Biraz bencilleşip kendinizi koruyun

Haberin Devamı

UZUN yıllardır, meme kanseri alanında çok önemli çalışmalar yapan Operatör Dr. Cüneyt Tuğrul yeniliğe, öğrenmeye ve gelişime en açık olan ve bu yönde sürekli çalışan doktorlardan biri. Birçok hastaya tedavinin yanısıra, destek ve moral kaynağı da olan Dr. Tuğrul, stres, depresyon ve öncelik sıralamasında kendimizi en arkalara atan yanlış düşünce şeklimizin, bizleri kansere yatkın hale getirdiğini vurguluyor. ‘Biraz olsun bencilleşip kendinizi koruyun, herşey için kendinizi yıpratıp ruhunuzu yormayın’ diyen Dr. Cüneyt Tuğrul, Umut Atölyesi projesiyle kadınların iç dünyalarını güçlendirmeyi amaçladıklarını anlatıyor.
Sevgili kadınlar, bu röportajı okuyun, ama daha da önemlisi, özellikle yakınlarınıza okutun.

Biraz bencilleşip kendinizi koruyun

Haberin Devamı

STRES VE DEPRESYON MEME KANSERİ NEDENİ
- Meme kanserinin son dönemdeki rastlanma sıklığı nasıl? Eskiye göre artış var denilebilir mi?
- Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre artış var maalesef. 80’lerde her 11-12 kadından birinde görülen meme kanseri günümüzde 7-8 kadından birinde görülmeye başladı. Yine Dünya Sağlık Örgütü artışın süreceğini ve 2050 yıllarında her 4 kadından birini ilgilendireceğini öngörüyor. Hastalığa rastlanma yaşı da, son 10 yılda daha genç yaş grubuna doğru kayıyor.
- Bu artışın nedenleri sizce ne olabilir?
Özellikle gıdalarda bozulma, daha rafine gıda tüketimi, zehirli pek çok kimyasalla karşılaşılması gibi sebep araştırılıyor. Gerçekten bazı kimsayalların, özellikle böcek zehirlerinin vücutta bir kadın hormonu olan östrojeni taklit edip meme kanserini artırabildiğini gösterdiler. Onun için bahçede çimen için bile böcek zehiri atılmadan önce bir kez daha düşünülmeli. Normalde güvenli olan pet şişeleri güneş altında kaldıklarında, güneş ışınlarının etkisi ile bozunuma uğrayarak yapılarındaki yine östrojenik etkiye sahip dolgu materyelleri açığa çıkıp suya geçebiliyor. Bu da yine bir risk faktörü. Ama Dünya Sağlık Örgütü’nün üstünde durduğu asıl sorun, insanlarda görülen aşırı yalnızlaşma ve beraberindeki yaygın depresyon. Meme kanseri ile stres arasındaki bağlantı oldukça belirgin. Stres hormon dengesini bozar ve meme kanseri gelişimini arttırır. Dünyada depresyonun ve stresin artması ile meme kanserindeki artışın birincil bağlantısı olduğu düşünülüyor.

Haberin Devamı

RUH SAĞLIĞI VE HUZURU ÇOK ÖNEMLİ
- Genel olarak bakıldığında kanserin nedenleri arasında ruhsal durum ve ruh sağlığının önemi ne kadar?
- Dünya Sağlık Örgütü’nün yayını ve son çalışmalar kişinin kendi kimliğini koruyabilmesinin, ruhen huzurlu ve sağlıklı olmasının çok önemli olduğunu gösteriyor. Biz, takip ettiğimiz hasta grubunda da bu bakışla kişisel koruma oluşturmaya çalışıyoruz. Madem stres bir risk faktörü, hasta ile kurduğumuz iletişimde, hastayı tedavi sırasında karşılaşacağı sorunlara hazırlamanın yanı sıra kendisinin hastalığa karşı direncini düşürecek stres faktörlerine karşı korumasına da gayret ediyoruz. Fakat en iyi koruma kişinin kendi kendisini korumasıdır. Onun için özellikle kadının kendine ve hayatına yönelik farkındalığının artırılması gerekli. Kişiler stres sebeplerini algılayıp kendilerini mutlu kılabilecek asıl sahip oldukları değerlerinin de farkına vardığında tercihler değişebiliyor. Her kadın için hayatında aslında onu mutlu eden ve değer verdiği bir şeyler veya birileri var. Onların farkına varması tercihlerini kendi lehine kullanmasını kolaylaştırıyor. Kadın sahip olduğu değerleri fark ettiğinde, değerlerini ve kendini korumaya karar verebiliyor. Böyle yıllarca kendi sağlığını koruyabilecek bir stres kontrolünü de başarabiliyor.
- Kansere yakalandığı anlaşılan hastaların ilk tepkileri ve durumlarına yaklaşımları benzerlik gösteriyor mu?
- Kanser, özellikle meme kanseri, kadınların korkulu rüyası. Her kadında hemen hemen aynı tedirginliği oluşturuyor. Aslında günümüzün gelişmiş tedavi protokolleri ile tedavi şansının en yüksek olduğu kanser gruplarından birinin meme kanseri olduğunu söylemek yanlış olmaz. İlk karşılaşıldığında kadında ‘neden ben’ ile karışık bir şok duygusunun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Neyseki, günümüzde özellikle meme kanserini tanıyan ve doğru yatıştırıcı hasta yaklaşımına sahip doktorlar ile hasta bu şoku daha kolay atlatabiliyor. İlk şok geçtiğinde tedavi detayları hastanın anlayacağı tarzda açıklandığında, tedavi protokollerine kolaylıkla uyum sağlanabildiğini görüyoruz.

Haberin Devamı

SEVGİ AİLE İÇİNDE PAYLAŞILMALI
- Kanserin tedavisinde tıbbi açıdan yapılanların yanı sıra hastanın ve hasta yakınlarının yaklaşımları nasıl olmalı?
- Hasta kanser tanısı ile beraber kırılgan bir sürece girer. Tedavi süresince onu tedirgin etmeyecek şekilde aile konu üzerine odaklanmalı ve elinden gelen desteği hastaya vermeli. Bu süreç içinde hasta alışık olmadığı ilgi nedeniyle bazen sıkılabiliyor. Bunun normal olduğu ve aslında hayatta sevdikleri arasında edinmesi gereken yerin bu sevgi çemberi olduğunun anlatılması önemli. Sevginin aile içinde koşulsuz paylaşılması ve kendisinin de bu ilgi ve sevgiyi hakkettiğinin bilincinde olması çok önemli. Çalışmalar ‘Ben’ diyebilmeyi başaran ve çevreleri tarafından da desteklenen hastaların uzun yıllar çok sağlıklı yaşam sürebildiklerini gösteriyor.

Haberin Devamı

ÖNEMSEMESİ GEREKEN ÖNCE KENDİSİ
- ‘Ben’ diyen kişiye hele ki kadınsa hemen bencil damgası vurulup dışlanır. Oysa belki hasta olmadan bu bilinçte olunabilse ve davranılabilse belki hasta bile olunmayacak.
- Aslında söylemek istediğimde tam olarak o. Gerçekten biraz olsun bencilleşip kendini, korumayı ve herşey için kendini yıpratıp ruhunu yormamasını istiyoruz artık. Daha önceki hayatında zaten duygusallığına bir bedel ödedi artık bir daha bedel ödemesini istemiyoruz. Hayatta önemsemesi gereken önce kendisi ve sonra da ailesi var. Kendisini koruyamaz ise yakınlarını nasıl koruyacak?

AĞRI ALGISI HASTA BEKLENTİSİYLE DEĞİŞİR
- Meme kanseri hastalarında telkinin ve olumlu düşüncenin hasta heyecanı ve ağrı üzerine etkisi nedir?
- Yapılan çalışmalar ağrının net ölçülebilir bir şey olmadığını ve hastanın beklentisi ile ağrı algısının değişebildiğini gösteriyor. Tedirginlik – anksiyete ne kadar fazla ise ağrı o kadar fazlaymış gibi hissediliyor. Ancak hasta ile doktor iyi iletişim kurduğunda ve durum hastaya tedirginliğini alacak şekilde yeterli açıklıkta anlatıldığında süreç çok konforlu atlatılabiliyor. Tedirginliğin ortadan kalkması ve hastanın kararlı şekilde cerrahi ve diğer tedavilere başlaması durumunda sadece ameliyat korkusu azalmıyor sonrasında hissedilen ağrı bildirimlerinde de yüzde 60-70 azalma görülüyor. Macaristan’da yapılan bir çalışma kemoterapi ve radyo terapiye de uyum arttığı gibi görülen yan etkilerde de çok azalma olduğunu gösteriyor.
- Vücut direnci neye bağlıdır? Kişiden kişiye değişir mi?
- Her kişinin hayatına yönelik stres algısı farklı olduğundan herkesin direnci de değişiktir. Biz doktorları her hasta ile yeteri kadar ve doğru iletişim kurabilmek, onu destekleyerek stres algısını değiştirmesinde yardımcı olmak ve vücut direncini düşüren faktörlerin hastanın hayatında daha az yer tutar hale getirebilmek ilgilendiriyor. Öncelikle moral ve stres kontrolü önemli. Sadece hastalığın tanısından sonra oluşan streste değil, hastayı bu hastalığa yatkın hale getiren ve vücut direncini kıran her türlü strese karşı güçlü olmaktan bahsediyorum.

Haberin Devamı

HİPNOZ BAKANLIK YÖNETMELİĞİNE GÖRE UYGULANABİLİR
- Kanser tedavisinde doktor-hasta ilişkisi ne kadar önemli?
- En kilit noktalardan biri. Scientific American adında uluslararası bir dergi geçen yıl bir sayısını tümüyle bu konuya ayırdı. Tedavisinin ne olduğu ve neden planlandığının farkında olan ve anlayan hastanın sadece tedaviye uyumunun değil tedavinin başarı şansının da arttığı anlatılıyordu. Verilecek bilginin ne kadar olması gerektiği, ne olması gerektiği, hastanın hastalığı ve kültürel düzeyi ile uyumlu olarak onun anlayacağı bir dilde ve içindeki yaşam umudunu güçlendirecek şekilde her hasta için iyi bir iletişim kurularak oluşturulmasının önemi vurgulanıyor.
- Peki son dönemde gündeme gelen hipnozun tıp içerisindeki yeri nedir ve ne olmalıdır?
- Hipnoz 100 yıldan uzun bir süredir tıpta kullanılıyor. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu son yönetmelikte de belirtildiği gibi doktor, diş doktoru ve klinik psikologlar uzmanlık alanları çerçevesinde yeterli eğitimi aldıktan sonra kullanmalıdırlar. Stresin ve tedirginliğin azaltılması ve ağrı kontrolü temel yaklaşım olmakla birlikte sigara gibi alışkanlıklar, kilo kontrolü, uyku sorunu gibi durumlarda da başarı ile uygulanmaktadır. Biz özellikle kanserde motivasyon arttırıcı, empati ve kişinin anlayabileceği küçük hikayeler ile süslenmiş hipnotik dilin, iletişim dili olarak hekimlerce kullanılmasını savunuyoruz. Ne kadar iyi kendini ifade edebilirsen o kadar iyi anlaşılırsın ve hasta ile de o kadar iyi iletişim kurulur.

UMUT ATÖLYESİ İLE İÇ DÜNYALARINI GÜÇLENDİRİYORUZ
- Sağkal Derneği ve Umut Atölyesi projesi nedir?
- Sağkal ‘Sağlıkta Kalite Derneği’ yıllardır insan sağlığının daha kaliteli ve hayatının daha konforlu olması için standartlar geliştirip projeler yapıyor. Meme kanseri hastaları için geliştirdiğimiz hayat kurtaran bilezikler projesi gibi. Biraz önce bahsettiğim, kişinin direncinin artması için ruhen de güçlü olması bilinci ile çeşitli gruplarla çalışarak kişisel gelişim amaçlı konferanslar da düzenliyoruz. Hastaların bu eğitimlerden aldıkları bilgilerle kendi hayatlarına bakışlarındaki olumlu değişim, bizleri bu bilgileri standardize etme, küçük eğitim programları haline getirip daha geniş çevrelerle paylaşmaya sevketti. ‘Umut Atölyesi’ projesi bu bakış çerçevesinde geliştirildi. Bu proje ile kadınlara kendi iç dünyalarında huzurlu olmalarını sağlama, ihtiyaç duydukları becerileri kazandırma ve birbirleriyle destekleyici bir iletişim platformu oluşturma gibi amaçlar geliştirip ilgili sivil toplum kuruluşları ile bu yönde çalışıyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları