Paylaş
Bu anlamda söyleyeceklerini yazıya döken Karşıyakalı Avukat Cevdet Florat ‘Ayağa Karşıyakalılar Ayağa’ adlı kitabında geçmişten bugüne Karşıyakalılık ruhunu anlatıyor. Kendilerine daha fazla sahip çıkılmasını istediklerini anlatan Florat, ‘Ruhumuza ve kültürümüze sahip çıkmalıyız’ diyor.
‘KARŞIYAKALILARIN İSYANI’ DİYEBİLİRİZ
- Sizin ve ailenizin Karşıyaka ile bağı nasıl başlamış?
- Biz Selanik kökenli bir aileyiz. Türklüğü yaşam amacımız olarak görürüz. Dedem Cevdet Florat Selanik’te Türk kimliği ve İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olması nedeniyle Yunanlılar tarafından uzun süre hapse atıldı. Amcam Fikret Florat uzun süre CHP’de çalıştı. Ancak o dönemin CHP’li yöneticileri her zaman halkın içindeydi ve insanların ne düşündükleri onlar için önemliydi. Şimdi biz kentimizde ne belediye başkanlarını ne de milletvekillerini görebiliyoruz. Seçilen Ankara’ya gidiyor, bir daha gelmiyor. Belediye başkanları ise odalarından çıkmıyor. Daha sonra ailemiz Selanik’ten Karşıyaka’ya yerleşti.
- Karşıyaka ile ilgili bir kitap yazma ihtiyacı nereden doğdu?
- Karşıyaka sahipsiz. Karşıyakalı yalnız. Karşıyakalı’nın çok büyük sorunları var. Biz Karşıyakalılar olarak yıllardır olan biteni izliyoruz. Ama gördüklerimiz ve yaşadıklarımız bir çok insan gibi bana da “Yeter” dedirtti ve bu kitabın yazılmasına sebep oldu. Son 20 yıldır giderek artan bir şekilde Karşıyakalılar kendi kentlerinde yok sayıldılar. Politik hayattan da ekonomiden de sosyal hayattan da silindiler. Bu kitap için “Karşıyakalıların isyanı” diyebilirsiniz “Karşıyakalıların çığlığı” diyebilirsiniz, “Karşıyakalıların kendi kentlerini geri kazanma çabası” diyebilirsiniz. Bundan sonra artık yıllardır dışlanan Karşıyakalılar Karşıyaka’da belediye başkanlığını da, meclis üyeliklerini de, milletvekillerini de talep edecekler. Yıllardır susan Karşıyakalılar artık seslerini gür bir şekilde duyuracaklar. Biz artık neyin ne olduğunu anladık. Kafamızda taşları yerli yerine oturttuk. Biz A Partisi, B Partisi değiliz. Biz Karşıyaka Partisi’yiz. Çağdaş, modern, laik, Atatürkçü çizgimizden kesinlikle ödün vermeyiz, ama politikada desteğimiz partilere değil kendi insanımızadır. Önemle belirtmek gerekir ki bu kitap bir üçlemenin ilki. Ardından yine aynı konuda iki kitabım daha çıkacak.
- Kitap nasıl tepkiler aldı. Size katılan ya da farklı fikirlerde olanlar var mı?
- Kitabı ücretsiz dağıttık. İnanılmayacak derecede olumlu tepkiler aldık. Artık “Çay bardağını koysam nasıl olsa seçilir” düşüncesi Karşıyakalılar’ın zihnine yerleşti. Çünkü bu bizden olmayan seçimler yüzünden hep kaybettik. Sonuçta futbolda 3. Lig’e düştük, dönüp bakan olmadı. Uzaktan baktıkça hep kaybettik. Ama artık Karşıyakalı uyandı. Karşıyakalı, bugüne kadar her konuda dışlandığını, oy verme dışında hiç bir konuda kendisinin adam yerine koyulmadığını gördü. Karşıyakalı hakkını istiyor. Karşıyakalı kendi kentine sahip çıkmak istiyor. Karşıyakalı Karşıyaka’da ilk yürümeye başladığı, sevgilisinin elini tuttuğu, arkadaşını toprağa verdiği kendi kentinde kendi geleceğine sahip çıkmak istiyor. Artık herkes emin olabilir ki Karşıyaka’da hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
KARŞIYAKA’NIN ÇOK ÖZEL BİR KÜLTÜRÜ VAR
- Karşıyaka her zaman İzmir’de farklı bir yere sahip oldu. Hatta 35,5 diyerek kendini çoktan ayrı ilan etti. Karşıyaka ve Karşıyakalılar kendilerini nasıl tanımlıyor?
- Karşıyaka Türkiye’nin en çağdaş, en modern, insan kalitesi olarak en tepede olan bölgesi. Ancak belirtmek gerekir ki bu sadece insan kalitesi bakımından geçerli. Gelişmişlik düzeyine baktığınızda Karşıyaka Anadolu’nun bir çok yerinden geri. Karşıyaka’nın hastanesi yok. Karşıyaka Devlet Hastanesi kapatıldı ve Çiğli’ye bir hastane açıldı. Çocukluğumuzda havaalanımız vardı, şu anda yok. Üniversitemiz yok. Karşıyaka’nın bir stadı yok. Adliyemiz çok yetersiz. Karşıyaka sadece Karşıyaka Yalısı’ndaki kafelerden ibaret durumda. Kısaca Türkiye’nin en çağdaş insanlarının çok büyük sorunları var. Hastalarımız sabah ve akşam trafiğinde Ege Üniversitesi’ne yetiştirilmek istenirken ambulanslarda can veriyor. Karşıyaka ve Karşıyakalı bunları hak etmiyor. Karşıyaka’nın hizmet alamama gibi bir sorunu var. 1994 yılından beri Tansu Çiller başbakanken Karşıyaka-Trabzon maçında açık tribüne açılan 50 metrelik bir pankartla Kuzey İzmir’in Karşıyaka adıyla kent olmasını talep ettik ve de hala da bu ısrarımızı sürdürüyoruz. Yönetim kolaylığı bakımından İstanbul’un 3, Ankara’nın 2’ye bölünme projelerinin olduğunu biliyoruz. Karşıyaka’nın da il olması kentimize çok büyük katkı sağlayacaktır.
- Karşıyakalıların farklı bir kültürü olduğu muhakkak ki siz de bunu sıklıkla vurguluyorsunuz. Biraz anlatır mısınız bu kültür anlayışını?
- Karşıyaka kültürü çok farklı. Biz Ege insanıyız, deniz insanıyız. Deniz olmadan yaşayamayız. Aramızdan Anadolu’ya gidenler bile sokak aralarından denize ulaşacaklarına inanarak yürürler. Bizler hoşgörülü, kültürlü, yemeyi, içmeyi, keyfi seven insanlarız. Kadına önem veren, aşkı seven, huzurdan beslenen, kimse gibi olmak istemeyen, özgürlüğü her şeyin önünde tutan dünya insanlarıyız. Bizler hayatın içindeyiz. Korkmayız. Dibine kadar yaşamayı severiz. Amerikan başkanıyla da dağdaki çobanla da aynı şekilde konuşuruz. Sevdik mi tam severiz. Balığımıza, rakımıza, salatalarımıza, zeytinyağlılarımıza ayrı bir önem veririz. Zevklerimizden taviz vermeyiz. Kadınlarımız erkeklerini, erkeklerimiz kadınlarını sahiplenir. Kadın her zaman erkeğinin yanındadır. Kitap okuyan, müzik dinleyen, film izleyen, gündemi takip eden kültürlü insanlarız. Sıcakkanlıyız. Farklıyız. Sabahları insanlara günaydın deriz, hiç tanımadığımız insanlarla bir iki dakikada 10 yıllık dost oluruz. Biz buyuz ve bu şekilde kendine güveni olan yaşamayı seven, yeşil kırmızı renklere aşık insanlarız.
KARŞIYAKA SPOR KULÜBÜ BİR MARKADIR
- Sizce Karşıyaka ruhu ve kültürünün gelişmesi adına neler yapılabilir?
- Çocukluğumuzda Karşıyaka sahilinde Tilla, Karşıyakalı, Sakıpağa, Emirgan gibi mekanlar vardı. Buraları Karşıyakalıların sosyalleşme ve bir araya gelme mekanlarıydı. Belediyelerce bu mekanlar birer birer kapatıldı. Simgelerimizi kaybettik. Bize yabancı yerel yöneticiler Karşıyaka’yı bilmediklerinden, tanımadıklarından Karşıyaka’ya hiç bir katkı sağlayamadılar ve sembol mekanlarımızı yok ettiler. Karşıyaka’ya belediye başkanı olacak kişinin insanları tanıması lazım, sokakları karış karış bilmesi lazım. Parti genel merkezlerinin artık “Ankara’dan belediye başkanı atarım. Nasıl olsa tıpış tıpış oy vermeye mecburlar. Hayat tarzlarını korumak için kimi aday gösterirsek oy verirler” düşüncesi, bugün Karşıyaka’nın felaketine sebep olmuştur. Yamanlar’ı bilmediklerinden, Yamanlar’da bizim gibi çocuklukları geçmediğinden, Yamanlar’ı İzmir’in çöp tesisi yapmaya çalışırlar. Hiç bir ihtiyaç olmamasına rağmen yolları daraltıp Karşıyakalı’nın sahille bağlantısını kesip şehrin içinden İzban işletmeye çalışırlar. Bunlar bu kentte yaşamadıklarından hayatlarını bu kentte geçirmediklerinden bilmedikleri kentimizi mahvettiler. Biz artık kendi insanlarımızı etkili konumda görmek istiyoruz. Karşıyaka’da mutlaka sosyal bir dayanışma ağı kurulması gerekiyor. Muhtaç insanlarımız var. Bu insanlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor.
- Karşıyaka spor potansiyeli çok yüksek olmasına rağmen maalesef büyük iniş çıkışlar yaşıyor. Siz bunu neye bağlıyorsunuz?
- Karşıyaka Spor Kulübü bir markadır. Karşıyaka’yı dünya tanıyor. Bu kentin yerel yöneticileri Karşıyaka’yı ciddiye almıyor ama Karşıyaka 1912’de kurulmuş bir kulüp. Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün ziyaret ettiği kulübümüzün yapılacak stadı için “O stadın ne tarihi var?” diyen yerel yöneticileri bile gördük. Ancak bugün Karşıyaka’nın bir stadı yoktur. Belediyeler tarafından bu stadın yapılmaması için açılan davalara avukat kimliğimizle müdahil olduk. Yapmayın etmeyin bu kulübe yazık etmeyin dedik dinletemedik. Oysa Karşıyaka’nın Yalı’daki yerde yapılacak ve bu stadyumun yanına yapılacak sosyal tesisler ile bir stadı hep vardı. Karşıyaka Stadı başlamış olsaydı Nisan 2016’da teslim edilmiş olacaktı ve bu yıl Karşıyaka kendi stadında oynayacaktı. Yaptırmadılar. Hem yaptırmadılar, hem de kendileri yapmadılar. Biz bu kentte Karşıyaka’mıza Karşıyakaspor diyen yöneticiler gördük. Belediyelerin açtıkları davalarda belirttikleri temel unsur ise trafik yoğunluğu. Trafik yoğunluğu önemliyse o zaman Bostanlı Pazarı neden açıktır? O zaman Mavişehir’de neden birbiri ardına AVM’ler yapılmaktadır? İki haftada bir iki saat maç yapılacak ve Karşıyakalılar’ın yürüyerek gidip gelecekleri statta hiç bir yoğunluk olmaz. Karşıyaka Stadı yalıya yapılırsa Karşıyaka esnafı da ekonomik olarak büyük fayda sağlayacaktır. Stadımızın engellenmesi bizler için çok büyük bir hayal kırıklığıdır. Herkes bilsin ki Karşıyakalı stadını yalıya istiyor.
Paylaş