Kendi ilan ettiğim savaşın kaybedeni oldum.

Bu bir savaştı, öyle bir savaştı ki...

Haberin Devamı

Katıldığım bir canlı yayın sonrası yüzlerce mail ve mesaj aldım. Mesajların her birini mutluluk ve bir o kadar da hüzünle okudum. Hüzünle okudum diyorum, çünkü insanların basit şeyleri kendilerine sorun edip hayatlarından keyif alamamaları bence üzüntü duyulması gereken bir durum.

Tabii, kabul ediyorum hiç bir hayat dört dörtlük değil olamaz da hatta bana kalırsa olmamalı da, ama sorun üzerine sorun bindirmekte bizim tercihimizle alakalı bir durum.

Maillerin ve mesajların çoğunda geçen cümle, sorulan soru şuydu;

“Affedemiyorum, siz nasıl affettiniz ve nasıl bu kadar pozitif olabiliyorsunuz?”

81 doğumluyum, 3 yaşımda doktor hatası nedeniyle RA (iltihaplı eklem romatizması) hastası oldum ve yine doktor hatası yüzünden fiziksel bir takım deformasyonlara sahip olmanın ardından Ra’nın yanında birde “engelli” sıfatına sahip oldum. Yani bir doktor benim hayatımı elimden aldı, yaşamımı bambaşka bir boyuta taşıdı. Eğer yaşam içinde affetmemek diye bir şey varsa affetmemesi gereken kişilerden biriydim.

Haberin Devamı

Hayatınızı elinizden alan ve bir ömür size taşımanız gereken bir yük veren kişiyi değil affetmek, vurabilirsiniz bile.

Ben affettim.

Siz de affetmelisiniz. Ruhunuzu özgürleştimek için, sadece kendiniz için.

Spritüel bir yaşam tarzını benimsemiş, “Hadi Cesaret” & “Yaşamak Şart” & “Mavi Yol” adlı kişisel gelişim kitaplarının yazarı, bir çok röportajlar vermiş radyo - tv programrarına konuk olmuş bir kişisel gelişim danışmanı olarak söylüyorum;

Hayatınızda istediğiniz şeyleri kendinize çekememenizin, mutlu olamayışınızın, mutluluğu dışardan gelecek olan bir şeyde aramanızın tek nedeni “AFFEDEMEMENİZ”

Olay, durum, kişi vs. yaşanan “o şey”i affetmediğiniz sürece içinde bulunduğunuz düşük enerjili, mutsuz yaşam kendini tekrarlayarak devam edecek.

Mutlu olmak ve hayatınıza güzel olan şeyleri çekmek, istediğiniz gibi bir yaşam sürmek istiyorsanız “AFFEDİN". Bu adımı atmakla başlayın yeni bir hayata. Affetmeden önce affetmeye niyet etmeniz bile enerjinizi değiştirecek, sizi gülümsetecek hafif meltem rüzgarının üzerinizde estiğini hissedeceksiniz. Yüzünüze huzurlu bir gülümse oturmaya başlayacak.

Haberin Devamı

Affedememek sizin enerji akışınızı bloklar, keser. Akan bir suyun önünde biriken kumlar, çakıl taşları gibidir bu durum.

Taşları atın, yolu açın, bırakın su hiç bir şeye takılmadan aksın.

Affetmediğiniz zaman zarar gören kişi sadece sizsiniz, sizi mutsuz eden bir durum vardır ama sizin affetmemeniz sadece derdinizi bir iken iki yapar. Mutsuzluğunuzu katlar.

Affedemediğiniz durum siz affetmiyorsunuz diye değişmeyecek.

Ee, o zaman gerek var mı sizce bu anlamsız yükü taşımaya?

Benim hayat hikayemden yola çıkacak olursak, ben bugün “engelli” sıfatını taşıyorum. Toplu taşıma araçlarını kullanamıyorum, koşamıyorum, eğilip yerden bir şey alamıyorum, merdivenlerde sıkıntı yaşıyorum vs. fiziksel deformasyonlarım var, ilaçlarımı aksattığımda şiddetli eklem ağrıları çekebiliyorum. Affetmediğim zamanlar olmadı mı, tabii oldu. 20 küsür yıl...Kin duyduğum, nefret ettiğim, hırslandığım...”Neden ben, neden...neden...neden...” sorularını milyonlarca kez sorduğum zamanlarım çok. Hatta Allah’a “sen yoksun, senden nefret ediyorum” diye ağlayarak haykırdığım gecelerim bile var. Kendimi eve kapatışlarım, ailemi suçlayışlarım.

Haberin Devamı

Bu durumların tek bir sebebi vardı, “affetmemek, affedememek”

Bu bir savaştı, öyle bir savaştı ki tek savaşanı, tek cephesi ve tek kaybedeni vardı. BEN!

O doktorun benim yaşadıklarımdan, haykırışlarımdan, isyanlarımdan,”engelli” oluşumdan üstelik buna kendisinin sebep olduğundan haberi yoktu. Duyduğuma göre kendisi vefat etmiş ama o yıllarda o hayatına devam ediyordu, benden çok daha mutlu ve özgür şekilde... Bense olmayan bir insanı hayallerimde tutarak bir savaş ilan etmiştim. Kendi ilan ettiğim savaşın kaybedeni oldum, AFFETMEYEREK, AFFEDEMEYEREK!

Hayatım zaten alt üst olmuştu o dönem ama ben o kişiyi ve durumları zihnimde tutarak, o savaşa sıkı sıkıya sarılarak derdimi bir iken iki yapıyordum.

Haberin Devamı

Bu lüksü ona daha fazla veremezdim. Önümde kocaman ve tek bir ömür vardı, bu ömrüde sürekli onu, durumları zihnimde tutarak ona hediye edemezdim.

AFFETTİM. Özgürleşmek için...Kendim için...

Hadi şimdi sizde bu cesareti gösterin ve bugüne kadar olan her şeyi affedin, ne olursa olsun.

APTAL OLMA!

Kimseye, affetmeyerek “bak, hala yaşantımdasın, zihnimdesin, benimlesin” mesajıyla bu lüksü yaşatma.

Sen ve yaşamın ucuz değil, çok değerli.

Ve sakın unutma; tek bir yaşam şansın var, onu da sadece kendin için yaşa.

Sevgilerimle
Ayça AKIN
www.aycaakin.com

Yazarın Tüm Yazıları