Erkekçe mi insanca mı

BU kent 17 yıldır genelevi yıkmayı tartışıyor.Ne çok tartışma oldu, hatırlanır mı bilemem.

Tartışmalar nasıl bayağılaştı kimi zaman.
Kaç genelev çalışanını eskitti kimbilir.
Ama artık yolun bittiği yere geldi konu.
Genelev ağustos ayında büyük oranda yıkılmış olacak.
Bentderesi, yeniden tarihi kimliğine kavuşacak belki.
Genelevin varlığının halka halka genişleyerek yarattığı iklim de bölgeyi terk edecek büyük ihtimalle.
Peki ya o yaşam?
Kaç kuşak kadın geçti kimbilir o semtin kaldırımlarından?
Kaç trajedi yatar o taşların altında...
Bu mevzuyu “erkekçe” konuşmak da mümkün, “insanca” konuşmak da...
Hangisi sığıyorsa vicdanınıza öyle yaklaşın.
Genelev kadınları üzerine, ne romanlar yazıldı, ne şiirler okundu bugüne kadar. Kaç akademik çalışma ve haberde geçer adları bilinmez.
“İnsanlığın en eski mesleği” derler ya, deyip de geçerler.
Keşke Ankara bunu demese bu kez.
Keşke sosyolojik boyutlarıyla ele alsa, psikolojik, adli ve hukuki yönleriyle düşünse.
“Harç bitti yapı paydos” diye düşünüp hem gözümüzden, hem gündemimizden kaçırmasak, kendimizi kandırmasak.
Hürriyet’in fotoğraf arşivinde bir genelev fotoğrafı durur yıllar öncesinden.
Bir kadın camın arkasından bakar, flu.
Camın önünde sürüyle erkek.
Kadının gözünden bakabilseydik dışarıya...
Nasıl gözüküyordu sizce?
“Erkekçe” mi, “insanca” mı?

Kim buraların asıl sahibi

UMUT Erdem’in haberinden Nallıhan’daki 1071 yaşındaki karaçamı okudunuz mu bilmiyorum.
83 ağaçla birlikte tescil edildi.
Hesapladık, doğumu 940’a denk geliyor.
Bu yüzyılın savaşlarından eski...
Fransız devriminden, daha geriye gidelim Fatih Sultan Mehmet’ten eski...
Timur’un Ankara Savaşı’ndan...
Hani çocukluğumuz boyu öğrettiler ya “Türkler’e Anadolu’nun kapısını açan savaştır Malazgirt” diye, ondan da eski.
Neler neler görmüş geçirmiş siz düşünün.
Bestekar Sokak’ta Bülten Taksi var.
Onun durağının biraz ilerisinde de bir bekleme noktası.
O noktanın adı ne bilir misiniz?
“Söğüt Durağı.”
Orada kocaman bir söğüt ağacı varmış. Yıllar önce bakımsızlıktan yıkılmış.
Şimdi daha küçük bir söğüt ağacı dikili.
Kentin hafızasına bir isim miras bırakmış koca söğüt.
Dünya bizim sanıyoruz ya kelebek ömrümüzle...
Çok da komik oluyoruz.
Düşünün 1071 yaşındaki karaçamı...
Söyleyin bakalım, kim şimdi sizce buraların sahibi?
Yazarın Tüm Yazıları