Paylaş
ÖZEL okullar, eğitim sistemimiz içerisinde son derece önemli bir konumda bulunuyor. Türkiye Özel Okullar Birliği Ege Bölge Temsilcisi olan Zafer Eraslan’a göre bu okulları fiyatları, olanaklarıyla değil; nitelikleri ve eğitim kaliteleriyle tartışmalıyız. Kurucu temsilcisi olduğu Özel Çakabey Okulları’nda buna çok dikkat ettiklerini anlatan Eraslan, okullarında dijital öğrenme platformu gibi ilkleri gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduklarını anlatıyor.
- Türkiye Özel Okullar Birliği temsilcisi olarak günümüzde özel okulların geldiği noktayı nasıl görüyorsunuz?
- Özel okulların sayısı Türkiye genelinde arttı. Bugün itibariyle ülkemizdeki özel okul sayısı yaklaşık 4 bin 500. Özel okullara devam eden öğrenci sayısı 760 bine ulaştı. Ancak sektörü rakamlar üzerinden konuşmak bizi doğru bir noktaya getirmiyor. Çünkü eğitim, ülkemizin geleceğini olumlu ya da olumsuz anlamda direkt olarak etkileyecek tek sektör. Bu yüzden nicelik değil, nitelik konuşulması öncelikli olmalı.
- Özel okulların ne gibi sorunları var?
- Bana göre sektördeki en önemli sorun kalite için değil, öğrenci sayısını artırmak için çalışmak. Elbette bu bakış açısı beraberinde çok ciddi bir mesaj kirliliği getiriyor. TEOG, LYS sonuçlarında, sosyallik tanımında, uygulanan programlarda, yabancı dil konusunda gerçekçi olmayan vaatler havada uçuşuyor. Kampanyalar, indirimler, hatta günlük indirimler... Bu da doğal olarak özel okullara olan güveni azaltıyor. Bana göre özel okulculuğun büyüme hızı veya vergiler gibi biz okullara ait sorunlardan çok daha önce bu sorunu kabul etmeli, konuşmalı ve kontrol altına almalıyız.
FİYATLARDAN ÖNCE EĞİTİM KALİTESİ
- Özel okulların fiyatlarıyla eğitim kalitesi her zaman örtüşmüyor deniyor. Sizce kriter ne olmalı?
- Elbette aileler her hizmeti olduğu gibi eğitim hizmetini alırken de bütçelerine bakacak. Bugün maalesef okullar arasında rekabet, çoğunlukla ücretler üzerinden ve öğrenci sayısı için yapılıyor. Oysa ben ücret üzerinden yapılan rekabetleri, eğitim adına kabul edemiyorum ve bu bakış açısı ile ilgilenmiyorum. Bize göre ailelerin ilk araştırması gereken şey ücret değil, eğitim kalitesi olmalı. En kıymetli varlıklarının geleceğinden bahsediyoruz çünkü... Eğitimde kaliteyi ortaya koymak için de öğretmen niteliği ve niceliği, çok iyi fiziksel ve eğitimsel olanaklar, güven, etik değerler ve çok iyi bir gelişim hızı oluşturmak gerekir.
- Aileler okul seçerken nelere dikkat etmeli sizce? Bu konuda ne gibi yanlışlar yapılıyor?
- Ben aslında ailelerin bilincine çok güveniyorum. İnanın bazı yanıltıcı mesajlara rağmen onlar çocukları için önce kendilerinin bilinçli ve bilgili olmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar. Çakabey’de yalnızca öğrenci ve öğretmenlerimiz ile değil, velilerimiz ile de gurur duyuyoruz. Onların işbirliği ile ortak hedeflere birlikte yürümemiz çok önemli. Başarılarımızın, yenilikçiliğimizin önemli bir paydaşı da velilerimiz. Benim ailelere genel olarak önerim ise özellikle okul öncesinden başlayarak okulun vaat ettiği her olanağı, her etkinliği, yabancı dil programını, uluslararası çalışmaları, sınav başarılarını, müfredatı, öğretmen deneyimini “kendi çocuğunun sınıf grubunu baz alarak” net veriler ile sorsunlar. Kısacası aileler sloganlara değil, gerçekten yapılan çalışmalara odaklanmalılar.
YAŞAM BOYU ÖĞRENME HEDEFİ
- Özel Çakabey Okulları olarak nasıl bir vizyonunuz var?
- Bizim çok inandığımız ve gerçekleştirmek için çok çalıştığımız bir misyonumuz var: “Ulusal ve uluslararası değerlerin bilincinde, yaşam boyu öğrenmeyi hedefleyen, özgüveni ve iletişim becerileri güçlü, bilgiden bilgi üretecek birikime ve yaratıcılığa sahip genç liderler yetiştirmek.” Misyonumuz bizim için duvara asılan bir söz değil. Bu, bizim tüm Çakabey Ailesi olarak gönülden inandığımız bir amaç. Ebedi önder Atatürk 1937 yılında Ankara’da genç öğrencilere yaptığı bir konuşmada diyor ki “Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar.” İşte biz de hiç dinlenmeden kendimizi geliştiriyor, Amerika ve Avrupa’daki eğitim kuruluşları, Türkiye’deki üniversiteler ile her alanda işbirliği yapıyor, Türkiye’de ilk olan olanakları öğrencilerimize sağlıyoruz. Çünkü biliyoruz lider öğrenciler yetiştirmek için lider okul olmak gerekir. Bu da ancak çok çalışma, yenilikçilik ve insana yatırım ile mümkündür.
- Bu vizyonu öğrencilerinize nasıl aktarıyorsunuz? Şimdiye kadar yetişen öğrencilerinizden örnekler var mı?
- 4 yaştan üniversiteye kadar eğitim veren bir okuluz. Bize göre tüm yaşlarda her şey sevgiyle, öğrenme sevgisi ile başlar. Çocuklarımız koşulsuz olarak çok sevildiklerini her yaşta hissetmelidirler. “Koşulsuz” kelimesinin altını çiziyorum, sevginin ön koşulu yoktur. Sonra bu güzel kampüste güven içinde hissederler. Saygı kurallarını, evrensel etik değerleri yaşayarak öğrenir, rol modellerinde görürler. Türkçeyi, fen bilimlerini, matematiği yaşamın içinde görür ve yabancı dilleri kullanırlar. Sonuç olarak okulda oldukları her andan zevk almalarını sağlayacak dopdolu bir programı ve iklimi okulumuzda oluşturmuş olmaktan gurur duyuyoruz. İzmir’in en büyük kampüsü olan okulumuzda dijital tahtalarımız, dijital eğitim materyallerimiz, 50.000 kitaplık kütüphanemiz, sosyal gelişim programımız, atölye ve laboratuvarlarımız, spor ve sanat alanlarımız ve uluslararası çalışmalarımız ile her öğrencimizi akademik, sosyal ve yabancı diller alanlarında geleceğe hazırlarız. Çakabey Okulları hiçbir çalışmanın rastgele yapılmadığı, özenli bir sisteme sahip bir okuldur. Mezunlarımıza gelince yalnızca Türkiye’nin en iyi üniversitelerine değil, dünyanın en iyi ilk 250 üniversiteden kabul ve burs alıyorlar. Örneğin en son aldığımız haberlerden birini paylaşayım, ODTÜ Elektrik Elektronik Bölümü’nü bölüm, fakülte ve üniversite birincisi olarak bitiren mezunumuz doktora için MIT, Harvard ve Stanford’dan kabulü aldı.
DİJİTAL ÖĞRENME PLATFORMUMUZ ÜLKEDE TEK
- Okulunuz akademik başarısıyla da tanınıyor. Bu konuda nasıl bir yol izliyorsunuz?
- Evet, biz akademik olarak öğrencilerimizi TEOG, LYS’de ve uluslararası SAT gibi sınavlarda yüksek başarılara ulaştıran bir okuluz. Bizim başarıdan anladığımız “tüm öğrencilerimizi” başarıya ulaştırmak. Nitekim hiçbir yıl Türkiye derecesi yapan öğrencilerimizin bireysel başarılarını açıklamayız. Seçilmiş öğrenciler ile değil, tüm öğrencilerimizin ortalama başarısı ile zirvede yer alırız. İşte bize göre başarı budur; her öğrenciyi kendi kapasitesinin en üst seviyesine yükseltmektir. Yoksa seçilmiş 15-20 öğrencinin ortalamasını, bir iki öğrencinin Türkiye derecesini veya pek çok okulundan bir tanesinin başarısını açıklamak bizce başarı değildir. Bu başarıya ulaşmak için de yıllardır deneyimle oluşturduğumuz ve öğretmenlerimizin titizlikle uyguladığı bir programımız var. İlkokulda 21. yüzyıl becerilerini kazandıran, okulumuza özgü zenginleştirilmiş, farklılaştırılmış bir müfredat uygularız. Çocuklarımız ilkokuldan itibaren hiçbir eksik konusu, kazanımı kalmadan özenli bir ilgi ile büyürler. Ortaokuldan itibaren ise ölçme değerlendirme sistemimiz, yaşayarak öğrenme sağlayan ders içeriklerimiz, ek kurslarımız, kadromuzun deneyimi, Türkiye’de yalnızca Çakabeylilere özgü olan dijital öğrenme platformumuz ile bu başarı doğal bir sonuç haline geliyor.
- E-ders ismini taşıyan dijital öğrenme platformunuz Türkiye’de ilk ve tek olan bir çalışma değil mi?
- Öğrencilerimize en iyi olanakları sağlamak için sürekli kendimiz ile yarışıyoruz. E-ders projemiz de bunlardan biri. Biliyoruz ki Z kuşağının öğrenme motivasyonları bizlerden farklı, onlar deyim yerindeyse teknolojiyi kullanarak doğdular. “Teknoloji sayesinde zaman ve mekana bağlı kalmadan, özgürce öğrenecekleri bir platform yaratabilir miyiz, İnternetin olduğu her yerde 7/24 öğretmenleri ile birlikte ders yapabilirler mi?” düşüncesi ile 2011 yılında ön hazırlıklara başladık. İlerledikçe proje gelişti ve bugün iki stüdyo içeren, en yüksek teknolojik olanaklara sahip Çakabey Medya Ofisi’ni kurduk. Burada 1. sınıftan 12. sınıfın sonuna dek tüm derslerde, öğretmenlerimiz tüm yılın konularını, özel hazırlanmış dijital materyaller eşliğinde, soru çözümleri ile kamera karşısında anlattılar. Yaklaşık 5000 videonun bulunduğu, 60 kişilik bir ekip ile ortaya çıkardığımız e-ders sisteminde, çocuklarımız bugüne dek 163.000 ders izlediler. Bu eşsiz olanağı sunmak kadar öğrencilerimizin öğrenmeye gösterdikleri bu ilgi de bizleri mutlu ediyor.
KÜLTÜR BAKANLIĞI’NDAN ÖDÜL ALIYORUZ
- Siz kurum olarak ödüllü kültür faaliyetlerini de yürütüyorsunuz. Biraz bahseder misiniz?
- Bize göre eğitim sektöründe olmak, çocuklarımızın geleceği için, ülkemiz için daha çok sorumluluk almayı gerektiriyor. Tabi bir de çocuklarımıza öğrettiğimiz sosyal sorumluluğu önce okul olarak biz yapmalıyız, örnek olmalıyız diye düşünüyoruz. Bu düşünceden 2007 yılında kurduğumuz Çakabey Kültür Yayınları ile ülkemizin zenginliklerini hem kendi insanımıza hem dünyaya anlatmak istedik. Okulumuz bünyesinde oluşturduğumuz profesyonel olanaklar ile çalışmaya başladık. Şu ana dek altı kitap ve belgesel hazırladık. “İzmir 8500 Yıllık Bir Kent” iki dildeki kitabımız, Gümüşhane Karaca Mağarası kitap ve belgeseli, “Zamanın Durduğu Kent Ahlat” isimli kitap ve belgesel, “Doğanın Gerçeküstü Hediyesi Kapadokya” ve en önemli projemiz, iki dildeki Türkiye Dünya Miras Alanları kitabı ve fotoğraf sergimiz. Yayınlarımız ve fotoğraflarımız Kültür Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından özel olarak ödüllendirildi ve ülkemizin tanıtımında kullanılıyor. Benim de fotoğraf çekerek destek verdiğim bu çalışmalarımızın çocuklarımızın geleceğinde katkı oluşturmasını amaçlıyoruz.
Paylaş