Paylaş
Koç dolunayı ile giriş yapmak gerçekten heyecan verici olacak.
Genellikle Koç ve terazi burcundaki dolunaylarında insanlığın çok zorlandığını gözlemliyorum. Ekim ayı biraz daha fazla etrafımızı değil kendimizi kontrol etmemiz gereken bir ay olarak değerlendirilmelidir.
Dün biraz yoksunluk sendromunu araştırdım. Okuduğum bir kitap da önüme yoksunluk cümlesi çıktı. Sonra oradan bu cümlenin ne ifade ettiğine doğru yola çıktım. Ne kadar fazla koç burcundaki yaşayacağımız dolunay etkilerini anlatıyordu…
Yoksunluk sendromu demek; Madde bağımlılarının maddeye ulaşamadığında ya da ara verdiğinde yaşadığı krize deniliyormuş. Bazen de annelerin bebeklerini memeden kesmek istediklerinde yaşanılan bağımlılık sorunlarının adına verilen isimmiş.
Ne tuhaf dimi?
Yoksunluğunu çektiğimiz şeylerin de hastasıyız aslında…
Sanırım hepimiz birer hastayız :)
Bir şey istemek o şeye duyulan açlıkla ilgilidir ve istemenin şiddeti açlığın da boyutunu gösterir. Peki biz neyi istiyoruz? Ya da neye açız?
Ayrıca sadece bildiğimiz sigara, alkol gibi maddelerin bırakılması sebebi ile değil alışılan yer, kişi, eylemlerin de yoksunluğu ile ortaya çıkabilen bir sendrommuş.
Aşk?
Sevgi?
Belirtileri de varmış?
Huzursuzluk, uykusuzluk, sinirlilik, bulantı, baş ağrısı, iştah artması, konsantrasyon bozukluğu, korku, titreme, tansiyon çıkması, kalbin hızlı atması terleme, duysal ya da görsel halüsinasyonlar gibi bedensel belirtiler gibi… Hepsi birer dolunay belirtisi desem yeridir.
Dolunaylar bizim yoksunluklarımıza ihtiyaç duyduğumuz zamanlar o zaman diyebilir miyiz?
Dolunay yoksunluksa koç burcu yıldızlarında gerçekleşen olgu nedir?
Beyninin bir tarafı en rasyonel haliyle verdiği vereceği zararları sana bas bas bağırken zihninde çınlayan "ama"lar eşiğinde saplanıp kalmak...
Yoklukla baş etmeye çalışırken yoksunluğun ne demek olduğunu anlamak…
Kendini telkin etme gücünün duygulara yenik düşmesi...
Belirsiz ve uzak bir geleceğin çok değişkenleri içine yerleştirdiğin belkilerde teselli bulmaya çalışmak...
Yaşanacağını umduklarının, hayallerin, planların ve bütün soğukluğuyla gerçeklerin birbirine girip tek bir duygu kümesi haline gelmesi...
Derin nefeslere sığınmak, kaç nefes daha edeceğini sorarak...
Deli gibi öfkelenmek…Kafanı gözünü oraya buraya çarparak neden diye sormak…
Koç ayrıca harekete geçme ihtiyacını vurgulayan bir öncü burçtur.
Kendinizi dinamik, öncü bir birey olarak deneyimleyebilir ve işleri başlatmaktan zevk alabilirsiniz. Yerdeki dağınıklıkları görüp onları yerden kaldırabilirsiniz.
Bu duygusal bağımsızlığın bir işaretidir.
Duygusal gösterilerden veya duyguların 'zayıf' ifadeleri olarak değerlendirebileceğiniz şeylerden de rahatsız olabilirsiniz.
Sizi anlamadığını ve anlamak istemediğini fark ettiğiniz kişilerden usul usul el çekmelisiniz. Gürültü, patırtı çıkartmayın. Buna gerek yok. Çünkü bu yolculukta sizlere birileri bir şeyler öğretmek zorundadır. Siz anlaşılmak için çaba sarf etmeye değmeyecek kişiler olduğunu gördüğünüz için bu hep böyle olmayacak. Oluşan kocaman yalnızlığa katlanacak kadar güçlü de olabilmeli insan.
İnsanın, karşısına çıkan her canlıdan alacağı bir nasibi vardır. Kimisi ufkunu açar, kimisi düşmanlığı öğretir, kimisi yokluğu pay ettiğin aş olabilir. Sevgiyi bir hayvandan, olgunluğu bir meyveden bile öğrenebilirsin. Amacımız burada Allah’a ulaşmaktır. Bakmayı bilsen yeterlidir. Demem o ki, karşına çıkan her şey, senin ‘sen’ olmana vesile olabilir. Bakış açını ve düşünceni değiştirebilirsen hangi yola girersen gir, zaferle çıkarsın. Her şeyin koşuşu aslınadır. Bu dünyadan nasibin kendin olsun….
Dememiz o ki;
Derlenip toparlanıp yola devam edin arkadaşlar, çok oyalanmayın. Ne varsa kırılan dökülen yolda onarırsınız. Bir yerde bir şeyler bitmişse gitmeyi bilenlerin yolu hep açık olur. İstenmiyorsanız durmayın. Kendinizi sinirlendirecek ya da kendinizi değersiz hissettirecek işler içinde olmayın yeter ki…
Tekrar ediyorum.
Size siz lazımsınız. Bir gün mutlaka yalnız kalacaksınız.
Bunun için kendinizi onurlandırın, içinizi süsleyin, çiçekler ekin, sonra iç dünyanızınız köşesinde güzel bir kahve ısmarlayın kendinize….
Bakın o köşe hayatınızın hiç tahmin etmediği bir yerinde size lazım olacak.
Güç dediğin nedir ki?
Kavgasızlığa, iddiasızlığa, yarışmamaya öyle ihtiyacımız var ki…
Yoksa sizin gücünüz herkese yeter, yetmeyeceğinden değil…
Gücünüz kendinize yetsin…
Başkasına değil….
Bu arada fonda ezginin günlüğü eksik bir şey mi var çalıyor…
Ben açmadım…
Yazının sonuna sırayla o düştü…
Tabi ki tesadüf değildi :)
Mektubu Ay burcu Koç olan Steve Jobs’un sözleri ile bitiyirorum…
Zamanınız sınırlıdır, bu yüzden başka birinin hayatını yaşayarak boşa harcamayın. Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşamak olan dogmaya kapılıp kısılmayın. Başkalarının fikirlerinin gürültüsünün kendi iç sesinizi bastırmasına izin vermeyin. Ve en önemlisi, kalbinizi ve sezginizi takip etme cesaretine sahip olun. Bir şekilde gerçekten ne olmak istediğinizi biliyorlar. Geri kalan her şey ikincildir.
Mutlu dolunaylar dilerim…
Paylaş