Kuaförlük, moda, gece kulübü ve 50 yaşından sonra DJ’lik
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
CLAUDE CHALLE dünyanın en ünlü DJ’lerinden biri olarak tanınıyor.
Oysa uzun yıllar farklı kentlerde farklı konseptlerde mekanlar açıp işletmiş. Tunus doğumlu Fransız olan Challe, Arap kökenlerinin farklı bakış açıları kazandırarak işlerinde başarıyı getirdiğini söylüyor. Her ne kadar Tarkan hakkındaki görüşlerine katılmasam da, dünyaya değişik pencereden bakan Challe ile Çeşme Shayna’da çok keyifli bir sohbet yaptık.
Æ Çeşme’ye kaçıncı gelişiniz?
Æ Türkiye’ye çok geldim. İstanbul’a, Bodrum’a ama Çeşme’ye üçüncü veya dördüncü gelişim.
Æ Çeşme hakkında ne düşünüyorsunuz?
Æ Çeşme’yi çok iyi bilmiyorum ama mesela Alaçatı’yı çok sevdim. Dükkanlar, restoranlar, sokaklar çok güzeldi. Çok güzel bir ülkeniz ve sıcak insanlarınız var.
Æ Tunuslusunuz ve hayatınıza kuaförlükle başlamışsınız.
Æ Evet, önce kuaförlük yaptım. Sonra modayla uğraştım. Daha sonra uzun yıllar bar, restoran ve gece kulübü işlettim.
Æ Bütün bu işleriniz sırasında müzik nerelerdeydi?
Æ Müzik her zaman benimleydi. Müzik benim için oksijen gibidir. Evimizde hep Arap müzikleri çalardı, müzikle büyüdüm. Benim dönemimde rock’n roll modaydı. Elvis Presley gibi starları dinleyerek büyüdüm.
Æ Arap müziği, batı müziği hepsini dinleyerek büyümek bir şans mıydı?
Æ Arap müziği zaten kanımda var. Farklı kültürlerden gelen insanlar için bu bir şans. Doğu’yu, Batı’yı güzel bir biçimde birleştirme şansı doğuyor. Bu da sanatta yeni açılımlara sebep oluyor.
AÇTIĞIM HER GECE KULÜBÜYLE YENİ AÇILIMLAR YARATTIK
Æ Siz birçok gece kulübü, bar ve restoran açıp işlettiniz. Bu sektörde nelere öncülük yaptınız?
Æ Beni mutlu eden bir şey var. Açtığım her gece kulübü, her barla aynı zamanda yepyeni bir konsept geliştirdim. 70’lerdeki ilk gece kulübüm Le Priveé o zaman dünyanın en şık kulübüydü ve her tür insanı bir araya getirirdi. Çünkü o zamanlar sosyetikler, orta durumdakiler ve gettolarda yaşayan alt sınıftakiler başka başka kulüplere giderdi. İlk kez benim kulübümde hepsi bir araya geldi. Mesela, Onasis gibi birçok önemli kişiyi VIP bölümümüzde ağırladık. Ama şimdi hiçbir kulüpte VIP bölümü yok.
Æ Başka hangi mekanları işlettiniz?
Æ Restoranım Centre Ville dünyada DJ kabininin kulübün tam ortasına konduğu ilk restorandır. 1987 yılıydı. Her hafta bir gece farklı konseptler yapıyorduk. Bu da o zaman yapılmamış bir şeydi. Sonra Bain Douche’u açtık. Küçük, farklı insanların buluştuğu underground bir kulüptü. Sonra Ibiza’da Divino’yu açtım. Burası dünyanın ilk lounge mekanıydı. Yani ne bar, ne disko, ne restoran, hepsinin karışımı bir yer yarattık. Yepyeni bir anlayış getirdik.
TÜRK MÜZİĞİNE BAYILIYORUM AMA TARKAN’I BEĞENMİYORUM
Æ Günümüz müzikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Æ Son derece ticari olduklarını düşünüyorum. Her yerde aynı müzik var. Bazıları çok gürültülü, dayanabilmek için baş ağrısı ilacı almanız gerekiyor.
Æ Türk müziğini seviyor musunuz?
Æ Türk müziğine bayılıyorum. Çünkü Doğu ve Batı’nın çok güzel karışımı olduğunu düşünüyorum. Romantik, güzel enstrümanlarla yapılmış harika müzik. Ajda Pekkan, Mustafa Sandal, Sibel Can, Bülent Ersoy güçlü şarkıcılar.
Æ Tarkan’ı nasıl buluyorsunuz?
Æ Tarkan’ı beğenmiyorum.
Æ Neden?
Æ Yıllar önce Türkiye’ye geldiğimde Tarkan’ın "muck muck" şarkısı yeni çıkmıştı. Ben de bu şarkıyı çok beğendim ve gittiğim her yere götürdüm. Ama sonra Tarkan’ın bir konserine gittim beğenmedim, bence sesi de güzel değil.
ŞANSLI İNSANLARDAN OLDUĞUMUN FARKINDAYIM
Æ Gece hayatından aile kurmaya vaktiniz oldu mu?
Æ Oldu diyemem. Ama 25 yaşında bir kızım var. O da müziği çok seviyor. Klip yönetmenliği yapıyor ama DJ olmayı düşünüyor.
Æ Bundan sonrası için planlarınız neler?
Æ Bir film çekeceğiz. Senaryosunu ben yazdım, yapım ve yönetimini de üstlenmeyi düşünüyorum. Başka ülkelerden de yapımcılar olacak. Benimkine benzeyen bir hikaye anlatacak. Dolayısıyla tüm DJ’leri anlatacak. Bu DJ dünyadaki çocuklar için bir şeyler yapmaya çalışacak.
Æ Bu konuda kendinizi sorumlu mu hissediyorsunuz?
Æ Ben hayatım boyunca çok şanslı olduğumun farkındaydım. Açlıktan ölen çocuklar ya da evsiz, hastanesiz, şanssızlıklar içinde yaşayan insanlar için hep acı çektim. Biz şanslı taraftayız, her şeyimiz fazlasıyla var belki ama dünyadaki herkesin en azından minimum standartlara sahip olması gerektiğine inanıyorum.
DÜNYADA GECE HAYATI BİTTİ
Æ Gece hayatında bu kadar başarılı olmanızın sırrı nedir, samimiyet mi?
Æ Bence çok kolay. Ben hayatımın her gecesini dışarıda geçirdim. Londra, Paris, New York... Nereye gitsem gece yaşarım. Çok farklı yerler gezerim, her gittiğim yerde değişiklikleri gözlemlerim ve bunları kendi yerlerimde uygularım. Bu kişiliğimde var. Meraklı ve yeniliğe açık bir insanım.
Æ Şimdiki gece hayatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Æ Bence tüm dünyada gece hayatı bitti. Gece kulüplerinin hepsi birbirinin kopyası. Türkiye’de daha şanslı durumdasınız çünkü doğru insanlar sokağa çıkıyor. Ama Londra, Paris veya başka metropollerde artık doğru insanlar gece dışarı çıkmıyor. Gece kulüplerine sadece çok gençler, hatta çocuklar gidiyor. Herkes forma gibi tişört ve kot pantolon giyiyor. Kimse gece için özenmiyor.
İNSANLAR 50 YAŞINDA HAYATTAN ÇEKİLİRKEN BEN DJ’LİĞE YENİ BAŞLAMIŞTIM
Æ Günümüz DJ’leri için ne düşünüyorsunuz?
Æ 10 yıl önce uluslararası DJ olmak harikulade bir şeydi. Bir rock yıldızı gibi dünyayı geziyorduk. 1. sınıf uçak biletleri, limuzinler, insanların ilgisi. Bence bu da fazla. Çünkü DJ sadece bir DJ’dir. İnsanlara güzel müzik dinletmeye çalışır. Ben her yerde, her ülkede çaldım, 12 yıldır bu işi yapıyorum, turumu tamamladım. DJ’liğe 50 yaşımda başladım. Bu yaşta insanlar her şeyi bırakır, oysa ben yepyeni bir şeye başlamıştım.
Æ Bir DJ için en mutlu anı nasıl tarif edersiniz?
Æ Küçücük bir düğmeyle herkesi neşe ve mutlulukla coşturmak, dansettirmek. O sihirli bir an. Çünkü orada yalnızsınız. Orkestra yok, müzisyen yok. Bu zor bir şey.
1001 GECE MASALLARININ ÜLKESİNDE YAŞAMAYI SEVİYORUM
Æ Neden Marakeş’te yaşıyorsunuz?
Æ Öncelikle sanırım Arap köklerime dönmek istedim. 1001 Gece Masalları’nın geçtiği bir ülkede yaşamaktan hoşlanıyorum. Orada çok güzel gece hayatımız var. Marakeş’liler çok kibar insanlar, yemekler güzel, kadınlar güzel. Enternasyonel bir yer, dünyanın her yerinden, her kesimden insan var.
Æ Orada gece kulübünüz var mı?
Æ Henüz yok. Şu anda sadece DJ olarak çalışıyorum. Ama hiç belli olmaz açabilirim.