Paylaş
Muhtaç olanları ev sahibi yapmak amacıyla bazı yerlerde ev inşaatlarında çalışmayı da gerektiren bu tur, gençleri hem spora, hem de genç yaşlarında fiziksel güçlerini kullanarak gönüllü hayır işleri yapmaya teşvik ediyor. 70 günde yaşamak için ne kadar az eşyaya ihtiyacımız olduğunu fark eden Sinan, tur sonunda Alaska’ya da giderek küresel ısınmanın etkilerine de tanık olmuş.
- Sinan kaç yaşındasın, bisiklet hep var mıydı hayatın?
- 21 yaşındayım. İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisiyim. Aslında bisiklet yoğun bir şekilde yoktu. Futbol oynuyordum üniversitede.
- E, nasıl oldu Amerika’yı baştan başa bisikletle geçme turuna katılman?
- Amerika’da oturan 2 kuzenimden duymuştum. Onlar daha önce yaptılar bu turu hatta biz onları bitiminde karşılamıştık. Onun üzerine ben de katılmaya karar verdim.
EVE İHTİYACI OLANLAR İÇİN YARDIM ETTİK
- Nedir bu ‘Bike & Build’ yani ‘Bisiklet ve İnşaat’ etkinliği?
- Sloganı ‘Karşılanabilir Evler için Bisiklete Biniyoruz’ olan ve eve ihtiyacı olanlara ev sağlamak hatta yapımında çalışmak için kurulmuş bir hayır organizasyonu. Gençleri hem spor yapmaya hem de hayır işlemeye teşvik ediyor. Maaşının yüzde 30’undan fazlasını ev sahibi olmak için harcayanlara yardım ederek ev sahibi olmalarını sağlıyorlar.
- Bisiklet performansınız önemli değil mi yani?
- Profesyonel bir tur olmadığından, hayır işi olduğundan çok da bakılmıyor. Zaten bisikletlerimizi de onlar veriyor. Ama önceden 500 mil yani 800 kilometre kadar antrenman yapmış olmanızı istiyorlar sadece.
KATILMAK İÇİN 4500 DOLAR BAĞIŞ
- Her isteyen katılabiliyor mu?
- 18-25 yaş arası herkes başvurabiliyor. Neden katılmak istiyorsunuz, motivasyonunuz nedir diye 5 konuluk bir çalışma hazırlıyorsunuz. Bir de katılabilmek için mutlaka 4 bin 500 dolarlık bir bağış toplamanız gerekiyor. Bu para hayır kurumlarına gidiyor. Buna göre değerlendirme yapılarak seçiliyorsunuz.
- Sen nereden buldun bu parayı?
- Biraz kendi cebimden, arkadaşlarımdan daha çok ailemden topladım.
70 GÜNDE ATLANTİK’TEN PASİFİK OKYANUSU’NA
- Tur nereden nereye yapılıyor?
- 8 ayrı rota var. Benim ki en kuzeydeki rotaydı. Hep Kanada sınırında gittik. New Hampshire’den başladık, başlangıçta arka tekerleği Atlantik Okyanusu’na değdirdik. Bitişte de ön tekerleği Pasifik Okyanusu’na değdirdik. 3 bin 700 mil yani 6 bin kilometre civarı yolu bisikletle gittik.
- Amerika’yı bir baştan bir başa bisikletle geçmek kaç gün sürdü?
- 70 günde Atlantik Okyanusu’ndan Pasifik Okyanusu’na ulaştık. Bunun 57 günü bisiklet sürdük, kalan günlerde ise inşaatta çalıştık. Sadece 3 gün boşluğumuz vardı.
YEMEK VE UYKUDAN BAŞKA ŞEYE GÜCÜM KALMIYORDU
- İnşaatlarda çalışma nasıl oluyor?
- Bağışların yapıldığı kurumlar bu inşaatları başlatıyor. İnşaatlarda bir süpervizör oluyor bize yapılacak işleri söylüyor. Başta tereddüt etmiştim, ‘nasıl yapacağız inşaatlarda’ diye ama bize bahçe işleri, kalıp dökme, boyama, çatı işleri gibi işler yaptık. Doğrusu çok çabuk öğrettiler.
- Fiziksel açıdan zorlanmadınız mı peki? Ya uzun mesafe bisiklete biniyorsunuz ya da inşaatlarda çalışıyorsunuz..
- Olmaz mı? Ben kalan sürelerde ya yemek yedim, ya da uyudum, başka hiçbirşey yapmadım. Çünkü gücüm kalmıyordu. Bisiklet kullandığımızda günde ortalama 70 mil yani 112 kilometre gidiyorduk.
- Ekibinizde kaç kişi vardı? Katılanlar yabancı mıydı sizin gibi?
- 30 kişilik bir ekip oluyoruz. Başlamadan 2 gün oryantasyon yapılıyor, 70 gün boyunca birlikte yaşayacak 30 kişi arasında iş bölümü oluyor. Kimi kahvaltıdan sorumlu oluyor, kimi çanta yüklemeden ama bu görevler her hafta değişiyor. Hepsi Amerikalıydı. Ama 70 gün boyunca bir arada olup, zorlukları yaşadıkça yakınlaştık ve şimdi hala haberleşiyoruz. Ayrıca herkes çok yardımcıydı.
- Bir gününüz nasıl geçiyordu? Kaç saat bisiklet kullanıyordunuz bir gün içinde?
- Sabah 4-6 arası kalkıyorduk. Eşyaları toplayıp kahvaltı ediyor ve bisikletlerimizi kontrol ediyoruz. Sonra bir toplantıyla rotamızı konuşuyoruz. Kağıtlar dağıtılıyor ve 4-5 kişi gruplar halinde yola çıkıyoruz. Gün içinde 4 ila 6 saat bisiklet sürüyorduk ama 7-8 saati bulduğumuz da oluyordu.
- Güvenliği nasıl sağlıyordunuz?
- Güvenlik nedeniyle mutlaka gruplar halinde olmamız gerekiyordu. Ama zaten tek tehlike ve dikkat etmemiz gereken arabalar oluyordu. Arabalar zaten genel olarak çok saygılı ve dikkatliydi. Onun dışında bir sorun olmuyordu.
NE KADAR AZ EŞYAYA İHTİYACIMIZ VARMIŞ MEĞER
- En zorlu yer neresiydi peki?
- Washington Eyaleti’nde Shermann Geçidi diye bir yer vardı. Bin 700 metre civarında bir yükseklikteydi. İnişi gayet güzel oldu.
- Seni nasıl etkiledi bu deneyim?
- Manzaralar çok güzeldi. Kamp yapmak, ateş yakmak çok güzel deneyimlerdi. Alanımız çok kısıtlı olduğundan ne kadar az şeyle yaşanabileceğini öğrendim. Çantamda uyku tulumum, birkaç parça giyim eşyası, yiyecek vardı sadece. Tüm bunlar yaşamak için yeterliydi. Telefonlar, ipadleri bisiklette kullanamadığımızdan onlarsız da yaşanabileceğini ve çok güzel zaman geçirilebileceğini gördük.
KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİNİ GÖZLERİMİZLE GÖRDÜK
- Başka bisiklet turlarına katılmayı da düşünür müsün bundan sonra? Türkiye’de mesela...
- Keşke mesela Karadeniz’den Akdeniz’e olabilir. Olsa katılmayı düşünebilirim. Artık bisiklet hayatımda önemli bir yer tutuyor. Zaten bitince birkaç gün şaşırdım bisiklete binmeyince. Şimdi ben de yeni bisiklet turlarına katılmak istiyorum.
- Bisiklet turundan sonra bir de Alaska’ya seyahat yapmışsın ailenle değil mi?
- Evet. Tur Vancouver’da bitince ailemle Kanada’ya geçtik sonra Alaska’nın altındaki son yerleşim birimi olan Anchorage diye bir yere gittik. Doğal yaşam muhteşemdi. Biz gemiyle geçtik, hatta bir buzula yanaştık, arkadan gelen buzulun etkisiyle öndeki buzul denize çöküyor. Yani küresel ısınmanın etkilerini gözlerimizle gördük.
Paylaş