Paylaş
ÇEŞME, son dönemde tüm ülkenin dikkatini çeken bir merkez haline geldi. Doğası, havası, eğlence kültürüyle öne çıkan Çeşme, kimi zaman eleştirilerin hedefi de olmuyor değil. Uzun yıllardır Çeşme için çalışan ve projeler üreten Çeşme Turizm ve Otelciler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Öncel, ilçenin potansiyelini henüz kullanmaya başlamadığı görüşünde. Özellikle 2 yılde bitirmeyi planladıkları TETUSA Projesi ve İstanbul-İzmir otobanı ile Çeşme’nin hak ettiği değeri bulacağını düşünüyor. Çocukluğumuzun güzel ve huzurlu beldesini korumanın hepimizin görevi olduğunu vurguluyor.
- Şu ana kadar sezonu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Seçim dönemi ve Ramazan ayının başlamasıyla rezervasyonlar doğal olarak azalmıştı. Havaların da etkisi olumsuz oldu ilk anda. Ama bayramla birlikte Çeşme’nin o canlı, cıvıl cıvıl günleri başladı. Otellerimizdeki doluluk yüzde 100’e yaklaştı. Sezon geç başladığı için Eylül’ün sonuna kadar uzamasını bekliyoruz.
- Çeşme’nin İzmir’e bu kadar yakın olması avantaj mı, dezavantaj mı sizce?
- Çeşme’de binlerce ev var ve bomboş duruyor. Her biri milyonlarca dolar değerinde ama bazen yıllarca açılmıyor. Tabii böyle bomboş bir ev birikimi üzücü. Günübirlik yakınlık aslında bir dezavantaj. Ama bence Çeşme’nin değeri, İstanbul’u 3,5 saate indirecek otoban açılınca anlaşılacak. Çünkü şu an satılmayı bekleyen yüzlerce ev var. Biz Çeşme’nin başka sahil ilçelerimiz gibi konut mezarlığına dönüşmesini istemiyoruz. O nedenle yeni konut yatırımına gerek olmadığını düşünüyoruz.
TETUSA PROJESİ ÇOK ŞEY KAZANDIRACAK
- Çeşme için hep konuşulan sezonu uzatma konusu var. Sezonu 3 aydan fazlasına yayabilmek adına neler yapılmalı sizce?
- Yaklaşık 20 yıldır Çeşme Turizm ve Otelciler Birliği’nin başkanıyım. Çeşme için gece gündüz çalışanların başında geliyorum. İbiza, Yunanistan’daki önemli adalar gibi önemli turizm merkezlerinde de sezon kısa. Ama biz Çeşme’de sezonu yaymak istiyoruz çünkü elimizde termal gibi önemli bir kaynak var. Bununla ilgili Tetusa adlı projemizi gerçekleştiriyoruz. Ondan sonra Çeşme’de 12 ay turizmden bahsedebileceğimize inanıyoruz.
- Tetusa, nasıl bir proje?
- İzmir ve Çeşme’nin önde gelen işadamlarından oluşan 60 ortaklı bir oluşum. Çok büyük bir termal kür merkezi olacak. Yüzme havuzları, yaşlı bakım merkezleri, spor salonları, aqua park, estetik cerrahi, sağlık merkezi gibi birçok alanı barındıran büyük bir proje. Slovenya’dan gelen büyükelçi ve yabancı yetkililerle toplantılar yaptık. Yakında gidip oradaki tesisleri inceleyeceğiz. Temel attıktan sonra 2 yılda bitirmeyi planlıyoruz. 25 bin metrekare kapalı alanda hizmet verecek bu tesis Çeşme için çok önemli. Çünkü hem yurt içi, hem de yurt dışından birçok turisti ağırlayacak. Her yerden servisler koyacağız, tüm otellerden gitmek mümkün olacak.
MENÜSÜ OLMAYAN, FİYATI GÖRMEDİĞİNİZ MEKANA GİTMEYİN
- Çeşme’ye yeteri kadar yabancı turist gelmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Bence dezavantaj. Sadece yerli turiste çalışmak çok doğru değil. Çeşme’de ‘Her Şey Dahil’ sistemi uygulayan 5 yıldızlı otelimizin pek olmamasından dolayı yabancı turisti fazla çekemiyoruz. Yılda 40 bin turist ağırlayabiliyoruz. Bu da diğer yörelerde Nisan’da görebildiğimiz turistleri burada göremediğimiz anlamına geliyor ve sezon kısa deniyor. Biz ‘Her Şey Dahil’ sistemine karşıyız. Zaten böyle çalışan 5 otelimiz var. Bu otellerimiz de yabancı turist ağırlıklı çalıştıkları için mecburiyetten bunu uyguluyor. Onların da yakında tam ya da yarım pansiyona geçmesini umuyoruz. Çünkü Çeşme’ye yakışan bu.
- Son yıllarda Çeşme’nin pahalı olduğu haberleri yayıldı. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
- Aslında Çeşme’de ucuz kaçış noktaları var ama bakıyorsunuz oralar bomboş. Nerede gerçekten pahalı mekanlar var oralar dolu, yer yok. Şimdi burada bir ironi var. Çeşme’de 20 TL’ye çipura, salata satan yere bakıyorsun kimse yok. Çünkü insanlar pahalı yerlere gitmek ve görünmek istiyor. Talep çok olunca fiyat yükselebiliyor. İstiyorlar ki hem en iyi yere gidelim, hem de az ödeyelim. Kimse kimseyi bir yere gitmeye zorlamıyor. Bana sorarsanız menüsü olmayan, fiyat listesini önceden görmedikleri yere gitmesinler. Mekanların da hataları olabilir. Mesela Alaçatı’da gece 10’dan sonra sıcak servisi yapılmamasını anlayamıyorum. Bize gelen şikayetlerde elimizden geleni yapıyor, Çeşme’ye bu anlamda zarar verilmesini önlemeye çalışıyoruz. Menüsü olmayan mekanlara, plaj ya da mekan kapılarında güvenlikçilerin istediklerine göre içeriye müşteri almalarına, aşırı pahalı yerlere ben de karşıyım.
15 PROJE GELİŞTİRDİK, ŞİMDİ SIRA UYGULAMADA
- ÇEŞTOB olarak bir proje yarışması yapmıştınız...
- ‘Çeşme İçin Bir Fikrim Var’ adlı bir proje yapmıştık. İnternet ve sosyal medya aracılığıyla yaptığımız bu projeye 5 bin kişi katılmıştı. Biz Çeşme’nin ve İzmir’in önde gelen turizmci ve işadamlarıyla bunların arasından 15’ini çekerek yetkililere ilettik. Bu anlamda görevimizi yaparak proje ürettiğimize inanıyoruz. Şimdi sıra bizi yönetenlerde, bakanlıklarda. Bu projeler çok önemli olduğundan takipçisi olacağız.
- Ne gibi projeler seçildi?
- Ilıca’nın sahili ve plajının düzenlenmesi var mesela. Brezilya’nın ünlü plajlarını inceleyerek aynı şekle getirmeyi planlıyoruz. Yıldız Burnu’nda deniz altından kaynayan termal suyun tamamiyle bir tesise dönüştürülmesiyle ilgili proje hazırladık. Eşek Adası ve Erityhrai’nin yaşam alanlarına dönüştürülmesi gibi çok önemli projeler var. Tüm bu projelerin Çeşme’ye büyük değer katacağına inanıyoruz. En önemlisi bu projeleri halk istedi.
UYDUKENTLER, APARTMANLAR OLMAMALI
- İmara açılacağı söylenen koylar var. Bu endişe yaratıyor haklı olarak. Siz ne düşünüyorsunuz?
- Çeşme’nin imar yapısı çok önemli. Kesinlikle Kuşadası gibi uydukentler, apartmanlar olmamalı. Belediye başkanımızın, ‘Yeni imar alanları açmayacağız’ sözüne çok güveniyoruz. Biz de sivil toplum örgütü olarak birçok alanın imara açılmasına, yapılmasına karşıyız. Çünkü o zaman tüm özelliğimizi kaybederiz. Otel yatırımlarına gelince yükseklik kazandırmadan, doğayı koruyarak yapılanlar olabilir. Çeşme’de yatırım yapmak isteyen dünya çapında kuruluşlar var. Onların gelmesi önemli. Çünkü Çeşme’nin bu yatırımlara ihtiyacı var. Ama merdiven basamakları yavaş çıkılmalı, Antalya gibi aniden patlamamalı.
- Siz sivil toplum kuruluşu olarak üstünüze düşeni yapıyorsunuz. Peki siz halktan ne bekliyorsunuz?
- Temizliğe önem verilmeli. Sigara izmaritleri, paketleri, karpuz kabuklarını bile bırakıyorlar. Herkes bulunduğu yeri, evinin önünü temizlese sorun kalmaz. Bu anlamda herkese görev düşüyor. Çünkü Çeşme huzurun korunduğu, terörün olmadığı, kadınların geceleri bile rahatça sokağa çıkabildiği bir yer. Çeşme’yi korumak hepimizin sorumluluğunda olmalı.
Paylaş