Paylaş
BENAN Bilek, İzmir basın ve reklam camiasının çok yakından tanıdığı başarılı bir reklam koordinatörü iken ‘Biz Bize Kız Muhabbeti’ adında tek kişilik gösteriler yapmaya başladı. Sosyal medyanın yanı sıra, kulaktan kulağa da yayılmaya başlayan gösteriye giden kadınlar arasına ben de katıldım. Gerçekten, uzun zamandır bu kadar gülüp eğlenmemiştim. Kendi deyimiyle kadınların aralarındaki muhabbeti sahneye taşıyan Benan Bilek, ‘Türkiye’nin ilk Kadın Soft Pornografik Meddahı olmak istiyorum’ diyor.
Bana sorarsanız, çoktan bu unvanı haketti...
HEPİMİZ BABAMDAN BESLENDİK
- Sevgili Benan biz seni reklamcı olarak tanırken sen bir anda sahneye çıkmaya başladın. Tiyatro eğitimi almış mıydın?
- Aslında çok istedim, ama kısmet olmadı. Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nü bitirdim. Sonrasında bir doğrudan satış firmasında Halkla İlişkiler yöneticisiydim. Direkt reklam yerine, genellikle motivasyan artırıcı aktiviteler yapıyorduk. Bunlar da farklı oyunlar, eğlenceler oluyordu. Sonra bir kafe açtım, ama 3 yıl sonra tekrar eski patronlarımla çalışmaya başladım. Daha sonra düğün organizasyonları yapan bir firma kurdum. Tüm bu işler sırasında sürekli metinler yazıyordum. Bir dönem İzmir’deki 100 tanıtım filminin 80’ini yazmıştım. En son şimdiki patronum olan Erol Yaraş ile Maya Ajans’ta çalışmaya başladım.
- Kardeşin Renan tiyatrocu değil mi?
- Aslında hepimiz babamdan beslendik. Televizyonun olmadığı dönemlerdi. Her akşam misafirlerimiz olurdu. Babam belli bir saatten sonra taklitler, oyunlar yapardı. Bir de o dönem çok elektrik kesilirdi. O nedenle ben, Hacivat - Karagöz’ü de seyrederek büyüdüm, çünkü babam onu da oynatırdı. Renan, Galatasaray ve Gazetecilik mezunu, alaylı bir tiyatrocu. Ferhan Şensoy gibi ustalarla çalıştı. ‘Öyle bir Geçer Zaman ki’ dizisinde Süleyman karakteriyle tanındı. Ayrıca tek kişilik gösteriler yapıyor.
50 YAŞINDAN SONRA SAHNE
- Neden çok istediğin halde tiyatro eğitimi almadın?
- Çocukken çok istemiştim, ama Arnavutlar kızlarını biraz fazla sıkarlar. Ailem benim tiyatrocu olmama izin vermedi. İstanbullu olduğumuzdan üniversite sınavında 18 tercihin 16’sını İzmir’den yaparak bir nevi evden uzaklaştım. Zaten ilk geldiğimde 2 kulakta 9 küpe, 10 parmakta 20 yüzük, biraz iplerimden kurtulmuş gibiydim. İzmir’i çok sevdim ve kesinlikle dönmedim. Hatta evlendim, kızım 6 aylıkken ayrıldım, ama yine de ailemin yanına dönmedim. Kızım babasından uzaklaşsın istemedim, hem de bu şehirde kalmak istedim.
- Sonra da 45 yaşında sahneye çıkmaya başladın...
- Ne 45’i, 2 ay sonra 50 yaşımdayım. Yani Edebiyat Fakültesi’nde Tiyatro Topluluğu’nu ilk kuranlarız. Lisede de meraklıydım tiyatroya, ama daha önce olmadı işte. Aslında işlerimde de ben hep sahnedeydim. Eğlendiren, neşelendiren, espriler yapan olurdum. Oyun ve eğlenmek benim için çok önemli. Keyif alabilmek çok büyük bir lüks. Kimsenin işi kolay değil. O nedenle her işimde eğlenmeye ve eğlendirmeye çalıştım.
KADIN MUHABBETİ SAHNEDE
- Neler anlatıyorsun Biz Bize Kız Muhabbeti’nde?
- Biraz işimden gelen gözlem yeteneği, aileden gelen taklit yeteneği, biraz süzüp ortaya koyabilme yeteneği birleşti ve bu gösteri çıktı ortaya. Tabii en önemlisi bu işi sevmek. Doğaçlama yapmayı çok seviyorum. Zaten yaptığım gösterilerin bir omurgası var, ama içerik gelenlerle şekilleniyor. Biz Bize Kız Muhabbeti’nde farklı bir şey söylemiyorum aslında. Kadınların telefon sohbetinde, kadınlar hamamında yaptığı muhabbeti yapıyorum. Kelimeler açık diyebiliriz, ama aslında kadınlar aralarında zaten öyle konuşuyor. Kadınlar arası kıskançlıktan da bahsediyorum, çünkü bunu da hepimiz yaşıyoruz.
- Sen de yaşadın mı?
- Kesinlikle. Zaten benim ‘Elekler’ sergimin amacı buydu. Yaşam hepimizi eliyor, kirler, paslar gidiyor, büyük ve gerçek taşlar kalıyor. Benim ‘Biz Bize Kız Muhabbeti’ gösterim de benim eleğim oldu. Hiç tahmin etmeyeceğim arkadaş bildiğim birçok kişiden hiç ses çıkmadı, izlemeye bile gelmediler. Şaşırdım önceleri, ama sonra anladım ki kötü günde dost olmak değil, başarılarımızı paylaşan, onaylayanlar daha önemliymiş. Kendi yaşam eleğimden arkadaş sandıklarımı çıkarmak durumunda kaldım.
ARKADAŞLARIMIN DESTEĞİYLE SAHNEYE ÇIKTIM
- İlk sahneye çıkma nasıl gerçekleşti?
- Arkadaşlarım hep söylerdi, sen bunları çıkıp sahnede anlatsan herkes eğlenir derlerdi. En çok arkadaşım Öznur’un ‘sen aynı şeyleri yine anlat, ama bir yer belirleyelim, ev gibi olsun hep beraber gülelim’ deyince, format belirlenmiş oldu. Ben de gaza geldim, yer aramaya başladık. Küçük bir yer istiyordum, en fazla 50 kişilik. Göz göze gelmek istiyorum izleyenlerle. Elek sergilerimi Coffeeco’da açmıştım. Buranın ikramlarına bayılıyorum. Bir de buranın sahibi Dilek, yıllardır tek başına bu kafeyi aynı kalitede ayakta tutmak için direniyor. Ben böyle dirençli kadınları seviyorum. Onun da istemesiyle Coffeeco oldu.
- Nasıl tepkiler alıyorsun?
- Çok farklı tepkiler geliyor, en önemlisi ben yeni birçok arkadaş edindim. Çünkü o 2 saat içerisinde biz kadınlar o kadar samimi şeyler konuşuyoruz ki, erkekler tahmin bile edemezler. Tanımadığım bu kadınlarla bir bakıyorum 2 saat sonra aynı şeylere gülüp aynı şarkıları söylüyoruz. Aynı şarkıları söylemenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir de ertesi gün mesajlaşıp beğendiklerini, şarkıyı hala mırıldandıklarını söylediklerinde çok mutlu oluyorum. Zaten ben seyirciler gülünce keyif alıyorum ve rahat hissediyorum. Hatta başka şehirlerden gelip beni oralara davet edenler oldu. Hatta yaz boyunca da özel toplantılara katılacağım. Bekarlığa veda gecesine, Evlilik yıldönümüne, doğumgününe davet almaya başladım.
ANNEM FAZLA AÇIK KONUŞMA DİYOR AMA GELİNCE GÜLÜYOR
- Eşin ve ailen ne diyor bu duruma?
- Eşim beni çok iyi tanıyor ve destekliyor. Aslına bakarsan eşim, benim ödülüm. Ne yapabileceğimi iyi biliyor. Ama ne anlattığımı tam anlamıyla bilmiyor. Yine de gösteri sonrası eve gittiğimdeki mutluluğumdan o da mutlu oluyor. O nedenle halinden memnun. Babam ‘Sen ne anlatıyorsun orada’ diyor. Annem ise gösterime geldi ve kıpkırmızı bir şekilde seyretti gösteriyi. Ama çok da eğlendi ve güldü. Ama yine de her gösteri öncesi bana fazla açık konuşma diyor. Sonuçta ben kötü birşey yapmıyorum.
- Benim geldiğim gösteride eski eşinin şimdiki eşi izlemeye gelmişti. Çok da hoş bir gösteri olmuştu. Bunu yazmamda bir sorun var mı?
- Kesinlikle yok. Rahatlıkla yazabilirsin. Çünkü bence bu bir hazım meselesi. Zaten arada benim kızım da var. Eski eşimin yeni eşi, çok özel bir kadın olduğundan kalkıp benim gösterime geliyor ve eğlenebiliyor. Hatta bana da sürpriz yaptı. Gerçekten Ayşe, çok güzel bir insan ve bence o da eski eşimin ödülü...
- Bence sen de çok hazımlı ve özel bir kadınsın ki bu karşılıklı gelişen bir güzel durum olmuş.
- Ben herkesin birbiriyle anlaşabileceğine inanıyorum. Çözülemeyecek sorun yok, yeter ki istensin.
İKİ PROJE VAR, BİRİ ERKEKLİ OLACAK
- Patronun ‘ne işin var kızım gösterilerde’ demiyor mu?
- Erol Bey beni çok destekliyor, ama meraktan da ölüyor. Hatta erkekleri almadığımızdan dolayı peruk takıp mı gitsek demişler. Ama kesinlikle beni çok destekliyor.
- Peki gösterilerin ne zaman erkeklere de açık olacak?
- Eylül’de 2 ayrı proje ile geleceğim. Biri Kız Kıza, Biz Bize’nin devamı gibi. Diğeri Kızlı Erkekli. İşte bu erkeklere de açık olacak. İsteyen eşiyle gelir, sevgilisiyle gelir. Erkeklere de açık olacak. Hepsini facebook’taki Benan Bilek sayfamdan duyuracağım. Ama çizgim değişmeyecek. Amacım ülkenin ilk kadın Soft Pornografik Kadın Meddahı olmak...
Paylaş