Paylaş
Uzun, sağlıklı ve daha iyi bir yaşam için yapacaklarınız aslında pek bir işe yaramıyor. Çünkü 80 yıllık bir deney, hayat üzerine doğru bildiğimiz birçok şeyin yanlış olduğunu ispatladı.
Uzun ve sağlıklı yaşamak için ne yapmak gerekli sorusuna çoğumuz ezberden aynı yanıtları veririz. ‘Stresten kaçınmak, ideal işini yapmak, evlenip düzenli hayat kurmak, iyi düşünmek vs.’ Oysa, psikoloji tarihinin en uzun ve en kapsamlı deneylerinden olan Terman deneyi bunların uzun ve sağlıklı bir yaşam için kesin doğrular olamayacağını gösteriyor.
1921 yılında Stanford Üniversitesi psikologlarından Prof. Lewis Terman, tam 1500 çocuk seçerek 80 yıl sürecek bir deney başlatmış. Her birinin aileleri, yaşam şekilleri, kişilikleri incelendikten sonra çocukların yapacakları tek şey hayatlarını normal bir şekilde yaşamaya devam etmek olmuş...
1956 yılında Prof. Terman ölünce, deneyi meslektaşları devralmış ve 1990’da psikologlar Howard Friedman ve Leslie Martin yaşam süresini belirleyen bileşenleri toplamak üzere çalışmaya başlamışlar. 20 yıllık çalışmanın ardından ‘The Longevity Project’ yani ‘Uzun Ömür Projesi’ sonuçlanmış ve ortaya yıllardır, sağlıklı ve uzun yaşamak için bildiğimiz birçok şeyin yanlış ya da katkısız olduğu çıkmış... Neler mi?
Hayalindeki işi yapan ve strese girmeyen uzun ve sağlıklı yaşar; YANLIŞ
Azıcık aşım, ağrısız başım deseniz de, küçük bir kıyı kasabasında bir kafe açsanız da bu uzun ve sağlıklı yaşamanızı sağlamıyor. Çünkü Prof. Terman’ın 80 yıl boyunca incelediği kişiler arasında daha uzun yaşayanlar yüksek stres ve sorumluluk gerektiren işleri yapan ve üstesinden gelenler olmuş...
İyi düşünen ve endişe etmeyen uzun ve sağlıklı yaşar; YANLIŞ
Araştırmacılara göre fazla iyimserlik yüksek kolesterol ve hipertansiyona sebep olabilecek kadar zararlı olabilirmiş. Çünkü her zaman en iyisini düşünüp beklemek sizi kötüye ve olabilecek olumsuz durumlara karşı savunmasız bırakabilirmiş. O nedenle deneye göre endişe hatta biraz olumsuz düşünmek yaşam enerjinizi daha uyanık hale getiriyor ve hayat sürenizi uzatabiliyor.
Erken emekli olup, hobileriyle uğraşanlar daha uzun yaşar; YANLIŞ
70’li yaşlarında hala çalışıp üretenler emekli olup kenara çekilenlerden daha uzun yaşamış. Bir amaç uğruna hala çalışıyor olmak sadece sosyal ilişkiler ya da hobilerle vakit geçirenlerden daha büyük katkı sağlamış. Bir de kariyerinde başarılı olanlar, işten işe geçip gelişme gösterememiş kişilerden daha uzun yaşamış.
Evlenip düzgün bir hayatı olan daha uzun ve sağlıklı yaşar; kısmen YANLIŞ
Araştırmacılar cinsellik de dahil her açıdan mutlu bir evliliğin uzun ve sağlıklı yaşama katkıda bulunduğunu görmüş. Fakat bu katkı oranı bekar veya boşanmış kadınlarda da aynı kalmış. Erkeklerde ise aynı kadınla evli kalanlar uzun yaşarken, boşanmış veya yeniden evlenmiş olanlar diğerleri kadar uzun yaşamamış. Yani evlilik erkeklerin hayatına olumlu katkı sağlarken kadınlarınkine pek bir katkısı yok.
Çok düzenli bir egzersiz programı uygulayan daha uzun yaşar; YANLIŞ
Kendinizi her gün 1 saat koşacağım, yüzeceğim diye kasmayın. Bahçecilik, yürüyüş, köpek gezdirmek gibi aktiviteler bile uzun yaşamaya yetmiş. Ama önemli nokta özellikle orta-yaşlarda aktiviteleri artırmak, en azından azaltmamak...
Kaygısız, gamsız olanlar daha uzun yaşar; YANLIŞ
Çocukluk döneminden itibaren vicdanlı, bir dereceye kadar sabit fikirli ve kaygılı olanlar diğerlerine göre daha uzun yaşamış. Çünkü kendilerini ve sağlıklarını tehlikeye atabilecek durumlardan kaçınabilmişler.
Okulda çok başarılı olan çocuklar hayatta da başarılı olur ve uzun yaşar; YANLIŞ
Bu her zaman doğru olmamış. Hatta erken okula başlayanların diğerlerine göre daha az yaşadığı görülmüş. Yeteri kadar oyun zamanı olması ve arkadaşlarıyla yakın ilişkide bulunabilmesi çocuklar için önem taşırken ebeveynlerinin boşanması hayatlarını kısaltan bir neden olmuş.
Çok sevilmek ve değer verilmek değil, başkalarına yardım etmek uzun ve sağlıklı bir hayat sağlar; DOĞRU
Bakın bu doğru, hem de bilimsel olarak ispatlanmış. İçten gelerek başkalarına yardım eden, etrafını düşünen ve bir şeyler yapan insanlar kesinlikle en uzun yaşayan kişiler olmuşlar. Yani uzun yaşamak istiyorsanız sadece kendinize değil, başkalarına da odaklanın ve en önemlisi sadece laf değil, gerçekten iş ve çözüm üretin...
Sadaka taşı
Sohbet etmekten müthiş keyif aldığım Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Mustafa Yıldırım ve Prof. Cemal Sofuoğlu’nu ziyaret ettim geçenlerde. Bu değerli hocaların, Prof. Abdülkadir Şener ile birlikte son derece bilimsel bir çalışmayla hazırladıkları ‘Yüce Kur’an, Açıklamalı, Yorumlu Meali’ 3’üncü baskısını yapmış.
Prof. Mustafa Yıldırım’ın bir başka kitabı ‘Hayata Dair’de yer alan ‘Sadaka Taşı’ adlı bölüm tam da uzun yaşamak için en önemli bileşen olan ‘başkalarına yardım etme’nin önemini hatırlattı bana.
Eski zamanda sadaka taşı denilen taş havuzlar varmış. Zenginler buraya kimseye fark ettirmeden para koyar, ihtiyacı olanlar da alırmış. Ama ihtiyaç sahibi, durumu düzeldiğinde aldığı parayı geri bırakırmış. Böylelikle hiçbir zengin hangi fakire para verdiğini, hiçbir fakir de hangi zenginin parasını aldığını bilmezmiş.
Keşke, şimdi de yaptığı iyiliği gösteriş malzemesi yapmayan zenginler ya da aldığı yardımı sadaka olarak kabul etmeyip durumunu düzeltmek için borç olarak görenler çoğalsa...
Paylaş