İNSAN şaşırıyor, üzülüyor, anlam veremiyor. Tarih yazacak olan Sivasspor, inanılmaz kötü işler yapıyor. Şampiyonluğa oynayan bir takım, bu kadar bonkör nasıl olabilir?
Bu durumu şimdi kim, nasıl izah edecek?
Motivasyon eksikliği mi, disiplinsizlik mi, dikkatsizlik mi, şanssızlık mı? Ne derseniz deyin. Sivasspor, Türk futbol tarihinin en büyük kısmetlerinden birini tepiyor.
Yazık.Siz kendi sahanızda ligin altında dolaşan bir rakibi yenemezseniz, kimi yeneceksiniz, hedefe nasıl gideceksiniz?
Böyle şampiyon olunmaz. Böyle tarih yazılmaz. Bileğinizin gücü ile geldiğiniz yerden, yine bileğinizin gücü ile ilerleyemezseniz, sizi takdir edenleri üzerseniz, bir çuval inciri de berbat edersiniz.
Sivasspor dün resmen baskın yedi.
8. dakikada Gökhan Kaba’nın şık golü, dondurucu havada duş etkisi yarattı. Sivasspor şoka girdi, Büyükşehir canlandı. Aynı Gökhan’ın 18. dakikada attığı benzer gol ise Sivasspor için adeta yıkım oldu.
Avcı’yı yürekten kutlarım
Bülent Uygun, ilk yarıda yaşanılan hüsran sonrası savunmadaki oyuncu sayısını üçe indirdi, orta sahayı ise dörtledi. Golcü Mehmet Yıldız, Kamanan ve Tum’un yanına Balili’yi de ekledi.
Sahadaki genel görüntü ise aynen şöyleydi: Savunmadan yine uzun toplar atılıyordu, Sivasspor forvetleri ile Büyükşehir müdafaası arasında inanılmaz bir hava topu mücadelesi yaşanıyordu.
Böylesine gel-gitler oluyordu. Sonuçta Tum bir gol attı. Sivasspor umutlandı. Son dakikalarda artık heyecan doruktaydı. Kulaklar da Ankara’daydı!
Ama ne Ankara’dan gelen haber, ne de 4 Eylül Stadı’ndaki görüntü, Sivasspor için hiç de iyi değildi.
Sonuçta Sivasspor yıkıldı!
Abdullah Avcı’yı yürekten kutlarız. Genelde olduğu gibi öğrencilerini dün de cesur oynattı. Ama şu gerçeği de hatırlatmamız gerekir. Büyükşehir, gol yollarında akıllı ve dikkatliydi. Yakaladığı iki fırsatı da gole çevirmeyi bildi.
Sivasspor’un ise ikisi aynı dakikada olmak üzere üç şutu direkten döndü. Çok sayıda gol fırsatı da heba oldu. Ama ne var ki futbolda, yetenek ve inanç kadar, dikkat ve şans da çok önemliydi.