Paylaş
Funda Baltalı’nın, İzmir Seferihisar’da kurduğu keçi çiftliğinde, sütten bir çok ürün elde ediliyor. Hellim peynirinden labneye, tereyağından Seferihisar’ın özel peyniri ‘Armola’ya kadar her türlü süt ürünüyle pazarı büyüttüklerini söyleyen Baltalı, Hollanda’daki bir çiftlikte aylarca çalışarak işi öğrenmiş. Funda Baltalı ile son derece temiz ve modern çiftlikte, ülkemiz şartlarına uygun ürettikleri birbirinden sevimli keçilerin arasında sohbet ettik.
BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK İSTEMEDİM
Keçi çiftliği kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
-Daha önce deri işim vardı fakat Türkiye için iyi olabilecek başka bir iş, mesela tarım, hayvancılık gibi bir iş yapmalıyım diyordum. Bu yaşam biçiminizle de alakalı birşey. Yaşınız ve tecrübeniz ilerledikçe etrafınıza da faydalı olmak istiyorsunuz. Ben hayvancılık yapmaya karar verdim ama büyükbaş yapmak istemiyordum, keçi çiftliğinde karar kıldım.
Nasıl bir yatırım oldu bu?
-Büyükbaş ile yatırım anlamında da büyük fark var. Büyükbaş hayvancılık yatırımı 20 milyon dolarsa bu 2-3 milyon dolar diyebiliriz. Bir de hiç kimsenin yapmadığı bir şey, özgün bir iş yapmak istiyordum. Sektöre ilk giren olmanın avantajını da yaşıyorsunuz.
SÜTÜMÜZÜ CAM ŞİŞEDE SUNUYORUZ
- Keçi ürünlerine rağbet dünyada da artıyor mu?
- İnsanlar giderek daha doğal, daha sağlıklı şeylere yöneliyor. Ama bizim ülkemizdeki organik kavramı tartışılır. Sağlık ve doğallık kavramları günümüzde kendiliğinden büyüyor. Keçi doğal, sağlıklı ve organik bir hayvan olduğundan pazarda çok rağbet görüyor. İş sadece ürünle bitmiyor. Cam şişede keçi sütü sunuyoruz. Türkiye maalesef bütün medeni ülkelerden daha geç takip ediyor bu ilerlemeleri. Mesela Avrupa’da UHT yani uzun ömürlü süt kullanımı neredeyse en alt düzeylerde, çoğunluk cam şişede günlük süt kullanıyor.
- İhracat yapıyor musunuz?
- Talep geliyor ama ben bir işi çok iyi yapmadan diğerine girmeyi doğru bulmuyorum. Henüz iç pazarı iyi duruma getirmeden dışarıya açılmayacağız. Ortaklık teklifleri de alıyoruz ama şu an kendimize odaklıyız.
AYLARCA HOLLANDA’DA ÇALIŞTIM
- Çiftliği kurarken nasıl bir hazırlık yaptınız?
- İşin başından bu yana danışmanımız süt sektöründe en önemli kişilerden olan Ahmet Arsan’dı. Ben Hollanda’ya gidip bir süre keçi çiftliğinde çalıştım. Sabah 5’te iş başlıyordu, sağımlar yapılıyordu, 1200 keçiye tek bir kişi bakıyor. Bunları görmenin bana çok faydası oldu. Bana da mesajlar geliyor, ben de keçi çiftliği açmak istiyorum ne yapmalıyım?. Mutlaka gidip bir çiftlikte uzun bir süre çalışın.
- Hollandalılarla başka türlü bir işbirliğiniz oldu mu?
- Hollanda’dan da danışmanlarımız oldu. Özellikle tohumlama çalışmalarında bize yardımcı oldular. Şu anda çok iyi bir ırkımız var.
SIK HASTALANMAYAN YENİ BİR IRK ÜRETTİK
- Nasıl özellikleri var bu keçilerin?
- Türkiye’de kıl keçileri, maltız ve halk arasında Saanen denen ama rengi dışında onunla ilgisi olmayan bir tür de var. Biz burada yaptığımız çalışmalarla iklimimize, beslenme şartlarımıza uygun, yüksek süt veren, hastalıktan uzak bir ırk üretebildik.
- Bu ırkın adı var mı?
- Hayır ama bize bağlı kurulan başka çiftliklere damızlık hayvan satıyoruz. Belge almak için müracaat ettik ama zaten biz belgeden çok yaptığımız işin kalitesine inanıyoruz. Ambalaja da önem veriyoruz. Yaptığımız her işte makyajdan ziyade içeriğe önem veriyoruz.
ANNE SÜTÜNE EN YAKIN BESİN
- Keçi sütünün besin değeri hakkında neler söyleyeceksiniz?
- Keçi ürünlerinin tadı, hafifliği ve aroması çok özel. Ayrıca yağı da vücutta kolay çözülür. Süt, peynir temel gıda ama inek ürünleri çoğu kişiye alerjen oysa keçi ürünleri alerjen de değildir. Akdeniz bölgesindeki insanların yüzde 40’ında laktoz intoleransı var. Keçideki laktoz miktarı inekle kıyas kabul etmez. Kanser tedavisi gören bir tanıdığım, doktorunun mutlaka keçi ürünlerini tavsiye ettiğini söylemişti...Bu doğru, kanser tedavilerinde keçi ürünleri yenmesi tavsiye ediliyor. Zaten anne sütüne en yakın süt keçi sütü. Anne sütünden alerji olan, rahatsızlanan bebek duymadığımıza göre yakın değerlere sahip keçi sütünü de buradan anlayabiliriz.
BEBEK MAMASI DA YAPACAĞIZ
- Pazarda durumunuz nedir?
- Pazar lideriyiz, ama pazarı da biz büyütüyoruz. Pazar biz başlarken sıfır noktasındaydı, şimdi hızla büyüyor. Ayrıca bu işi sosyal sorumluluk olarak da algılıyoruz. Çocuklarımız neden daha sağlıklı olan keçi sütü içmesinler?
- Keçi sütü dışında farklı sektörlerine girmeyi de düşünüyor musunuz? Mesela et?
- Tabii. İnsanlarda ‘keçi et kokar’ gibi yanlış bir algı var. Oysa öyle bir şey yok. Ben şimdi hormonlu olur korkusuyla her yerde et yemiyorum fakat keçide böyle bir tehlike yok. Hatta biz kısa süre içerisinde keçi sütünden bebek maması bile yapacağız. Gerekli izinleri alıp bunu da gerçekleştirmek istiyoruz.
NÜFUSUN YARISI KADIN AMA İŞLERİN YARISI DEĞİL
- Bir kadın girişimci olarak sıkıntı yaşadınız mı?
- Türkiye’de kadınlar başarılı olsa da olmaları gerektiği yerde değil. Sadece kadın olduğu için önü kesilen kadınlar var. Bakın, müsteşarlık seviyesinde ya da daha yukarılarda kaç kadın var? Nüfus yarı yarıya ama iş dağılımı yarı yarıya değil. Hayvancılıkta ise durum içler acısı. Hayvanlara kadınlar bakar ama sahipleri erkeklerdir. Gıda sektöründe de süt kadınlarla özdeşleşmiştir ama kadın patron neredeyse yoktur. Bu değişecektir bence.
KÖYLÜ KADINLAR PROJEMİZİ KOCALARI ENGELLEDİ
- Köylü kadınların para kazanmasını sağlayan bir projeniz vardı. Bu nasıl gidiyor?
- ‘10 Kadına 10 Keçi’ projem maalesef ilerleyemedi. Amacım özellikle köylerdeki kadınların arka bahçelerinde bu keçileri besleyip bakarak sütlerini alsın ve bize satsın, böylelikle para kazansındı. Keçinin parasını sütle geri ödeyeceklerdi. Ama maalesef pilot uygulama yaptığımız birçok yerde erkekler, ‘illa kadının adına tescil edilecekse edilsin ama bu benim keçim olsun, karımın eline para geçerse bana karışır, hatta çenesi çıkar’ dedi. Kahvelerde kadınları topluyoruz toplantı için kocaları da arkaya dizilip dinliyor. O nedenle bu proje zor görünüyor.
Paylaş