Aydın Candabak: YÖK olmasa ÇÖK olur

Aydın CANDABAK

YÖK'ün 18'inci yıldönümünde ‘‘Nice yıllara YÖK’’ dileğinde bulunduğum için, epey tepki almıştım. ‘‘Vay, sen misin YÖK'ün yaşamasını dileyen.’’

Bugün de söylüyorum.

YÖK yaşamalı.

Adı ister YÖK olsun, ister ÇÖK; yükseköğretimi düzenleyen, faaliyetlerine yön veren bir kurumun bulunması kaçınılmaz ihtiyaçtır.

Nitekim 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'n-da da Yükseköğretim Kurulu'nun kuruluş amacı bu yönde açıklanıyor.

Aynı kanunun 7'nci maddesi ise YÖK'ün görevlerini uzun uzun açıklıyor.

Bu görevler özetle şöyle sıralanıyor:

Yükseköğretim kurumlarının kurulması, geliştirilmesi, eğitim-öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi,

İhtiyaç duyulan öğretim elemanlarının yurt içinde ve yurt dışında yetiştirilmesi,

Yükseköğretim kurumları arasında birleştirici, bütünleştirici, sürekli, ahenkli ve geliştirici işbirliği ve koordinasyonun sağlanması,

Üniversitelerin kapasitelerinin ve alınacak öğrenci kontenjanının belirlenmesi,

Öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yükseköğretime kabul edilmesiyle ilgili esasların tespit edilmesi,

Yükseköğretim kurumlarında ve bu kurumlara girişte imkan ve fırsat eşitliği sağlayacak önlemlerin alınması,

Öğrenim harçlarının belirlenmesi,

Üniversite bütçelerinin tespit edilerek, Milli Eğitim Bakanlığı'na sunulması,

Vakıf üniversitelerinin açılması ve denetlenmesi,

Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınmış diplomaların denkliğinin tespit edilmesi...

*

Bu görevleri yapacak bir kurumun gerekliliği konusunda itirazı olan birinin çıkacağını sanmıyorum.

Peki, YÖK bu görevlerini hakkıyla ve layıkıyla yerine getiriyor mu?

O ayrı bir tartışma konusu.

Ama YÖK'e (tekrarlayayım, adı isterse ÇÖK olsun) ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir olmamız gerekiyor.

12 Eylül öncesinde yükseköğretim (üniversiteler, akademiler, bakanlıklara bağlı meslek yüksekokulları, enstitüler, YAYKUR halinde) darmadağınıklık sergiliyordu.

YÖK'le birlikte bu dağınıklık giderildi.

Üstelik bugün 71 üniversite bulunuyor. 2'si yüksek teknoloji enstitüsü, 18'i vakıf üniversitesi.

Onun için YÖK'e dünden daha çok ihtiyacımız var.

Bu yüzden ‘‘Çok yaşa YÖK’’ demeye devam ediyorum.

*

YÖK konusunda bu tespiti yaptıktan sonra, rektör seçimi-atamasına gelmek istiyorum.

İstiyorum ama bu köşenin daha fazla satırı alamayacağını da biliyorum.

Haftaya buluşmak üzere...

Düzeltme: Geçen haftaki Pano'da inanılmaz bir hata yapmışım. Öğretim üyelerinin 564 oyu ile ilk tercihleri olan ve Cumhurbaşkanı tarafından da Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Nusret Aras'ın 70 oyla 5. sırada olduğunu yazmışım. Düzeltir, Sayın Aras'tan ve okurlarımdan özür dilerim. A.C.