Paylaş
Sizce burası neresi?
İlk aklınıza gelen Alaçatı oldu mutlaka... Belki Ayvalık ya da Foça... Ama hiçbiri değil... Burası turizmin ilk gözağrılarından olan Kuşadası... Aklınıza hemen gelmemesi çok normal. Çünkü Kuşadası böyle güzel ve tarihi yapılarından çok betonarme apartmanlarıyla kazındı hafızamıza.
Geçen hafta gittiğim Kuşadası’nda ilgimi çeken bir afiş oldu. Eğlence mekanı Hayal Kahvesi ilan panolarına ‘Çeşme ve Bodrum’dan önce Kuşadası vardı’ yazmış. Çok doğru... Kuşadası 70 ve 80’li yıllarda turizmin en çok dikkat çeken beldelerindendi. Tatil köylerinin yanısıra gemi turizminin en çok rağbet ettiği limanlardan olması Kuşadası’nın yıldızını bir anda parlattı. Fakat ne yazık ki bu hızlı yükseliş çarpık yapılaşmayı da beraberinde getirince Kuşadası’nın merkezi, şirin bir kıyı beldesinden çok, yüksek binalarla çevrilmiş bir şehre dönüştü. Çevresindeki muhteşem doğal güzelliği saymazsak, zaten şehir hayatından kaçan bir çok tatilci için de cazibesini yitirdi. Ama artık tatil ve turizm deyince deniz, kum, güneş anlayışı değişiyor. İnsanlar taş evlerle çevrili Alaçatı ya da Ayvalık gibi gittikleri yerin ruhunu da tanımak, farklı bir hava solumak istiyor.
Tabaklığa ve debbağlara övgü
İşte Kuşadası’nda da bu yönde, muhteşem bir atılım yapılmış. Geçmişi antik Efes’e kadar uzanan ve uzun yıllar Kuşadası’nın en önemli gelir kaynaklarından olan meşhur Kuşadası derilerinin üretildiği tabakhane binaları, Old Tanneries- Eski Tabakhaneler adıyla turizme kazandırılmış. Zamanında her biri farklı bir debbağa ait olan taş binaların her biri, aslına uygun bir şekilde restore edilmiş ve birkaç sokaktan oluşan bir alan yaratılmış. Binaların kimi pastane, kimi sanatevi olarak hizmet veriyor. Boş olan bazılarına da mutlaka güzel mekanlar açılacaktır, çünkü Tabakhaneler Sokağı şimdiden çok büyük ilgi görmeye başlamış. Geçmişi 25 yıl öncesine dayanan bu projeyi, Göçtur Turizm firması, sokağın hemen önünde hizmete açtığı DoubleTree by Hilton oteli ile birlikte gerçekleştirmiş. Hatta tabakhanenin bazı binaları lüks suitlere, önlerindeki kireç havuzları ise jakuzili havuzlara dönüştürülmüş.
Kavelatalar sessiz olsa da...
Adını aldığı tabakhane ve debbağların unutulmadığı sokakta bir de Tabakhane Müzesi var. O dönemde deri ve vaketa yapmakta kullanılan tüm araç-gereçlerin sergilendiği müzenin yanısıra her bir binaya çalışan debbağın adı verilmiş. Zaten bazı debbağlar ve aileleri bu yeni mekanı görebilmişler. Hatta son debbağ Tuğrul Kutucu’nun vefatının ardından Kuşadası Yerel Tarih Araştırmaları Grubu, Kutucu anısına özel bir dergi bile hazırlamış. Keşke ülkenin her yerinde turizme derinlik ve felsefe kazandıran, geçmişin değerlerine sahip çıkan bu anlayış çoğalsa... Büyük emek ve sabır gerektirerek hem turizme hem de Kuşadası’nın önemli bir zanaatına sahip çıkan bu özel çalışmanın ardında girişimci, çalışkan ve sanatçı bir kadın var. Onunla yaptığım röportajı pazar günü okuyacaksınız.
Gerçek Kuşadası’nı görmek ve ruhunu hissetmek istiyorsanız Eski Tabakhaneler Sokağı’nı mutlaka ziyaret edin. Debbağların kaveletalarından çıkan sesleri duyamasanız da inanın bu büyük ve dirayetli ustaların alın terlerinin aydınlattığı sokağa bayılacaksınız.
Hem tatil hem sanat Peri Art’ta
Alaçatı’da her yıl onlarca otel açılıyor. Hemen hepsi farklı dekorasyona sahip taş evlerden oluşan oteller öne çıkmak, fark edilmek için değişik temalar benimsiyorlar. Bunlardan biri de sanatla içiçe bir tatil sunan Peri Art Oteli. Uzun yıllardır turizm sektöründe çalışan Sinan Atay ve eşi İpek Atay’ın 2013 Nisan’da açtıkları otel, 6 odasının yanında bir Art Shop ve Art Galeriye sahip. E, hem tatil yapayım, hem de gözüm, ruhum açılsın diyorsanız, 25 yıldır birçok sanatçıya evsahipliği yapan Nu seramik atölyesi sanatçılarının eserlerinin satıldığı Art Shop’un yanısıra Art Galeri’de, ülkemizden ve uluslararası sanatçıların eserlerini görebilirsiniz. Mesela, 20 Temmuz - 4 Ağustos tarihleri arasında ünlü halk ozanı Rahmi Saltuk’un eşi ressam Asuman Saltuk’un suluboya sergisi ve İlke Sönmez’in su kabaklarıyla yaptığı değişik çalışmaları var. Daha sonra karma bir sergiyle uluslararası seramik sanatçıları ve heykeltıraşların eserlerini ağırlayacak Peri Art Otel. Takip etmek istiyorsanız www.periarthotel.com’a bakabilirsiniz. Diyorum ya, artık tatilinizin de bir derinliği olmal...
SAINT JOSEPH MEZUNLARINDAN PLAJ VOLEYBOLU
İzmir’in köklü okullarından Saint Joseph’in Mezunlar Derneği 27-28 Temmuz’da, Plaj Voleybolu Turnuvası düzenliyor. Bu yıl 7.si yapılacak olan turnuva, Çeşme’nin en güzel mekanlarından Ayayorgi’deki Babylon’da… Saint Joseph’li eşimin deyimiyle ‘bahçedeki her iki dal arasına ağ gererek, tüm öğrencilerini voleybol oynamaya teşvik eden’ okulun mezunlarından, iyi voleybol izlemek isteyenlere duyurulur.
Paylaş