Kaybolan lezzetlerin peşinde
MUTFAK kültürü mirasımızı sahiplenen tek etkinlik olan, “Uluslararası Kaybolan Lezzetler Festivali” haftaya Alaçatı’da başlıyor. 6 - 8 Haziran’da ‘İlkbahar & Yaz’, 10 - 12 Ekim’de ‘Sonbahar & Kış’ yemekleri olarak düşünülen festivalde, 3 gün çık hava sineması, yöresel ürünler, gastro turlar, söyleşiler, tadımlar ve onlarca etkinlik yaşanacak. Restoranlarda da bu özel tariflerin yer aldığı menülerle eşsiz lezzet deneyimi sunulacak. Festival danışma kurulu üyeleri Celal Uysal ve ydın Demir ile kaybolan lezzetlerimizi konuştuk. Festival hakkında detaylı bilgilere www.kaybolanlezzetler.com’dan ulaşabilirsiniz.
Celal Uysal - Turizmci
İZMİR VE ÇEVRESİYLE SAKIZ’DA AVA ÇIKTIK
- Kaybolan Lezzetler Festivali nasıl çıktı ortaya?
- Amacımız unutulmuş ve unutulmaya yüz tutmuş tarifleri toplamak, uygulamak ve tattırmak. Tarifleri İzmir ili, ilçeleri ve Sakız adasına yaptığımız lezzet avlarıyla topladık. Aydın Demir, Funda İnansal, Gökçen Adar, Cengiz Uziş, Yaprak Uziş, Levent Alpat, Celal Uysal ve değerli birçok ismin bulunduğu önemli bir danışma kuruluyla Dude Table’nin katkı sağladığı festivale Kültür Bakanlığı da uluslararası boyutta destek veriyor.
- Neler olacak bu festivalde?
- Kaybolan Lezzetlerin seçilmiş özel tariflerinden oluşan menüler Alaçatı’nın en özel ve popüler restoranlarında servis edilecek. Festival birçok söyleşiye ve tadıma da ev sahipliği yapacak. Ege Mutfağı, Zeytinin Sütü Zeytinyağı, Ege’nin Lavanta Kokulu Sofraları, Sakızlı Lezzetler, Yerel Güzeldir Tadımları, Likör Söyleşileri, İzmir Bağları ve Şarapları, Türkiye’nin en önde gelen şeflerinden Aydın Demir, Tevfik Alparslan, Tarkan Özdemir, Güler Sarıgöl Köymen önderliğinde “Annesinin kızı” temalı tadım ve söyleşi olacak.
DAVETİYELERİ İNTERNETTEN İNDİREN KATILABİLİR
- Herkes katılabiliyor mu bu etkinliklere?
- www.kaybolanlezzetler.com adlı sayfamızdan tüm etkinliklerimizin davetiyelerini indiren herkes. Bu sayfamızda ayrıca birçok tarif ve bilgi paylaşıyoruz. Yemek yazarlarımız konuşmalar yaparak kitaplarını imzalayacaklar. Bir de yemek yarışmamız olacak. Ödemiş’ten, Foça’dan, Ege’nin herhangi bir yerinden seçtiğimiz özel tariflerin sahiplerini getirerek yarışma düzenleyeceğiz. Aslında birinci seçmeyeceğiz. Ama bir tanesi jürinin oyları sonucu öne çıkarılacak. Bizim için hepsi özel tarif olduğundan ayrım yapmıyoruz.
- Uluslararası dediniz, bu anlamda neler yapılıyor?
- Akdeniz ve Kuzey Akdeniz ülkelerinden katılan dünyaca ünlü şefler Lorenzo Cogo, Rafik Tlatli ve Joe Barza kendi ülkelerini yansıtan lezzetlere yer verirken bir taraftan da Kaybolan Lezzetler’de Türk mutfak kültürümüzü öğrenerek ülkelerinde tanınmasında katkıda bulunacaklar. Turkmax Gurme, festivalin iletişim sponsoru olarak Kaybolan Lezzetler’in özel tatlarını ve etkinliklerini ekranlarına taşıyacak. Dolayısıyla bölgenin tanıtımı açısından önemli bir katkı olacak.
EL SANATLARIMIZA DA SAHİP ÇIKIYORUZ
- Sadece Alaçatı ile sınırlı mı etkinlikler?
- Festivalin resmi tur operatörü Prontotour, “Kaybolan Lezzetler Festivali” kapsamında Uzundere’deki Köstem Zeytinyağı Müzesi, Mutfak ve Sofra Gereçleri ile Chermine Vidori resim sergileri, bağ gezileri atölye çalışmaları ve tadımlarla özel bir gezi programı hazırladı. Bu festivalde kaybolan el sanatı olan çini, keçe, oya, ebru, seramik ve benzeri ürünlerle bölgedeki önemli yöresel ürünler de yer alacak.
Aydın Demir - Şef
YURTDIŞINDA ŞEFLERİN RESTORANLARI VE İNSANA YATIRIM VAR
- Nerelisiniz? Bolulu musunuz yoksa?
- Hem de Mengenliyim. 5 kuşaktan beri aşçılık var ailemizde. Babam, amcam, dedem soyum sopum yemek işiyle ilgiliydi. Ailem de çok bilinen şefler var. Ağırlıklı olarak İstanbul olmak üzere birçok farklı şehirde çalıştım. Ege’de de oteller ve restoranlarda çalıştım. Yurtdışı deneyimim de var. En son Divan grubunun şefiydim. Yılbaşında ayrıldım. Türkmax Gurme kanalında her sabah yemek programı ve danışmanlık yapıyorum.
- ‘Yemek işinin danışmanlığı da olur mu’ diyenler çıkabilir. Pek bilinmiyor sanki bu konu bizde...
- Haklısınız bilinmiyor, çünkü yemek işine kurumsal bakılmıyor. Restoran sahibi bir şefi beğeniyor, ‘gel bizim restorana’ diyor. Tabii bir de yurtdışında şeflerin kendi restoranları var genellikle. Oysa bizde bir işadamı yemek sektörüne girmeye karar veriyor ama işin mutfağını gerektiği gibi önemsemiyor. Yanlış yatırımlar yapıyor, sadece dekorasyona odaklanıyor, şeflere gereken önemi vermiyor, şef bırakıp gidince de tüm yatırım boşa gidiyor. Maalesef insana gereken yatırım yapılmıyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI KÖŞKÜ’NDE ÇALIŞIRKEN EGE’Yİ İNCELEDİM
- Ege mutfağının özündeki yemekler gerçekten kayboluyor mu sizce?
- İnsanlar içerisinde oldukları şeyin önemini anlayamıyorlar. Sonra da kaybetmeye başlıyorlar. İnanın Ege’den uzaktayken değerini daha iyi anladım. Bir dönem Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde çalıştım, alt yapı kurdum. O dönem başta Gökçen Adar’ın kitapları olmak üzere birçok kaynaktan Ege mutfağını incelemeye başlamıştım. Mutfağının, kültürünün ne kadar özel olduğunun farkına vardım. Aslında Türk mutfağı için de söyleyebiliriz bunu. Risotto yapma merakımız, steak house denen et restoranlarının çığ gibi çoğalması, dünya mutfakları, füzyon merakımız, moleküler gastronomi gibi şeylerin peşine düşmemiz sonucu kendi mutfağımızı ihmal ettik, küçümsedik. Oysa dünyada yerel malzemelerle, kendi kültürünü yansıtan restoranlar her zaman daha önde.
