Sporcu da okuyor, yazıyor denilince çok keyif aldım
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
EMRE Dağdelen, başarılı spor hayatını Vestelspor Basketbol Takımları Genel Menajerliği yaparak sürdürüyor.
Genel kanının aksine Dağdelen, kitap okumayı çok seven hatta yazan bir sporcu. Kitaplarının gelirini otistik çocuklaa harcayan Dağdelen, bunu hayata şükretme olarak da görüyor.
Æ Spor hayatınız nasıl başladı?
Æ İlkokul 5. sınıfta yani 12 yaşımda basketbol oynamaya başladım. Aslında bayağı geç bir yaş. Arkadaşlarım basketbola gidiyor diye gittim ama sonra çok sevdim. Takım halinde yapılan çok güzel bir spor basketbol, diyaloglar çok iyi, güzel bir ortam oluyor.
Æ Hangi takımlarda basketbol oynadınız?
Æ Karşıyaka’da başladım. Çakabey Koleji, Altay, Göztepe’de oynadım, kaptanlık yaptım. Ankaragücü’ne gittim, Aliağa Belediyesi’ne geldim ve en son Vestel’deyken sakatlandım, engelli olmanın ucundan döndüm.
Æ Nasıl yani?
Æ Çok ağrılarım vardı. Doktorlar fıtık olabilir dediler ama yine de tomografim çekilince omuriliğimi kırdığım ortaya çıktı. Doktorum bana "Basketbol senin için ne kadar önemli" dedi. "Hayatımdan daha fazla değil" dedim. "Oynamaya devam edersen felç olabilir" deyince oyunculuğu bıraktım ve askere gittim, üniversitede yüksek lisansa başladım.
Æ Şu anda ne iş yapıyorsunuz?
Æ Askerden döndükten sonra Vestel’den gelen teklifle A takımı menajerliğini yapmaya başladım. Şu anda Vestelspor Basketbol Takımları Genel Menajeri’yim.
Sporcular kaslı, yakışıklı ama
beyinsiz diyen kızlar çok bozuldu
Æ Kitaplarınız çıktıktan sonra nasıl tepkiler aldınız?
Æ Genelde şaşıranlar oluyor. Çünkü kimse sporculukla okuma-yazarlığı fazla bağdaştırmıyor. Hatta Türkiye Basketbol Federasyonu aradı. Anadolu Ajansı, "Vestelspor Takım kaptanı kitap yazdı" diye haber geçmiş, "Doğru mu" diye soruyorlar. Onlar bile inanmamış yani..
Æ Siz neler hissettiniz kitaplarınız çıkınca?
Æ Bir kere ne kadar çok arkadaşım olduğunu gördüm. Benden çok çabalayanlar oldu satmak için. Çok büyük manevi keyif aldım. Ama en çok hazzı birçok kişi "Sporcular da okuyor, hatta yazıyormuş" deyince aldım.
Æ Bu konuda bayağı bir önyargı var yani...
Æ Bir gün üniversite içinde servis yapan otobüse binmiştim. Okuldaki hocalarıma kitaplarımı götürüyordum. Hemen yanımda iki kız bizim okulun oradan geçerken, "Bu beden eğitimi öğrencileri kaslı, omuzları geniş ama bir de beyinleri olsa" dedi. Ben hemen çantamı açtım, kitaplarımı uzatıp, "Ben beden eğitimi öğrencisiyim, ama bir de kitap yazdım" deyince "Eyvah duydunuz mu yoksa, yani aslında öyle dedik ama genelleme yapmamak lazım" dediler, bayağı bozuldular.
Ben hayatımı koşarak kazanıyorum, koşamayanlara yardım etmek istedim
Æ Neden kitaplarınızın gelirini bağışlamak istediniz?
Æ Ben ilkokul 5. sınıftan beri basketbol oynuyorum. Yaşım 31, 17-18 yaşımdan beri bu işten para kazanıyorum. Yani iyi koşabildiğim, fiziksel yeteneklerim daha iyi, biraz daha üstün olduğundan ben bu işten para kazanıyorum. Bazı insanlar ise yapmak istediği şeyleri yapamıyor. Yürüyemiyor, koşamıyor, spor yapamıyor. Oysa ben hayatımı böyle kazanıyorum, onlar için ne yapabilirim diye düşündüm ve bu yolu seçtim.
Æ Bir nevi şükretme yolumu bu?
Æ Belki, öyle de diyebiliriz. Bir de Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Okulu’nda iken Engellilerle Spor adlı bir dersimiz vardı. Her hafta engellilerle dersler yapıyorduk. O zaman işitme engelli bir çocuktan da etkilenmiştim. Yani hepsi birleşti.
Æ Kitaplarınızın gelirini nereye bağışladınız?
Æ İkinci kitabımın geliri Menemen Sabahat Akşiray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi’ne gitti. Bu kitabın geliriyle orada iki ana sınıfı açıldı. Yani yardımımız yerini buldu.
Æ Yardımlarınız okulda nasıl karşılandı?
Æ Oradakiler gerçekten çok farklı eğitmenler. Yaklaşımları çok iyi. Bir aile gibi olmuşlar. Başka okullarla da görüşmüştüm yardım etmek için. "Ne bilelim cebine atmayacağını, okulumuzun adını kullanacaksın" dediler. Ama belki yaşanan birçok olumsuzluk yüzünden onlar da haklı olabilir.
Hayatta gördüğüm iyilikleri ikiyüzlülükleri herşeyi yazıyorum
Æ Nelerden esinleniyorsunuz yazarken?
Æ İşim gereği yollardayım. Gördüğüm her şeyden, herkesten etkileniyorum. Başıma gelen olayları ben değilmişim gibi yazıyorum bazen. İyilikleri, ikiyüzlülükleri, çatışmaları yani hayata ve insanlara dair her şeyi yazıyorum.
Æ Bir rahatlama hissediyor musunuz yazdıktan sonra?
Æ İşim stresli, her gün sporcularımın her türlü sorunuyla ilgileniyorum. Genellikle günün sonunda yazıyorum. İç dünyamdan ayrılıyorum, rahatlıyorum. Zaten sonucunda hayırlı iş olacağını düşündüğümden daha da mutlu oluyorum. Önceki kitaplarımla 16 otistik çocuğu okuttum, ismimi sınıfa verdiler. Manevi açıdan çok rahatlıyorum.
Æ Üçüncü kitap ne zaman çıkacak?
Æ Ocak ayında çıkmasını planlıyorum. Yardımlarım yerini hemen bulsun istiyorum.
Æ Almak isteyenler nereden temin edecekler kitaplarınızı?
Æ İkinci kitap satıldı zaten. Üçüncü içinse mail adresim; emredagdelen@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler.
Kitaplarımı kütüphanede görünce gurur duyuyorum
Æ Yazmaya nasıl başladınız?
Æ Okumayı çok seviyorum. Biz sporcular hep yollardayız, deplasmanlara gidiyoruz. Ben Manisa’ya giderken bile kitap okumaya başlıyorum. Göztepe’deki masörümüz rahmetli Gürkan ağabeyimiz vardı. O da çok okurdu, hatta amatörce yazardı. Bana, "Sen neden yazmıyorsun, kitap yaparsın en azından çocukların görür" dedi. Şimdi gerçekten kütüphanede kitaplarımı görünce gurur duyuyorum.
Æ Şu ana kadar kaç kitabınız yayınlandı?
Æ İki kitabım yayınlandı. Üçüncüsü yolda.
Æ Kitaplarınızın edebi eleştirisi yapıldı mı?
Æ İlk kitabımı tanıtmadım. Ama ikincisini tanıtmak için neredeyse her köşe yazarına mesaj atmıştım. Bazıları kitabımı istedi. Hatta Güler Kazmacı kendi köşesinde kitabımı okuduğundan, içeriğinden bahsetti. Radikal gazetesinin kitap ekinde de yer aldım ama edebi eleştiri hiç yapılmadı.
Æ Her yazı yazan yazar olacak diye bir durum yok zaten. Ama yine de ne haddine diyen oldu mu?
Æ Evet oldu. Çok değil ama. Zaten şimdi üçüncü kitabımda daha farklı çalışma yapacağım. Uzunlu kısalı paragraflar yazıyorum. Bunları akılda canlandırabileceğiniz fotoğrafları da kitaba koyacağız.
Æ Kitaplarımı kendi imkanlarımla bastırıyorum. Çok uğraştım ama basacak yayınevi bulamadım. Kültür Bakanlığı’ndan bandrolleri aldık. Daha çok kendi sosyal çevrem aldı. Basketboldan dolayı oluşan geniş çevrem var, onlar aldı. Birçok vakıf ve derneğe, özel okullara 1000’e yakın mesaj attım. Onlardan da geri dönüşler oldu.
Æ Yayınevleri ne yanıt veriyor size?
Æ Pek ilgilenmiyorlar açıkçası. Biri, "Üç ay sonra bakacağız" dedi. Bir yayınevinin müdürü olan bir hanım ise kişisel olarak ilgilendi, çünkü çocuğu engelliymiş. Bakalım belki üçüncü kitabımda faydası olur. Ama Tema Vakfı gibi birçok kuruluş hemen aradı ve çok ilgilendi.
Æ Kaç kitap satıldı bugüne kadar?
Æ İkinci kitabımdan 10 bin YTL gelir elde ettik. Kapı kapı sattık diyebilirim. Birçok arkadaşım benimle çalıştı ve bu para kazanıldı. Basketbol çevremin çok yardımı oldu.