ŞEVVAL SAM, sadece oyunculuğuyla değil, yorumculuğu ve albümleriyle de ilgi çeken bir sanatçı.
Annesi Leman Sam’ın olumlu etkilerini hayatının her alanında hissettiğini söyleyen Şevval Sam alıştığımız sanatçı duruşundan farklı sergilemesini de buna bağlıyor. İzmir’de konser veren sanatçı ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik.
Æ Anneniz Leman Sam’ın sanatçı duruşu sizi nasıl etkilemiş olabilir?
Æ Şu anda bende gördüğünüz ne varsa annemden aldığım eğitimin temeli üzerine kurulmuş bir yapıdır. Zamanla kendi yaşadıklarım ve öğrendiklerimi de o temelin üzerine koyarak şu anki Şevval’e ulaştım.
Æ Peki bir çocuk olarak annenizin sanatçı olması nasıl bir şeydi?
Æ Bir çocuk için çok renkli diyebilirim. Biz dertlerimizi şarkı söyleyerek anlatırdık, her şeyimiz mutlaka sanata dair bir şeye dönüşürdü, duygularımızı resimle veya şarkıyla anlatırdık. Sanatçı olunca olaylara farklı anlatım şekli de getirebiliyorsunuz. Bana, ’Leman Sam gibi bir annenizin olması nasıl bir şey’ diye sorarlardı. ’Valla bilmiyorum, o sadece benim annem’ derdim.
Æ Aynı şey sizin çocuğunuz için de geçerli mi?
Æ Tabii, tabii. Sanatçı olmak anne olmayı değiştirmiyor. Anne olmak, anne olmak demek. Sanatçı olunca sadece diliniz farklılaşıyor. Bankacı annenin, sporcu annenin, sanatçı annenin dilleri mutlaka bir fark taşıyor. Bizim aramızdaki dilde daha çok sanat var diyebilirim.
Æ Oğlunuz sanatla ilgileniyor mu yoksa babası gibi spora mı yatkın?
Æ Daha çok sanatla ilgileniyor. 12 yaşında ama keman, piyano çalıyor, besteler yapıyor, dans ediyor. Oyunculuklar yapıyor, gösteriler hazırlıyor. Ağırlıklı olarak sanata yatkın bir çocuk.
Dizi çalışmaları çok yıpratıcı ve yorucu
Æ Şu ara oyunculuk yapmıyorsunuz. Neden?
Æ Bu aralar oyunculuk yapmayı düşünmüyorum çünkü çok yoruldum. Çok zamanımı alıyor. En son Derman dizisinde neredeyse 80-86 saat evimize gidemeden, 1-2 saat uykuyla çalışınca bu tip işlerden yorulduğumu anladım. Yani Türkiye’de dizilerin çalışma sistemleri çoğunlukla yıpratıcı ve yorucu oluyor, sonuçta çok yüksek kalitede olmuyor.
Æ Üzerinde çalıştığınız proje var mı?
Æ Şimdi ikinci albümü yapmak için İngiltere’ye gideceğim ve 2009’da "İstanbul Secret 2" albümünü çıkaracağız. Kayıtlar İngiltere’de, uluslararası müzisyenlerle olacak.
Æ Şarkıları kim yapıyor?
Æ Türkçe sözleri ben yapıyorum. Aslında bu deneysel bir çalışma. Bana armonik yapıyı veriyorlar, ben bunun üzerine doğaçlamalar yapıyorum. Sözler ve müzikle bir kombinasyon kuruyorum, benim için çok zevkli bir çalışma oldu. Aslında Türkiye’de de böyle bir çalışma yapmak isterim. Ama bunu yapmak çok zor. Ekip çok önemli. Şu anda okuduğum şarkılar halk müziği ve alaturka olduğundan o tarz bir çalışmayı bu şarkılarla yapmam mümkün değil. Ama ileride böyle bir çalışma yapmak isterim.
Üniversitelilerin beni en iyi sanatçı seçmesi çok anlamlıydı
Æ Günümüzde albümler daha çok ticari kaygılarla yapılıyor. Bu yaklaşımlardan etkileniyor musunuz?
Æ Ticari düşünseydim ilk albümümü alaturka yapmazdım. Alaturka önemli bir dal, zenginliği olan bir müziğimiz. Kötü yapıldığında tahammül edilmiyor, iyi yapıldığında da tadına doyulmuyor. Gençler alaturka albümüme çok ilgi gösterdi. Hatta Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin albümü "En İyi Albüm" beni de "En İyi Sanatçı" seçmeleri benim için çok anlamlıydı. Bence bu önemli bir başarıydı.
Æ Albümlerinizin promosyon çalışmalarını da pek duymuyoruz. Bilinçli olarak mı yapmıyorsunuz?
Æ Biz hiç promosyon yapmıyoruz ama buna rağmen başarılıyız. İstanbul Secret kendi tarzında çok başarılı bir çalışma oldu. O tarz albümler bin 500’ü geçemezken bu albüm 10 bini buldu. Bu önemli bir rakam. Sek hiçbir alaturka albümün satmadığı kadar neredeyse 70 bin sattı. Karadeniz 60 bini buldu. Ciddi rakamlar bunlar ama biz hiçbirini ticari iş anlamında yapmadık. Zaten iyi bir şey yapmadıysanız promosyon yalan oluyor.
Æ Artık şarkılar internet ortamından da indirilebiliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Æ Müziğin ucuza daha fazla kişiye ulaşmasını destekliyorum. Ama böyle olunca biz sanatçılar sadece telif hakları, canlı performanslarımız ve konserlerden kazanacağız. Aslında bu adaletli bir durum yaratacak. Sahnede iyi olan, üreten kazanacak artık.
Æ Günümüzde albümler daha çok ticari kaygılarla yapılıyor. Bu yaklaşımlardan etkileniyor musunuz?
Æ Ticari düşünseydim ilk albümümü alaturka yapmazdım. Alaturka önemli bir dal, zenginliği olan bir müziğimiz. Kötü yapıldığında tahammül edilmiyor, iyi yapıldığında da tadına doyulmuyor. Gençler alaturka albümüme çok ilgi gösterdi. Hatta Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin albümü "En İyi Albüm" beni de "En İyi Sanatçı" seçmeleri benim için çok anlamlıydı. Bence bu önemli bir başarıydı.
Æ Albümlerinizin promosyon çalışmalarını da pek duymuyoruz. Bilinçli olarak mı yapmıyorsunuz?
Æ Biz hiç promosyon yapmıyoruz ama buna rağmen başarılıyız. İstanbul Secret kendi tarzında çok başarılı bir çalışma oldu. O tarz albümler bin 500’ü geçemezken bu albüm 10 bini buldu. Bu önemli bir rakam. Sek hiçbir alaturka albümün satmadığı kadar neredeyse 70 bin sattı. Karadeniz 60 bini buldu. Ciddi rakamlar bunlar ama biz hiçbirini ticari iş anlamında yapmadık. Zaten iyi bir şey yapmadıysanız promosyon yalan oluyor.
Æ Artık şarkılar internet ortamından da indirilebiliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Æ Müziğin ucuza daha fazla kişiye ulaşmasını destekliyorum. Ama böyle olunca biz sanatçılar sadece telif hakları, canlı performanslarımız ve konserlerden kazanacağız. Aslında bu adaletli bir durum yaratacak. Sahnede iyi olan, üreten kazanacak artık.
Æ Günümüzde albümler daha çok ticari kaygılarla yapılıyor. Bu yaklaşımlardan etkileniyor musunuz?
Æ Ticari düşünseydim ilk albümümü alaturka yapmazdım. Alaturka önemli bir dal, zenginliği olan bir müziğimiz. Kötü yapıldığında tahammül edilmiyor, iyi yapıldığında da tadına doyulmuyor. Gençler alaturka albümüme çok ilgi gösterdi. Hatta Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin albümü "En İyi Albüm" beni de "En İyi Sanatçı" seçmeleri benim için çok anlamlıydı. Bence bu önemli bir başarıydı.
Æ Albümlerinizin promosyon çalışmalarını da pek duymuyoruz. Bilinçli olarak mı yapmıyorsunuz?
Æ Biz hiç promosyon yapmıyoruz ama buna rağmen başarılıyız. İstanbul Secret kendi tarzında çok başarılı bir çalışma oldu. O tarz albümler bin 500’ü geçemezken bu albüm 10 bini buldu. Bu önemli bir rakam. Sek hiçbir alaturka albümün satmadığı kadar neredeyse 70 bin sattı. Karadeniz 60 bini buldu. Ciddi rakamlar bunlar ama biz hiçbirini ticari iş anlamında yapmadık. Zaten iyi bir şey yapmadıysanız promosyon yalan oluyor.
Æ Artık şarkılar internet ortamından da indirilebiliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Æ Müziğin ucuza daha fazla kişiye ulaşmasını destekliyorum. Ama böyle olunca biz sanatçılar sadece telif hakları, canlı performanslarımız ve konserlerden kazanacağız. Aslında bu adaletli bir durum yaratacak. Sahnede iyi olan, üreten kazanacak artık.
Yurt dışında çıkan
albümüm çok beğenildi
Æ "İstanbul Secret" adlı farklı bir çalışmanız oldu?
Æ Sek ve Karadeniz albümlerim arası böyle bir albüm yaptık. Aslında bu daha çok uluslararası olan, yurt dışı için yapılmış bir çalışma. Zaten İngiliz müzisyenlerle çalışarak hazırlandı. Onlar daha çok dünya müziği tarzında, etnik füzyon çalışmalar yapmışlar. Meksika, Küba, Hint müziğinden esinlenerek albümler yapmışlar. Türk müziğinden esinlendikleri bir albüm yapmak istedikleri zaman benimle çalıştılar.
Æ Sizi nasıl buldular?
Æ Tesadüf oldu aslında. Önce arkadaş olduk, sonra bu proje netleşti. 6-7 yıl önce İstanbul projesine başlamışlar ama kiminle nasıl çalışacaklarını bilemedikleri için bırakmışlar. Sonra biz tanışınca proje tekrar gündeme geldi ve "İstanbul Secret" albümü çıktı.
Æ İstanbul Secret yurt dışında nerelerde çıktı?
Æ Almanya’da, İspanya’da, Amerika’da çıktı ve çok güzel tepkiler aldı. Oradaki insanlardan beğendiklerini belirten mesajlar geldi.
Karadeniz
albümüm en çok Diyarbakır’da sattı
Æ Karadeniz türküleri denince akla ilk gelen isimlerdensiniz. Karadeniz ile bir bağlantınız var mı? Yoksa nasıl bu kadar iyi şive yapabiliyorsunuz?
Æ Gülbeyaz döneminde ciddi öğrenim süreci geçirdim. Ayrıca danışmanımız vardı. Karadeniz şivesinin bir ritmi, müziği var. Belki de buradan yakaladım. Bu çalışmaları yaparken şarkıları da söylemeye başladım, zorlanmadım.
Æ Albüm de çıkardınız.. Karadeniz’de ilgi gördü mü albümünüz?
Æ Aslında çok ilginç bir şey oldu. Yöresel bir sanatçı olmayıp yöresel türküler okuyan bir sanatçı olduğumdan yaptığım işler memleketin her yerinde ilgi gördü. Kimse beni tek başına sahiplenmedi ama aynı zamanda herkes de sahiplendi ki bu benim hayattaki duruşumu da anlatan bir durum. Mesela, Karadeniz albümünün en çok satıldığı yerlerden biri Diyarbakır.
Æ Bu çok ilginç değil mi?
Æ Bu, müziğin birleştirici yanı hem de benim Anadolulu oluşumu gösteriyor. Bu toprakların her yerinde beni dinleyen var ve ben de bu toprakların her yerinden türküler okumayı seviyorum. Karadeniz de bunlardan biri..
Popüler olmak gibi bir hırsım yok
Æ Hem oyunculuk yapıyorsunuz hem şarkı söylüyorsunuz. Siz kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
Æ Bir etiket koymak, kendimi sınıflandırmak taraftarı değilim. Kendime "serbest radikal" diyorum. Kendimden ibaretim. Bu bana yetiyor. Bu insanlarda karşılık buluyorsa ne güzel, ama bulmuyorsa yapabileceğim bir şey yok. Kimsenin ya da çoğunluğun istediği gibi olamam. Ama çoğunluğun ya da en azından beni takip edenlerin bir yerlere getirebilir belki..
Æ Bu bir sanatçıdan görmeye alışık olmadığımız bir tutum..
Æ İnsanların kriterleri beni hiç ilgilendirmiyor. Şu ana kadar yapmak isteyip de yapamadığım bir şey olmadı. Hiçbir şeyi başkaları için yapmıyorum, kendim için yapıyorum ve bunu insanlarla paylaşıyorum. Bu 10 kişi midir, 10 milyon mudur ilgilenmiyorum. Nasıl daha fazla popüler olabilirim, en iyisi nasıl olurum gibi hırslarım yok açıkçası.