* Big fish organizasyonunun kaçıncı yılı? Bugüne kadar neler yapıldı?
Turnuvanın 12, Alaçatı Big Fish markamızın 3’üncü yılı. Amacımız sportif balıkçılık hakkında farkındalık yaratmak. Geçen yıl Yakala-Bırak kategorisinde yaklaşık yarım ton balık doğaya geri iade edildi. Bu bilincin oluşması için Yakala-Bırak-Yaşat uygulamamız bu sene de var.
* Bu yıl ne gibi etkinlikler var?
TED İzmir Koleji ile “Deniz ve Sahil Atıkları Çocuklarımızın Ellerinde Sanata Dönüşüyor” projesini gerçekleştireceğiz. Etkinliğin ilk günü yapımına başladıkları dev balığı son gün tamamlayarak sergileyecekler. Murat Bildirici ile Ahşap Balık Boyama Atölyesi, kitap söyleşilerinde Ayçe Bükülmeyen “Ezber Bozan Kızlar”, Ömür Sabuncuoğlu “Onlar’ın Öyküsü”, Nalan Miri Sözer “Kim Tutar Seni Hayat 40’ta Başlar” olacak.
SEZON DIŞI HAREKET
* Kaç kişi/kurum vs. katılıyor? Yurtdışından gelen var mı?
Fikrinize güveniyorsanız, artık fon bulmanın yeni bir yöntemi var. Fongogo gibi internet siteleri fikrinizi halka anlatma ve size inananların para yatırarak destek olmasına imkan sağlıyor. Ben de ‘Ezber Bozan Kızlar’ projeme 25 bin TL civarında fonu böyle buldum. Şimdi Fongogo’nun kurucu ortağı Ali Çebi, bu yöntemle 4 film projesini 50 bin dolar fonlayan yapımcı–yönetmen Nurdan Tekeoğlu ve ben, bu konuyu daha geniş kitlelere yaymak amacıyla 22 Eylül’de İstanbul’da tecrübelerimizi anlatacağımız bir eğitim vereceğiz. Detaylar röportajda...
SUİSTİMAL EDİLME ORANI
YOK DENECEK KADAR AZ
ALİ ÇEBİ
Fongogo Kurucu Ortağı
- Kitlesel fonlama nasıl bir yöntem, daha çok hangi alanlarda kullanılıyor?
Hatta İngiltere’de bu konuda eğitim alarak, ‘sertifikalı ayakayakkabı uyum uzmanı’ olmuş. “Ayağınıza iyi bakın, yenisini alamazsınız” diyen Kurtoğlu, kendi ürettikleri konfor markalarıyla yurtdışına açılarak, uluslararası markalara rakip olacaklarını anlatıyor.
ŞU AN YÖNETİMDE 4. KUŞAK DA VAR
Ayakkabıcılıkla ilginiz nereden geliyor?
- Firmamız Çilingiroğlu ile 1926’dan beri ayakkabı sektöründeyiz. Dedemizin babasından bize miras kalan bir iş. Şu an babam, annem ve kardeşim Burçak ile 4. kuşak olarak yönetimdeyiz. Sadece perakende değil, uluslararası ayakkabı markalarının Türkiye temsilciliği, ayakkabı makine markalarının Türkiye temsilciliği, ayakkabı tasarım yazılımlarının ithalatı ve satışı, ihracat gibi birçok farklı alanda çalışıyoruz.
Siz bu konuda nasıl bir eğitim aldınız? -
Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Bir süre finans alanında çalıştıktan sonra İngiltere’de perakende yönetimi yüksek lisansı yaptım. Ardından İngiltere’de perakende alanında çalışırken sertifikalı ayak-ayakkabı uyum uzmanlığı eğitimi aldım. Bu 10 aylık uzun ve detaylı bir eğitim. Certified Shoe Fitter unvanını aldıktan sonra ayak–ayakkabı uyumu ve doğru ayakkabı seçimi konusunca pratik yaptım. Şimdi satış ekiplerimizi ‘trained fitter’ olarak eğitiyorum. Dijital ayak analizi ve faklı ölçüm aletleriyle ilk önce ayağınızı inceliyor, daha sonra ayak tipinize uygun ayakkabı öneriyoruz. Ardından ‘shoe fitiing’ adımları basliyor ve bu ayakkabı size uygun mu, uzun süre rahat giyebilir misiniz diye kontrollerimizi yapıyoruz. Çocuklar için de özel eğitim veriyorum ekiplerimize, çünkü daha çocukken doğru ayakkabı seçimi yapmak cok önemli. İlerideki ayak sorunlarını ancak bu şekilde engelleyebiliyoruz.
İYİ AYAKKABININ MARKA İLE İLGİSİ YOK
47 yıllık kurumun Genel Başkanlığı’na Seferihisar’da başarılı kooperatif çalışmaları yapan Neptün Soyer seçildi. “Bu topraklarda her şey güzel yetişir” diyen Soyer ekliyor, “Hayırlı olsun ziyaretlerine değil, çok çalışmaya ihtiyacımız var...”
- Kooperatifçilik anlayışına bakarsak neler farklılaştırılmalı sizce?
Yarımadanın bu toprakları ülkenin en iyi kooperatifçilik ruhuna sahip. Türkiye’nin en eski ve en iyi kooperatifleri burada kurulmuş. Zamanında Mahmut Türkmenoğlu ile başlayan bu hareketin olumlu etkilerini bugün bile görmek mümkün. Bu yörede yetişen tüm ürünlerin kooperatifi kurulmuş ve ürüne sahip çıkmış. Devlet desteği ise mutlaka olmalı. Süt fiyatlarındaki dalgalanmaya bakarsak meraları örgütlü üreticiye verin diyoruz. Konya Ovası’ndaki de bunu söylüyor. Aromatik ürün üretimi yapıyor İl Tarım Müdürlükleri, bizi de var etsinler o projelerde. Yani biraz kopukluk da oluyor. En tepeden bir örgütlenme olmalı bana kalırsa.
- Kooperatifler üretiyor da satabiliyor mu sizce?
Pazarlama çok önemli. Büyük firmalar kooperatiflerden alışveriş yapmak istiyor ama bazı organizasyon istekleri var. Yani ürünü toplayacaksın, kasalayacaksın, ambalajlayacaksın. Kooperatifler henüz o kadar güçlü değil. Peki nasıl güçlenecekler? Ürettiklerini satarak... Bunun için bizlerin de bazı düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Tarım politikasının olması çok çok önemli. Bizler de çalışacağız, çok çalışacağız. Ben bir an bile ‘Öfff’ demiyorum, sadece çalışmama bakıyorum.
Onlar gibi niceleri var. Her yaz sonu, özellikle yazlık yerlerde onlarca hayvan sokağa terk ediliyor. Sokaklarda yaşamaya alışık olmayan çoğu cins olan bu canlar, sokaktaki diğerleriyle birlikte kış şartlarında var olmaya çalışıyorlar. Bir de üstüne canice saldırılara maruz kalan bu hayvanlar için var gücüyle çalışan çok özel insanlar var. ÇESAL, yani Çeşme Alaçatı Doğa ve Hayvanseverler Derneği Başkanı Solmaz Örücü ve üyeleri gibi...
- Sokak hayvanlarının durumu ülkemizin dikkat çeken konularından biri. Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?
- Ülkemizde sokakta yaşamak zorunda olan çok fazla sayıda can var. Üremenin önüne geçemediğimiz, kayıt altına almadığımız, pet shoplarda hayvan satışını önlemediğimiz ve üretim çiftliklerini kontrol altına almadığımız sürece bu sorun ne yazık ki büyüyerek gidecek. Biran önce bu konularla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bir takım çalışmalar var tabii ancak sonuçlanmadı. Sadece yasanın çıkması da yetmez, kontrol mekanizmaları kurulmalı ve takibi yapılmalı.
YAŞAM HAKLARINA SAYGI DUYMUYORUZ
- Bu konuda kimlere görev düşüyor?
İşte onlardan biri: Yıldız Gürgün. Uzun yıllardır turizm alanında bölgemize önemli hizmetler veren Gürgün, kalbinin sesini dinleyerek çocuklarımız için Sihirli Masalevi’ni açmış. Urla’nın müthiş doğasına nazır bambaşka bir dünya yaratan Yıldız, herkesi ‘Sihirli’nin sihirli dünyasına davet ediyor.
30 YILDIR TURİZMLE İLGİLENİYORUM
- Masal evi açmak nereden aklına düştü?
- Almanya’da bir pansiyonumuz var. Bremen’den Frankfurt’a kadar da bir masal yolu. Kassel ortasında ve Grimm kardeşlerin şehri. Çizmeli kedi, Rapunzel, külkedisi gibi tüm dünyada okunan, bilinen masalların yaratıcısı bu kardeşler aslında Alman sözlüğünü yazmış ama kelimelerin akıllarda kalıcılığını masallarla vermişler. Beni etkiledi bu hikaye ve masal evlerini gezmeye başladım. Her masalın şatosunda geleneksel kıyafetlerle masal anlatan kişileri dinledim. O otellerde kaldım, sabah kahvaltımızı Rapunzel’in getirmesi beni heyecanlandırdı. ‘Neden benim Ege köylerimde de bir masal yolu olmasın’ dedim. İzmir’de 30 yıldır turizmle, Çeşme’de de 10 yıldır 3 minik otelle ilgiliyim. Bunların arasında Urla’da böyle bir hayalimi gerçekleştirmek istedim. Kolay olmadı ama amacı var. Masal anlatımlarımızın tüm geliri EÇEV’e bağışlanıyor. Bu bana huzur veriyor.
Deniz, Leyla Figen’in Alaçatı’nın bugünkü haline gelmesindeki önemli katkısı ve bunun daha iyi bilinmesi gerektiğinden bahsetmiş. Ben tüm bu süreçleri çok iyi biliyorum. Çünkü henüz bir üniversite öğrencisiyken, Leyla Figen’in asistanlığını yapmış ve hem ondan hem de Şevki Figen’den çok şey öğrenmiştim. Alaçatı’ya nasıl değer kattığına bizzat şahidim. Deniz, Alaçatı’ya bir Leyla Figen köşesi veya sokağı yapılsın diyor ki bence de çok haklı. Birkaç yıl önce, anma töreni sırasında, o zaman Alaçatı Belediye Başkanı olan Muhittin Dalgıç, Alaçatı’daki bir sokağa Leyla Figen ismini vererek yaşatacaklarını söylemişti. Umuyorum, şu an 92 yaşında olan Şevki Figen de çok sevdiği eşinin hakettiği değere kavuşmasına şahit olabilir…
MÜBADELE VE GÖÇÜ ANLAMAK
Dünya gençlerini buluşturan Küresel Barış Çalıştayı, Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun mübadil ve göçü konu alan İki Yaka Yarım Aşk filmiyle başlamıştı. Sadece bizlerin değil tüm dünyanın sorunu olan konuyu gündeme getiren bu filmi mutlaka bu anlayışla izlemek gerekli. Bu hafta yani 5 Ağustos pazar akşamı da saat 21:00’de Burgazada Adalar Su Sporları Kulübü’nde de filmin başrol oyuncuları Selda Alkor ve Sezai Aydın’ın katılımıyla bir gösterim yapılacak. Oralarda olanlar kaçırmasın…
Burada uzay ortamındaki bilimsel deneyimleri yaşayan çocuklar aynı zamanda farklı ülkelerden gelen çocuklarla birlikte çalışıyor ve arkadaş oluyor. Fakat maalesef ülkemiz hakkındaki olumsuz haberler ve 2 yıl önce yaşanan darbe girişimi nedeniyle birçok aile çocuklarını Türkiye’ye göndermekte tereddüt ediyor. Bunlardan biri de Amerikalı McGrane ailesiydi. ESBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mary Tuncer’in bu konudaki özel çabaları ve girişimleriyle, çocuklarıyla birlikte Türkiye’ye ve İzmir’deki Uzay Kampı’na gelen Diana McGrane şimdi ‘İzmir, Los Angeles’tan daha güvenli’ diyor...
Mary TUNCER (ESBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı)
UZAY KAMPI SADECE İZMİR DEĞİL, TÜRKİYE İÇİN BİR ŞANS
* Amerika’dan ESBAŞ Uzay Kampı’na ilgi nasıl?
- Aslında yıllardır Amerika’daki öğrencilerin ESBAŞ Uzay Kampı’na gelmesini organize ediyoruz. Fakat maalesef 2 yıl önceki darbe girişiminden sonra Amerikalı ailelerde çocuklarını gönderme konusunda tereddütler başladı. Bu yıl torunlarımla birlikte arkadaşları ve ailelerinden oluşan 11 kişiyi getirdik.
* Hangi ülkelerden katılan çocuklar oldu?