BAŞKENT’in gözleri geçen hafta önemli bir toplantının üzerindeydi. Ankara Turizm ve Tanıtma Konseyi Toplantısı vali Alaaddin Yüksel’in başkanlığında toplandı.
Toplantının, Başkent’teki turizm atağının ilk hamlelerinden biri olmasının yanısıra bir önemi daha vardı. Gazi Üniversitesi, konsey için bir rapor hazırladı. Vali Yüksel’in, “Artık Ankara’nın bir turizm planı var” diye tanıttığı planda bir çok önemli vurguya yer veriliyor. Planda, Ankara’nın zayıf yönleri arasında metro altyapısının yetersiz olması sayılıyor. Bundan kasıt şüphesiz Gökçek yönetiminin tamamlamayı başaramadığı Çayyolu, Sincan ve Keçiören metroları. Planda ayrıca toplu ulaşımın dolmuşlarla sağlanması da eleştiriliyor. Başka ne var? Sokak heykellerinin yetersiz olması. Heykelleri depolarda çürümeye terk etmiş, ilk göreve geldiği günden itibaren heykellere yönelik negatif tavrını hiç gizleme gereği hissetmemiş bir başkana sahipken başka türlüsü mümkün olabilir miydi? Bir şey daha diyor plan: “Ankara’nın gece hayatı canlı değil.” Gece saat 24.00’dan sonra toplu ulaşım imkanının olmamasının bu gece hayatının cansızlığındaki pay nedir? Bütün bunlar alt alta yazıldığında turizmde hamle yapmak için öncelikli olarak yerel yönetim anlayışının değişmesi zorunluluğu daha kolay anlaşılıyor. Son bir not: Planda Başkent’in güçlü yönleri sayılırken, Beypazarı ilçesi en sıralarda yer aldı. Eski Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın döneminde yaptığı hamleler sayesinde bir ilçe tüm kenti sollayarak turizmdeki güçlü yön konusunda lider oldu. Belki de mevcut yerel yönetim bunun nasıl sağlandığını incelemeli, alması gereken dersleri almalıdır.