Paylaş
Aydın’ın Nazilli ilçesinde fuhuş operasyonu yapılıyor.Fuhuş yaptığı öne sürülen 19’u yabancı uyruklu (Azeri) 20 kadın göz altına alınıyor. Gözaltına alınan kadınlar arasında sağ bacağı diz üstünden kesik olduğu için koltuk değnekleriyle yürüyen 38 yaşındaki Türk vatandaşı A.A.’nın da olması dikkat çekiyor.
Kimi haber siteleri “Engelli kadına fuhuş yaptırıldı” başlığıyla verdi bu haberi.
Yaptı mı, yaptırıldı mı kısmını şuan için tartışmayacağım ama bu haberin gündeme gelmesiyle bir şeyleri açıklığa kavuşturmak gerek.
DEVOTEE’ler VAR!
Bir çok kişi bunun ne anlama geldiğini pek bilmiyor. Çünkü bu konular toplum insanımız tarafından konuşulmuyor. Devotee; cinsellikte engelli bireyleri tercih etmek anlamına geliyor. Çeşitli nedenlerden dolayı her hangi bir uzvunu kaybetmiş, çeşitli nedenlerle engelli olmuş kişilerin cinsellikte özellikle tercih edilmesi. Bir tür amputasyon fetişizmi.
Bu haberi okuduğumda bizzat tanık olduğum bir sohbet geldi aklıma. Engellilere hizmet eden bir sivil toplum kuruluşunun yönetim kurulundayken farkındalık çalışmalarımdan bir şekilde haberdar olmuş, özel üniversiteler arasında ilk üçünde yer alan bir üniversiteden mezun olmuş bir adamla tanıştım. Benimle iletişime geçmek istemiş, geçti.
O zamanlar adam Etiler gibi elit bir semtte ofis sahibi, mesleğini icra ediyor. Aynı şekilde Zekeriyaköy gibi bir yerde elit bir sitede oturuyor. Fizik deseniz, model sanırsınız o derece yakışıklı. Evli, eşi engelli, çalışmıyor. Çocuk yaşta tek bacağını kaybetmiş koltuk değneği desteğiyle yürüyor.
İtiraf etmeliyim ki bunu öğrendiğim an bu durum bana biraz tuhaf gelmişti. Bende özel üniversitelerin ilk üçünde yer alan bir üniversiteden mezunum ve para gücü + yakışıklılık olan tiplerden böylesine güçlü yürekler çıkmadığını iyi bilirim. Tabii ki arada tek tük çıkabilir ama geneli malesef hovarda ve yüreksiz tipler.
Dolayısıyla bu denli para içinde yüzen, bu denli yakışıklı olan birinin engelli bir kadınla ne işi var diye sormadım değil kendime. Sohbetin başlarında engelli olmak sevmeye engel değildirden girdi, sohbet ilerledikçe karşımdaki adamın o tek tüklerden olduğunu düşünmeye başlamıştım ki gerçek o soruyla meydana çıktı.
ZAMAN ZAMAN ANNESİYLE...
Profesyonel kimliğime (danışman) geçerek karşımdaki adamı konuşabileceği kıvama getirip soruyu kendisine sordum;
“XXX gibi bir üniversiteden mezunsun, mesleğin oldukça geçerli bir meslek. Etiler’de ofis, Zekeriyaköy’de villa, bir model kadar yakışıklısın. İstesen her istediğin kızı elde edersin, neden engelli bir kadınla evlendin?”
-Engelli olduğu için.
A: Nasıl yani? Senin gibi insanların engelli bir bireyle evlenmesi sık rastlanılan bir şey değil.
- (Güldü) Beni cezbeden engeli. Bacağının olmaması.
A: Sen devoteesin.
- Bu kelimeyi ilk defa duydum.
A: Senin gibilere devotee deniyor.
- O zaman xxx (çok yakın bir arkadaşının ismini verdi) de öyle.
A: Onunda mı eşi engelli?
- Hayır onun annesi engelli.
A: Bana annesiyle ilişkiye girdiğini söyleme sakın.
- Evet. Annesi konuşamıyor, aklı da yerinde sayılmaz, hareket kabaliyeti de çok az. Biblo gibi nereye koysan orada duruyor.
A: Bir dakika, bir dakika...sen ne dediğini farkında mısın?
Bu sorudan sonra burada paylaşamayacağım iğrenç bulduğum konuşmalara tanık oldum. Sonra devam ettik;
A: Eşin engeli nedeniyle ve sadece engelli biriyle cinsellik yaşamak için onunla evlendiğini biliyor mu?
- Hayır. O mutlu, hatta bana tapıyor çünkü engelli olduğu halde benim gibi biri onunla evleniyor.
Ben duyduklarım karşısında her cümlede beynimden vuruluyorum.
A: Ailesi?
- Onlarda beni çok seviyor. Çünkü engelli kızlarıyla evlendim.
Aklıma düşen soruyu sormakta çekinmedim;
A: Beni neden buldun?
- Çünkü engellisin ve hoşuma gidiyorsun.
Sohbetin bundan sonrasında ne mi oldu?
Ben o akşam eve davet edildim, tabii ki de soluğu evinde değil bu nasıl bir ruh halidir diye psikolog arkadaşımın yanında aldım, o adam ne yaptı bilmiyorum. O gün bugündür haberim yok.
Evet devoteeler var ve bir çoğu gizli.
Bilemiyorum; nasıl ayak fetişizmi varsa bu da fetişizm midir, karşılıklı kabul edildiğinde fantazi midir inanın hiç bilmiyorum. Belki evet, belki de hayır, çok yönlü tartışılabilir ama tek bildiğim engelliyim diye birilerinin bencilliklerine boyun eğmek çok ağır bir şey.
- Hayır. O mutlu, hatta bana tapıyor çünkü engelli olduğu halde benim gibi biri onunla evleniyor.
A: Ailesi?
- Onlarda beni çok seviyor. Çünkü engelli kızlarıyla evlendim.
Aslında bu cümleler toplumumuzda engellilere bakış açısını çok acı şekilde ortaya seriyor.
Lafım engelli dostlarıma;
Engelli bireyler ikili ilişkiler konusunda bir çok şeyin eksikliğini duyuyor bu yüzden gösterilen en ufak bir ilgi, jestler, seni seviyorumlar engelli bireyler için kocaman mutluluklar olabiliyor. Malesef yukarıda anlattığım olaydaki gibi her seni seviyorum gerçek olmayabilir. Karşınızda ki bir devotee olabilir.
Evet, belki toplumumuzda sağlıklı ve engelli birey evliliklerine, aşklarına çok rastlayamıyoruz ama var, yok değil.
Engelli olduğunuz için geçici mutluluklara sahip olmak adına araç olmak mı, yoksa gerçekten sevilmek mi?
İkiside tercih meselesi...
Doğru bir tercih yapmanız dileğimle...
Sevgilerimle
www.aycaakin.com
www.facebook.com/aycaakinofficial
www.twitter.com/aycakn
www.instagram.com/aycakn
Paylaş