Alışveriş merkezleri şehir içinde mi olmalı

Haberin Devamı

CUMARTESİ akşamı, Balçova tarafına gitmek üzere yola çıktık ama varana kadar defalarca pişman olduk. Alışveriş merkezleri bölgesine yaklaşmaya başlayınca inanılmaz bir trafiğin içerisinde bulduk kendimizi.
Mevcut alışveriş merkezlerine geçtiğimiz hafta bir yenisinin daha eklenmesiyle o bölge müthiş bir kalabalığa, dolayısıyla da trafiğe maruz kalmış. AVM otoparklarına girmek isteyen arabalar zaten üç şerit olan yolun iki şeridini ihlal etmiş, bekliyorlar. Otobüsler, arabalar kalan tek şeritten sırayla geçmeye çalışıyordu. Her merkezin önünde aynı şey yaşandı.
Umarım doğru değildir ama duyduğuma göre o bölgeye üç yeni AVM daha yapılacakmış. Şu anki durumda bile yollar kaldırmıyorken o zaman ne olacak merak ediyorum.
Alışveriş merkezleri yapılmasın demiyorum. Birçok kişi için aradığı şeyleri aynı çatı altında bulmak büyük kolaylık...
Ama bu merkezler, en azından yenileri, yurtdışındakiler gibi şehir dışında, şehir içi trafiği engellemeyecek ve bol park yeri sağlayacak boş bir arazide yapılsa olmuyor mu?
Arabası olmayanlar için servisler konulabilir ki birçoğu bu hizmeti zaten veriyor.
Açıkçası, yaşanan bu kaos ve yoğunluk nedeniyle ben AVM’lere sinema, mecburi alışverişim ya da arkadaşlarımın isteği dışında gitmemeye çalışıyorum. Hatta bu sebeple internetten daha fazla alışveriş yapmaya başladım ki bu da ayrı bir yazı konusu...
Bir başka konu ise sinemaların sadece AVM’lerin içerisinde olması. İzmir’de 1-2 salon dışında hemen hepsi alışveriş merkezlerinde. Hafta sonları sadece sinema için o kalabalığa girmek sıkıcı olabiliyor.
Merak ettiğim diğer bir nokta, AVM’lerin ciroları ziyaretçi yoğunluğuyla doğru orantılı mı? Hiç sanmıyorum. Kalabalığı gören, ülkede müthiş bir ekonomik canlılık olduğunu düşünür. Ama biliyoruz ki bazıları için bu merkezlere gitmek herhangi bir fuara, panayıra gitmekle aynı şey. Yani boş boş gezmek ve etrafa bakınmak... Maalesef bu da ülkemiz insanının bir başka gerçeği artık...

Haberin Devamı


Öğrencilere kişisel gelişim ve vizyon katan eğitimler

GÜNÜMÜZDE okullar öğrencilerine sadece klasik eğitim vermiyor. Onlara vizyon kazandıracak kişisel gelişim eğitimlerini de önemsiyor ve dünyanın tanınmış uzmanlarını İzmir’e getiriyorlar. Buna bir örnek Işıkkent Eğitim Kampusü’nün geçtiğimiz hafta düzenlediği 5’inci Ulusal Erken Çocukluk Konferansı’nda yaşandı.

Haberin Devamı


Ünlü Fransız filozof yazar İzmir’de
BİR başka çalışma, Piri Reis Okulları tarafından gerçekleştirilecek. “Filozof Çocuk”un dünyaca ünlü yazarı filozof Oscar Brenifier, öğrenciler, öğretmenler ve velilerle bir dizi atölye çalışması gerçekleştirmek üzere İzmir’e geliyor. Yarın Piri Reis Okulları’nda, cumartesi günü ise veliler için Fransız Kültür Merkezi’nde atölye çalışması yapacak olan Fransız filozof-yazar, yazdığı “Filozof Çocuk” serisindeki Ben Neyim?, Hayat Nedir?, Duygular Nedir?, İyi ve Kötü Nedir?, Özgürlük Nedir?, Mutluluk Nedir?, Birlikte Yaşamak Nedir? kitaplarını esas alarak, çocukları “kendi” gündemlerini meşgul eden konular, sorunlar üzerine düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eden bir söyleşi yapacak.

Haberin Devamı


Işıkkent’te eğitim duayeni

Çimentaş’ın ana sponsorluğunda “Yaşayan, Öğrenen Okul: Reggio Emilia, PYP ve Proje Yaklaşımı” adlı konferansa, Uluslararası Reggio Çocuk Ağı ve Avustralya Reggio Emilia Bilgi Değişim Derneği Kurucusu ve eski Direktörü Jan Millikan konuk konuşmacı olarak katıldı. Işıkkent Eğitim Kampusü Anaokulu Müdürü Handan Oktar ve Eğitim Koordinatörü Eileen Baker’ın koordinasyonunda gerçekleşen, öğrencilerin ritim gösterisiyle renklenen konferansa 400’ü aşkın kişi katıldı.
Anaokulu Müdürü Handan Oktar, 0-6 yaş döneminde öğrenmenin önemini vurgularken, dünyada uygulanan bilimsel eğitim yaklaşımlarını yakından takip edip uyguladıklarını belirtti. Konferansta “Sorgulayan, araştıran, kaynaklarını kullanan çocuk” profili, Reggio Emilia, PYP ve Proje Yaklaşımları, karşılaştırmaları, planlamanın ve çevre-mekan düzenlemesinin önemi, çocuklar, öğretmenler ve aileler için dinlemenin, beraber çalışmanın önemi de vurgulandı.

Haberin Devamı


Dünyaca ünlü kukla ustaları geliyor

İZMİR’de özveriyle gerçekleştirilen bir başka etkinlik İzmir Uluslararası Kukla Günleri. Birçok çocuğun belki de hayatında ilk kez kukla gösterisi izleme imkanı bulduğu festival, 10 Mart’ta 15 ülkeden 29 grup, 25 salonda, 31 oyun, 150’ye yakın gösteriyle başlayacak. 10 gün boyunca Türkiye’den 10, Bulgaristan’dan üç, İspanya, Rusya, Fransa, Almanya’dan ikişer, İtalya, Ermenistan, Yunanistan, Tayvan, Fransa, Japonya, ABD, Belçika’dan birer grup gösterilerini sergileyecek. Portekiz ve İrlanda’dan workshop ve sempozyumlar için katılımcıların da yer alacağı 5’inci İzmir Kukla Günleri’nin Direktörü Selçuk Dinçer, İzmir’de Avrupa’nın en büyük kukla festivallerinden birini gerçekleştirdiklerini ve bu yılki festivale Jordi Bertran, Stephen Mottram gibi dünyanın en ünlü kuklacılarının katılacağını söylüyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları