Paylaş
Bir sabah uyandığında birde bakıyor ki evinin düm düz olan girişi kaldırıma çevrilmiş. Derhal bunu yapan kişileri buluyor – bulmakta zorlanmıyor çünkü bunu yapan kişi işletme sahibi kiracıları – aldığı cevap insanlarımızın zihniyetini, bencilliğini ve sözde duyarlılığını ortaya koyuyor.
“Yağmur yağdığında dükkana su giriyordu bizde kaldırım yaptık”
Engelli kardeşimiz “ben nasıl evime girip çıkacağım?” diye soruyor, ikinci duyarsızlıkta gelen cevapla açığa çıkıyor;
“Biz onu düşünemedik”
Engelli kardeşimiz en kısa zamanda eski şekline döndürülmesini talep ediyor. Aradan iki – üç gün geçiyor, engelli kardeşimiz alay edilir gibi bir manzara ile karşılaşıyor.
Sadece bir bacak genişliğinde eğri – büğrü, sağlıklı bir bireyin bile denge sorunu yaşayabileceği şekilde ufacık bir alan engelli kardeşimiz için geçiş yolu yapılmış. Bu lütuf gibi bahşedilen geçiş alanının önüne park eden araçlar da hesaba katılmamış.
Yazık, çok yazık...
Bu insanlara sorsanız iyi niyeti, “hepimiz kardeşiz” mesajlarını, merhameti ağızlarından düşürmezler "ama dükkana su giriyordu" diyerek bencilce kendilerini düşünürler.
SAHTESİNİZ! SAMİMİ DEĞİLSİNİZ!
Bu ülkede engelli kesime verilen destek vicdan rahatlatmaktan, vizyon aracı olmaktan ve kişisel egoları tatmin etmekten başka bir şey değil.
Bunu neden mi söylüyorum;
Bir engelli birey için oturmuş düzen çok önemlidir. O, tüm yaşam şeklini ona göre ayarlamıştır çünkü. Engelli bir bireyin, sırf dükkanına su giriyor diye fikrini almadan (onu birey olarak görmediği de buradan belli) alıştığı düzeni bozup sonra da “sana bu kadarcık düzlük yeter” der gibi alay edercesine acaba düşer mi, zorlanır mı vs. zerre düşünmeden onu küçücük bir alan üzerinden geçişini sağlamaya mahkum etmek vicdan rahatlatmak değilde nedir? Yaptık mı yaptık!
Önemli olan dükkana su girmesin değil mi? Gerisi kimsenin derdi değil, herkes kendi çaresine baksın.
Emin olun engelli bireyler sizlerden çok daha iyi şekilde kendi başlarının çaresine bakmayı biliyor ama siz bencilliklerinizle, göze sokar şekilde ötekileştirmelerinizle buna bile izin vermiyorsunuz.
Bu ülkede engelli bireyler kendi sorunlarıyla başetmekle kalmıyor bir de sizlerin düşüncesizlikleriyle mücadele etmek zorunda kalıyor. Dertleri birken iki ediliyor. Yaptıklarınızı lütuf gibi sunarak ötekileştirmenin alasını yaparken dudaklarınızdan dökülen “hepimiz kardeşiz”, “hepimiz engelli adayıyız”, “aman destek olalım, aman hayata katalım” mesajları sahtelikten öteye gidemiyor.
BIRAKIN BU SAHTELİĞİ ARTIK!
Bir insana yardım etmeden önce samimi olmayı, iyilik yapmanın, anlayışın, hoş görünün, merhametin bir lütuf olmadığını kazıyın beyinlerinize.
Daha kaç fırın ekmek yememiz gerekiyor bilemiyorum ama bir sivil toplum kuruluşunda yer almak cv'ye yazılacak bir etiket, sosyal medya'da paylaşılacak kişisel reklam aracı olmaktan çıkmadığı sürece bizim toplum olarak daha çok fırın ekmek yememiz gerekiyor.
Sevgilerimle
Ayça Akın
www.aycaakin.com
www.instagram.com/aycakn
www.twitter.com/aycakn
Paylaş