Paylaş
Çektiği her karede kendini aradığını söyleyen Tuvi, özellikle Türkiye fotoğraflarıyla ilgi çekiyor. Fotoğraf çekmek için dünyayı dolaşan Tuvi’nin “Dünyanın Renkleri” sergisini, Kedi Kültür Sanat Merkezi’nde 22 Şubat’a kadar görebilirsiniz.
» Fotoğraf çekmeye nasıl başladınız?
- 1974’te fotoğrafa başladım. Bir grup arkadaşımla çalışıyorduk, hatta İzzet Kehribar da bu gruptaydı. Sergilerimiz oldu ama bazı çalışmalarımız eleştiri alınca bir dağılma yaşadık. Çoğu kendi mesleklerine döndü ama İzzet’le ben ısrarla fotoğrafa devam ettik. O gün, bu gündür fotoğrafla ilgileniyorum.
» Fotoğrafçılıktan başka işiniz oldu mu?
- İstanbul Üniversitesi Elektrik Bölümü’nü bitirmiştim. 2000’e kadar farklı işim vardı. Ama fotoğraftan kopamadım. Çünkü içimde büyük bir arzu ve istek vardı beni rahat bırakmayan, ‘Fotoğraf senin için ideal bir şeydir’ diyen...
» Genelde sanatla uğraşan herkes İstanbul’a gidiyor. İzmir’de kalmanız sanatınızı nasıl etkiledi?
- Ne yazık ki İzmir’de fotoğraf zayıf kalıyor. İzmir’de sadece fotoğraf değil, hiçbir sanattan geçinmek mümkün değil. İstanbul karşısında köy gibi kalıyoruz. İzmir’deki tüm büyük işlere bakarsanız İstanbullu firmaların kullanıldığını görürsünüz. Tabii o firma da kendi çalıştığı kişileri seçeceğinden İzmir’deki bir iş için İzmirli değil, İstanbullu sanatçılar çalışıyor.
» Gençlerin fotoğrafa ilgisi nasıl?
- Eskiden daha sık sergi açardım ama son zamanlarda gördüm ki istek gittikçe azalıyor, özellikle İzmir gençliğinde ilgi çok az. Şimdiki gençler çok çabuk sergi açıyor. Kendini yetiştirmeden, içine sinmeden sergi açmamalılar. Çünkü bazıları ileride iyi bir sanatçı olabilecekken aldığı eleştirilerle yılıyor ve fotoğrafı bırakıyor.
ARTIK FİLM BİLE BULMAK MÜMKÜN DEĞİL
» Türkiye’nin en tanınan fotoğrafçılarından birisiniz.
- Bu konuda çok memnunum. Çok çaba harcadım, kendimi çok iyi yetiştirdim. Büyük ustaların kitaplarını okudum, yanlışlarımı iyi gördüm. Çok ülke dolaştım, İzzet Kehribar’la çalıştık birbirimizi olumlu etkiledik.
» Başladığınız yıllarda fotoğraf teknolojisinin bugün geldiği noktaları öngörüyor muydunuz?
- Hayır. Teknolojiye karşı durmak mümkün değil. Eskiden karanlık odam vardı. Bir süre sonra dia çekmeye başlamıştım.
» Bu daha zor bir teknik değil mi?
- Evet çünkü çektiğiniz anda o kadrajı yapmak zorundasınız. Dijital ya da karanlık odada kadrajı ayarlamak mümkün, ama dia çekerken fotoğrafı görmeniz gerekiyor. İşte bu beni çok olgunlaştırdı. Dijitalde en büyük avantaj çektiğiniz an kareyi görüp istemediğiniz sonucu değiştirebilmeniz. Eski usül çekmek isteseniz bile zaten film bulamıyorsunuz.
BİR SERGİ İÇİN ON ÜLKEYE GİTTİM
» Dünyanın Renkleri sergisi için kaç ülke gezdiniz?
- Çok ülke gezdim. Sadece bu sergi için 10 ülke. Tüm Anadolu’yu dolaştım. Gezdiğimiz için fotoğraf çekmiyoruz, fotoğraf için geziyoruz.
» Sizi en çok etkileyen yerler nereleri oldu?
- Türkiye’de etkilenmediğim yer kalmadı. Özellikle Güneydoğu, Van Gölü yöresi çok renkli. İnanılmaz insan ve doğa
görüntüleri bulabiliyorsunuz. Ayrıca Mısır’dan çok etkilendim. Gizemli bir yer. Şimdi Myanmar deniyor eski adı Burma gerçi gitmesi çok zor ama orası da farklı bir kültür. 400 metre çaplı bir manastır var, her köşesinde dua eden, meditasyon yapan insanlarla dolu. Etkileyici bir yer.
» Nerelere gitmek istersiniz?
- Peru’ya gitmek isterim. Ama maalesef geziler çok masraflı, kolay olmuyor. Oysa fotoğraf için gidilen yerde uzun süre kalınmalı. Mesela Paris’teki bir şirketin fotoğrafçıları gittikleri yerde en az 3 ay kalıyor, hemen fotoğrafa sarılmıyorlar. Oranın insanını, kültürünü tanıyorlar, sonra çekimlere başlıyorlar. Onların çektikleri fotoğraflar çok daha farklı oluyor.
AMERİKALI TURİSTLER TÜRKİYE’Yİ TANIYOR
» İngiltere’de 15 bin fotoğraf arasından ilk 10’a girip özel ödül kazanmanız sizin için ne ifade ediyor?
- Benim için ödülün anlamı, itici güç vermesi. Kazanamadığınızda moralinizin bozulmaması, kazananlara bakarak nerede eksik kaldım diye düşünmek gerekli. Ama artık İngiltere’deki bu yarışmadan sonra pek yarışmalara girmiyorum.
» Türkiye’yi tanıtmak için bir seyahat acentasıyla çalışıyorsunuz?
- Amerikalı bir turizm acentesiyle, İzmir’e gelen turiste İstanbul, Kapadokya, Mardin gibi yerlerden Türkiye gösterisi yapıyorum. Gidecekleri yerleri görüyor, gördükleri yere gitmek istiyorlar. Meraklısına, hangi bölgede günün hangi ışığı daha iyi fotoğraf verir anlatıyorum.
SANATÇI ASLINDA KENDİNİ ARAR
»Fotoğraf çekmek sizin için ne ifade ediyor?
- Çocukluğumdan beri duygusalım. Kendimi ifade etmek için arayıştaydım. Önce şiire başladım, sonra fotoğrafı keşfettim. İlk fotoğraflarım kötüydü, hep attım, ama yılmadım kendimi geliştirdim.
» Hangi konularda fotoğraf çekmekten hoşlanıyorsunuz?
- İnsan üzerinde yoğunlaşıyorum ama başkalarını çekerken kendimi aradığımı, duygularımı gözden geçirdiğimi farkettim. Fotoğraf sanatçısı, bence her portrede kendi yüzünü de arıyordur.
İYİ GÖRÜNTÜ AKIL, GÖZ VE YÜREKTEN DOĞAR
» Herkes fotoğraf çekiyor artık. Sizce şu anda iyi fotoğraf ya da fotoğraçıyı öne çıkaran nedir?
- Çekilen fotoğrafla izleyici arasında köprü kurulmuşsa başarılısınız demektir. İzleyiciye birşey vermeyen fotoğrafın anlamı yok. Görenlerde merak uyandırmalı, duygularını harekete geçirmeli. Kolay başarıların peşinde olmamalı.
» İyi fotoğraf çekmek isteyenler dijital kullanmamalı mı?
- Ben de dijital kullanıyorum ama önce kendime beğendirmeye çalışıyorum. Gençler, Salgado, Kudelka, Ara Güler gibi büyük ustaların çektikleri fotoğrafları incelemeli. Ne düşünerek çekmişler, nasıl çekmişler bunları anlamaya çalışmalı. Kitaplar pahalı belki ama internetten de bulabilirler.
» Siz eğitim veriyor musunuz?
- Kedi Sanat Merkezi’nde fotoğraf kursu veriyorum. Öğrencilerime internetten diziler hazırlıyorum. Bresson, “Fotoğraf; akıl, göz ve yürekten doğar” der. İçinizde o birliği yaratmalısınız. Ben öğrencilerime bu birliği yaratmayı öğretmek istiyorum.
YUSUF TUVİ KİMDİR?
1938 yılında İzmir’de doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Bölümü’nü bitirdi. Fotoğraflarının birçok uluslararası FIAP (Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu) fotoğraf yarışmasında sergilenmesi üzerine, federasyonun AFIAP ünvanı ile ödüllendirildi. Fotoğrafları her yıl Eczacıbaşı yıllıklarına seçilmekte, foto-röportajları Skylife ve Ulusoy Travel gibi dergilerde yayımlanmaktadır. Defalarca gittiği New York’ta çektiği fotoğraflar, Doğan Kitapçılık’ın bastığı, Serdar Turgut’un yazdığı, “New York” kitabında yer almıştır. Beş yıldır, Amerikalı turistlere, Türkiye’nin her bölgesinden fotoğraflar içeren “Oor Land Our People’’ (Doğamız İnsanımız) adlı saydam gösterisiyle ülkemizi tanıtmaktadır. Dört fotoğrafı İstanbul Modern’in koleksiyonuna kabul edilmiş ve sergilenmiştir. Birçok kişisel sergisi bulunmakta, saydam gösterileri düzenlemektedir. İstanbul İFSAK ve İzmir IFOD dernekleri üyesidir.
Paylaş