Paylaş
Brexit sonrası Türkiye ile ilişkilerin daha iyi olacağına inandığını ifade eden Büyükelçi, İzmir ve çevresinde turizm alanında büyük gelişme olduğunu, her yıl yüzde 35 oranında artış yaşandığını anlattı.
- İzmir’e gelişinizin nedeni nedir?
- Önceki yıllarda İzmir ve çevresi ile ticari ilişkilerimize gereken değeri vermemişiz. Şimdi bunu değiştirmek istiyoruz. İzmir Konsolosluğu’ndaki arkadaşlarımız, ülkelerimiz arasındaki ticaret için çalışıyor. Buradaki genç, dinamik, açık görüşlü iş gücüne ve potansiyele uygun projeler geliştirmek istiyoruz. Teknoparklar ve serbest bölge ilgimizi çekiyor. Geçen yıl ve bu yıl ticaret hacmimiz hızla büyümeye başladı. Bu konuda daha fazla işbirliği olacağını umuyoruz.
İNGİLİZ TURİST SAYISI
HER YIL YÜZDE 35 ARTIYOR
- Ticari işbirliğini geliştirmek için buradasınız yani...
- Bu kez turizm için buradayım. Geçen yıldan bu yana Türkiye’ye gelen İngiliz turist sayısında yüzde 35 artış oldu. Bu yılki erken rezervasyonlara göre aynı şekilde bir artış söz konusu. Yine de daha fazla olması için her iki taraf da çaba göstermeli. İngilizler için tatil yörelerinde güvenlik ve rahat hissetme ilk sıradadır. Tunus ve Mısır’daki terör olaylarından sonra İngiliz turistlerin sayısı inanılmaz düştü. Türk ve İngiliz birimleri bu konuda çok uyumlu çalışıyor ki, ben de buradaki yerel birimleri ziyaret etmeye geldim. Bir başka güzellik ise doğa ve iklim. Türkiye bu yönden çok şanslı. Akdeniz ve Ege kıyıları çok beğeniliyor. Bunların yanında tarihi güzellikleriniz, mutfak kültürünüz çok beğeni topluyor.
- Brexit hakkında ne söyleyeceksiniz? Türkiye ile ilişkilerinizi nasıl etkileyecek?
- Tabii, bunu öncelikle Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz belirleyecek. Anlaşmasız ayrılma gerçekleşirse, bu ticaret hacmimizi etkiler. Çünkü ticaretimizin yüzde 95’i Gümrük Birliği üzerinden. O nedenle bu durumda AB dışındaki ülkeler ve Türkiye ile de yeni bir uygulama gerekecek. Ama anlaşma ile ayrılırsak ticaretimiz etkilenmeyebilir ve o durumda Türkiye ile Gümrük Birliği üzerinden olan ticaret, ilişkimize rehber bile olabilir. Tabii, İngiltere yıllarca AB’de Türkiye’nin bir nevi avukatlığını ve koruyuculuğunu yapmıştı. Umarım biz ayrılınca başka bir ülke bunu yapmaya devam eder.
30 YIL ÖNCE DE ŞİMDİ DE
FENERBAHÇE’Yİ DESTEKLİYORUM
- Siz ve eşiniz 1.5 yıldır buradasınız. Alıştınız mı Türkiye’ye?
- Çok mutluyuz ve şanslı olduğumuzu düşünüyoruz. Ankara’da yaşadığımız mekan çok özel. Ayrıca sürekli etrafı geziyoruz. Kültürel zenginliğiniz inanılmaz. Geçenlerde Susurluk’tan geçerken peynirli tost ve ayran tatmamız gerektiğini söylediler. Hemen yaptık. Karadeniz, Akdeniz, İstanbul ve tabii Ege bizi büyülüyor. Pamukkale, Hierapolis, Afrodisyas gibi özel yerlerinizden çok etkileniyoruz. Ayrıca çok canlı ve dinamik bir ülkesiniz. Her gün, her an gündem değişiyor ve sizler buna hemen uyum sağlıyorsunuz.
- Türkçe’yi nasıl öğrendiniz?
- Türkiye’ye ilk gelişim 80’li yıllardaydı. O zaman İstanbul ve İzmir’de kaldıktan sonra Ankara’da çalıştım. O zamanlar Türkçe’yi öğrendim. Sonra farklı yerlerde görev yaptım ve 30 yıl sonra geri geldim. Türkçe’yi tekrar hatırlamak için kurs aldım. Ama o kadar yıldır desteklediğim futbol takımı değişmedi. Hala Fenerbahçeliyim. Tüm büyük takımların tek bir şehirden çıkmasını desteklemiyorum. Umarım İzmir takımı Göztepe daha da başarılı olur.
Paylaş