuna şahitlik edeceğiz. Özellikler 20-21-22 Ocak tarihleri en güçlü haliyle bunlara şahitlik edeceğiz. Oğlak burcu demek, hırs, kariyer, başarı, para ve tutku demektir. Maddesel olan şeylerini çok paylaşmayı sevmez. Hayatınızda bu acıdan miadı dolan şeylerin artık bir sonu olduğunu gösteriyor.
Bu adeta bir kova çağına geçişin ilk ders zili!
İlk ders zili çalıyor bugün.
Hayatınızda artık köhneleşmiş ve sizi yıpratan her şeyi bırakın.
Cesur olun.
İnsanlara yardım edin.
Kimsenin mevkisi, makamı ya da gücü için eğilmeyin. Dik durun.
Kimsenin aşk’ı içinde eğilmeyin. Sevdiğiniz için kendinize hayranlık duyun.
Siz sevdiğiniz için kimse sizi sevmek zorunda değil. Bu mesele sizin meseleniz. Kalbinizi kirletmeyin.
İnsanların sizi hayatı sevmenize izin vereceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Kimse buna izin vermez.
Kıssadan hisse;
Geçen gün bir hanımefendi yolda beni durdurdu. Çok yağmur yağıyordu. Yükselen burcunu hiçbir yerde bulamadığını ve hiçbir yazıyı okuyamadığını düşündü. Belki hayatı bir parça daha fazla sever diye cebimden telefonu çıkartıp yükselenini söyledim. Çığlık attı havalara uçtu. Güvenlik bey bize bakıyor. Bu kim? Bunlar ne yapıyor? Şüpheliler mi? diye. Hanımefendiye dedim ki aman bağırmayın. Gülüştük. Yanımdakiler burnunu havaya sağa sola kaldırıyor. Aceleleri var. Benim duraksamam onları biraz gerdi.
Bu tatlı hanımefendi o an için bu durumu fırsat olarak gördü ve haklı olarak bunu istedi. Belki bu benim içinde bir fırsattı diye düşündüm. Islandık ama hayatı sevmesi için bir şey yapmanın haklı mutluluğunu hissettim. İnsanlara iyi ya da kötü bir şey yaparken bunun size verilmiş bir şans olduğunu unutmayın. Zaten canı burnundaydı. Hayatıma renk geldi dedi.
Anlatmak istediğim şu yıldız savaşçıları, herkesin kendine göre küçük ya da büyük problemleri var. Bir insanın bir problemini dahi çözebiliyorsanız ya da göz teması kurduğunuzda sizden bir ihtiyacı varsa verin gitsin. Bir imkânınız varsa sevindirin, güldürün. Hayat inanın zor ve stresli gidiyor. İnsanlar hayat mücadelesi ederken bir de ego savaşları, kaprisler, hayal kırıklıkları, mutsuzluklarla uğraşmasınlar.
Sonra ne mi oldu?
Geçen hafta pazar günü Radyo D’ deki programımızın 2 saat olmasının yeterli olmadığına karar verdim. Her şey sıkışıyor ve kimsenin telefon bağlantısını, harita sorularını alamıyordum. Yahu dedim patrona şimdi çık. De ki 1 saat daha uzatalım mı? Sonra diyecek ki “daha durun Aygül Hanım hele bir şöyle devam edin” daha sonra bakarız.
Düşün, taşın derken;
Yanına mı gitsem,
Telefon mu açsam…
Bir baktım telefon çalıyor. Radyodan arıyorlar.
Hayırdır diye açmışım telefonu o denli bir telaşla :)
Program çok iyi gidiyor. Sizden sonra inanılmaz bir mesaj geldi ve hepsi cevap bekliyor. Sizi yormazsak 1 saat daha uzatabiliriz. Patron onay verdi dedi. Ben sevinçten ne denli bir mutluluk yaşadığımı anlatmamayım isterseniz. Artık her Pazar 13:00-16:00 arası Radyo D ‘de canlı yayında birlikte olacağız. Eskiden 15:00’a kadardı. Şimdi 16:00’a kadarız. Hepinize teşekkür ederim. Bu astrolojinin zaferidir.
En çok da yağmur altında çığlık atan hanımefendiye J
Şimdi yükselen bulmaya radyoda devam…
Saatleri kurun.
İyi düşünün iyi olsun. Sonrası mı?
Hepsi halloluyor…
Mutlu günler dilerim.
Paylaş