Şiddetin çözümü kadının güçlenmesi

25 Kasım’ın Dünya Kadına Şiddete Hayır Günü olması nedeniyle sohbet ettiğim Barones Meral Ece, kadına şiddetin ancak kadınların güçlendirilmesiyle çözüleceğini söylüyor.

- Ailenizin Kıbrıs’tan İngiltere’ye göç etme hikayesi nasıl?
Ailem 1947’de İngiltere’ye Kıbrıs’tan göç etmiş. Babam orada polismiş. Dayım İngiliz ordusu için 2. Dünya savaşında askerken esir düşmüş ve 4 yıl Almanya’da esir kampında kalmış. Sonra İngiltere’ye yerleşmiş ve annem de yanına gelmiş ve babamla evlenmiş. Ben Londra’da doğdum ve eğitimimi burada aldım. Aslında sanat eğitimi aldım. İngiltere’de çok tanınan sanatçı Tracey Emin de akrabam oluyor.
- Politikaya ve Lordlar Kamarası’na girmeniz nasıl oldu?
Sanat okulundan mezun olduktan sonra yerel hükümette çalışmaya başladım. Bir kütüphanede görev aldım. Orada çok kitap okudum açıkçası. Sonra belediye meclis üyesi oldum. 16 yıl bu görevi yürüttüm. 2010’da bıraktım. Yine bir çok projede çalışıyordum. Sonrasında Lordlar Kamarası için teklif geldi. Şaşırdım ama Lordlar Kamarası’na giren ilk Türk asıllı kişi olmanın önemini düşününce büyük bir sevinçle kabul ettim ve Barones olarak ilan edildim. Törene ailemin ve en önemlisi annemin gelmesi çok hoştu. Babam da görsün isterdim ama annemin bunu görmesi ve benimle gurur duyması beni hala çok sevindiriyor.
- Lordlar Kamarası’nda çalışırken öncelik konularınız neler?
Açıkçası buradaki kimi üyeler ara sıra geliyorlar fakat ben tamamen işim gibi benimseyerek çalışıyorum. Kısa zaman önce partimin eşitlik konularındaki sözcüsü oldum. Bu nedenle sosyal konular, azınlıklar, kadın konuları gibi birçok konularda yaşanan eşitsizlikler üzerine çalışıyorum. Bir kadın olarak burada bulunmak da önemli tabi. Kadınlar hele hele azınlık gruplarına dahil kadınlar büyük sorunlar yaşıyor. Bu konuları kamuoyunun gündemine taşımaya, yaşanan sıkıntıları duyurmaya çalışıyorum.

ÖNCELİKLE KADINLAR GÜÇLENDİRİLMELİ
- Kadınlar konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Siyasi hayatım boyunca bir çok kadın organizasyonunda görev aldım. En önemlisi imece idi. Hala çalışmalarını sürdürüyor. Türkçe eğitim için büyük bir organizasyon kurduk. Bunu kadınlarla yaptık. Çocuklar için kadınlar için bir çok proje gerçekleştirdik. Hatta o dönemde aile içi şiddet konusunda çok önemli çalışmalar yaptık. Başta Türkler olmak üzere tüm azınlıkları kapsayan bir çalışma oldu. Bu konu konuşulmazken biz gündeme getirdik. Daha da iyisi buradaki yerel aile içi şiddet kurumlarıyla birlikte çalıştık.
- Kadına şiddet konusunda ne gibi çözümler geliştirdiniz?
Daha çok kadınları güçlendirmeye çalıştık. Çünkü hepsinin aile ile ilgili bağlayıcı durumları oluyor. Bazıları eşinden dolayı vatandaşlık hakları olduğundan katlanıyor, bazıları ekonomik yoksunluktan. Mesela bir kadın bize gelmişti ve kalacak yeri yoktu. Biz ona yer ve gerekli koşulları sağladık. Bir kaç yıl sonra yönetim komitesine girmişti. İşte bu kadını güçlendirme ve dönüştürme konusunda güzel bir örnek.

KİMSE SİZE NE YAPAMAYACAĞINIZI SÖYLEYEMEZ
- Sizce gelişmiş ülkelerin kadınları mesela İngiliz kadınlar da bu tip sıkıntılar yaşıyor mu?
Evet bence tüm dünyada kadınlar çeşitli sorunlar yaşıyor. Şiddet her yerde var. Etnik azınlıklarda belki daha kültürel sıkıntılar oluyor. Kızlar okula gönderilmiyor, erken evlendiriliyor. Ama istatistiklere bakıldığında burada da şaşırtıcı sonuçlar görülüyor. Hemen her yerel polis merkezinde aile içi şiddet merkezi ve görevlileri olmasına, her kadının şikayetini dikkate almak ve mutlaka konuşmak zorunlulukları olmasına rağmen hemen her hafta 2-3 kadının şiddet nedeniyle öldüğünü görüyoruz. Hatta bunlar kimi zaman daha yüksek sosyo-ekonomik tabakadan bazen eski eş, sevgili ya da eşi tarafından şiddet görüyor ya da öldürülüyor.
-Kadınların iktidarda, politikada yeteri kadar yer almaması konusunda neler söyleyeceksiniz?
Kadınların başta politik çevre olmak üzere daha fazla iktidara sahip olmaları önemli. Kızlarla, kadınlarla neden politikaya girmediklerini konuşunca görüyorum ki çoğunluğu bunun bir davetle olmasını bekliyor. Ama kimse size gel milletvekili ol demeyecek. Ben özellikle kız okullarına gittiğimde onlara elimden geldiğince iyi bir model olmaya çalışıyorum. Onlara kimsenin size neyi yapamayacağınızı söylemelerine izin vermeyin diyorum. Özellikle bizim kültürümüz maalesef kadınlara, kızlara neyi yapamayacağını söylemek konusunda çok iyi... Zaten kızlar ve kadınlar başkalarının kendileri hakkındaki düşüncelerini çok önemserken bunlarla başedebilmeleri çok zor.