Paylaş
Stil danışmanı olmanız nasıl gerçekleşti?
Çocukluğumdan itibaren kıyafetlere ilgim çoktu. Her zaman fikir sorulan, giyim konusunda danışılan biri olmuştum. Tabi bu bir süre sonra yetmemeye başladı. Babam bir gün bana ‘sen herhalde okula devam etmek istemiyorsun, çünkü sürekli modayla ilgileniyorsun. O zaman bunu meslek edin’ dedi ve beni Londra’ya moda okuluna göndermek istedi.
Ne güzel!
Güzel ama ben 17 yaşımda büyük bir aşka tutuldum. Her işimi aşkla yaptığım için en büyük aşkımdan vazgeçemedim. Herşeyi geri teptim ve 19 yaşımda evlendim. - Sonrasında moda eğitimi aldınız mı?
Eşim futbolcu olduğundan şehir şehir geziyorduk. Her gittiğim yerde tutkum devam etti. O zaman eğitim almaya karar verdim ve birçok seminere katıldım. Hatta yurtdışında atölye çalışmalarına katıldım. Ama zaten modanın içten gelen bir tutku olduğuna inanıyorum. Sadece eğitimle zevk kazanmak mümkün değil.
Bazı kişilerin giysileriyle duygusal bağları var, atamıyorlar
Hiç tanımadığınız, huyunu suyunu bilmediğiniz birine nasıl stil danışmanlığı yapıyorsunuz?
Önce oturup konuşuyoruz, birlikte zaman geçiriyoruz. Ben onları tanımaya çalışıyorum. Kimleri beğeniyorlar, hangi tarzı benimsemek istiyorlar. Nasıl bir hayatları var, nerelere gidiyorlar hepsini öğrenip bir tahlil yapmaya çalışıyorum. Sonra gardroplarını görmem gerekiyor. En çok neler almışlar, neyş eksik yapmışlar bunları da belirliyorum. Sonra ilk anda gardroplarını temizlemeye başlıyorum. Alışveriş yaparak kombinlemelerini yapıyoruz. Sonra da saç ve makyaj değişimlerine geçiyoruz.
Ne kadar süren bir çalışma bu?
3-5 günde işin önemli kısmını tamamlıyoruz. Ama sonrasında da sık sık biraraya geliyoruz. Hatta bazı müşterilerime 7 günlük giyecek kombinlerini hazırlıyorum. Zaten bence özellikle çalışan her kadının bunu yapması lazım. İlla bir danışmana ihtiyacınız yok. Kendiniz de haftalık giysilerinizi programlarsanız birçok başka şeye vaktiniz kalacaktır. Salim kafayla yapılmış kombinler sonucu doğru kıyafetleri giyecek birçok yanlıştan da sakınmış olacaksınız. Sabah telaşla istediğiniz gibi giyinmeyince güne hem stresli hem de mutsuz başlıyorsunuz.
Peki kendisine hiç yakışmayan tarzda giyinmek isteyen tamamen yanlış seçimlerde ısrar eden kişileri nasıl ikna ediyorsunuz?
Çok zor oluyor. Bayağı uğraşıyorum. Gardrobundan kıyafet atmak, ayrılmak istemeyenler var. Bazılarının gerçekten o kıyafetleriyle duygusal bağları var. O zaman çok zorlanıyorum. İkna olmuş gibi görünüp aradan zaman geçince maalesef eskiye dönenler de gördüm.
Size tam teslim mi olmaları gerekiyor?
İyi bir sonuç almak için evet. Klasik olan kişiler de var. Onlara illa günün modasını değil kendi tarzlarında düzenlemeleri yaptırmak gerekiyor. Bir de illa marka giyinilecek diye birşey yok. Pazardan alıp harika taşıyan insanlar da var.
İçimdeki sesi dinleyip ileri yaşımda meslek edindim
Ne zaman profesyonel dnışman oldunuz?
İçimdeki ses aslında yıllardır bunu yapmamı söylüyordu ama araya başka şeyler girdi. Yine de ilerleyen yaşlarımda bu sesi dinledim ve 35-40’lardan sonra işimi profesyonelliğe döktüm. Zaten öncesinde de herkes benimle alışverişe çıkmak isterdi. Telefonlarım susmazdı. Bazılarının hediyelerini bile ben alıyordum. Artık mesleğim bu oldu. Hem stil danışmanlığı hem de moda eğitimi veriyorum.
Eğitimlerinizi nerelerde veriyorsunuz?
Ankara Vizyon Akademi’de stil eğitimleri veriyorum. Birçok siyasetçi, işkadını, evhanımları bu konuda eğitim almak istiyor.
Kimler var bu kişiler arasında?
İzmir’e de iş için sık sık gelip bazı kişilerin alışverişlerini yapıp gidiyorum. İsim vermem pek mümkün değil. Çünkü zaten çoğu giydikleri ya da aldıkları şeylerin kendi zevkleriymiş gibi algılanmasını istiyor. Bu da çok normal. O nedenle kimler olduklarını söyleyemem.
Moda danışmanlığı diye başlayıp, psikolojiye geçiyoruz
Özel hayatlarındaki başka problemlerle karşılaştığınız kişiler oluyor mu?
Aslında bu iş moda danışmanlığından ziyade bazen koçluğa dönüşüyor. Çünkü hayatlarına giriyorum, aile ilişkilerini, eşinin zevklerini de öğreniyorum. Özel günleri ve yaşam şekillerine göre tarz yaratıyoruz. Bazen arkadaş, sırdaş gibi herşeyi konuşuyoruz.
Peki ama ya sizi aşan durumlar varsa….
Bizim bir psikolog, diyetisyen, diş hekimi ve güzellik uzmanından oluşan bir ekibimiz var. Bazen kişilerin farklı konuları oluyor. Yaşadığı hayattan memnun olmayan kişiler zaten isteseler de güzel, özenli ve uyumlu giyinemeyebilirler. O nedenle bazı kişilere önce psikologa gitmelerini tavsiye ettiğim oluyor. Aslında genelde kendileri de bunun farkında oluyor.
Hayatını da değiştiren oldu mu?
Uzun süre takip ettiklerim var. Hatta bazılarıyla da arkadaş oluyoruz. Büyük değişiklikler yapanlar kadar hiçbir farklılık yapamayanlar da var.
Çok fazla takıp takıştırmak güzel sanılıyor
İzmir’de neler yapıyorsunuz?
Konak Belediyesi dahilinde kursiyerlere doğru giyim ve kıyafet eğitimleri verdim. Optimum Alışveriş Merkezi’nde de en çok alışveriş yapanlara stil danışmanlığı yaptım. Ayrıca İzmir’de birçok özel müşterim de var.
İzmir’de neler gözlemlediniz?
İzmirli kadınları çok beğendim. Sadelik güzelliktir kavramını çok iyi uyguluyorlar. Kendileri kıyafetin gerisinde kalmıyor. Moda ve tarz sahibi olduklarını düşünüyorum.
Türk kadınlarının modayla ilgili yaptıkları hatalar var mı?
Bence aksesuarlara biraz fazla önem veriliyor. Çok fazla takıp takıştırmak güzel sanılıyor ama öyle değil. Aksesuar mutlaka kaliteli ve yerine göre kullanılmalı. Biraz gösteriş merakı oluyor.
Herşey marka olursa stil değil lüks vitrini oluruz
Bir kadının gardrobunda neler olmalı?
Klasikler her zaman olmalı. Moda önemli ama aşırı trend kıyafetler çok göze çarpar ve sık kullanılmaz. Modayı yakın takip etmekten ziyade, yakışanı bulmalıyız. Gardrobun asla sıkışık ve üstüste olmaması gerekli. Birkaç renk elbise mutlaka olmalı. Siyah olmazsa olmaz. İpek gömlekler, kaşmir kazak ve paltolar mutlaka olmalı. Kalem etekleri kot gömleklerle giymek çok hoş görüntü verir. İspanyol paça pantolonlar her zaman iyi gösterir.
İyi de bunları herkes alamayabilir. O zaman ne yapıyorsunuz?
Artık öyle güzel indirimler yapılıyor ki çok uygun fiyata çok kaliteli şeyler alınabiliyor. Outletler var. Ayrıca bunlar ömür boyu giyilecek şeyler, ucuza dönemlik alınan kıyafetleri alt alta toplasınız daha zararlı çıkarsınız. En önemlisi ucuz ile lüksü karıştırıp kullanabilmek. Herşeyiniz baştan ayağa marka olursa stil sahibi değil yürüyen bir marka oluruz.
Bazı modacılar 30’undan sonra kadınlar mini etek ve bikini giymesin diyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Armani de buna benzer şeyler söylemişti eskiden. Ama artık dönem değişti. Kadınlar kendine bakıyor ve harika görünüyor. Bazıları kırklı yaşlarda bile bikiniyi ve mini eteği çok iyi taşıyor. Bazen de tam tersi gençler kendilerine yakışanı giyemiyor. Çok fazla makyaj, mini etek ve topuklu giyiyorlar. Hiç hoş görünmüyor.
Paylaş