UKOME kararından çok önce Ankara Hürriyet bu konuyu gündeme getirmişti.
Önce, şehir içinde yolcu taşıyan minibüslerin, ayakta yolcu almaları durumunda ödeyecekleri cezada indirim yapıldı. Lafın kısası, ayakta yolcu taşımalarının önü açıldı. Suça teşvik edildi. Bunun yanlışlığı anlatılmaya çalışılırken, bu sefer de ulaşımın güvenliğini sağlamakla yükümlü koordinasyon kurulu olan UKOME, ilçeleriyle Başkent arasında çalışan araçların ayakta yolcu taşımalarına izin verdi. Bu karara itiraz da yüksekti. Ve haklıydı. Ama UKOME dinlemedi. Bir kaç kuruş fazla kazanç için ölüme davetiye çıkarıldı. O günlerde yazdığım yazıda, “Peki ya bir kaza yaşanır da, ayaktaki yolculara bir şey olursa bunun sorumluluğu kimde olacak?” demiştim. Hatta emniyet kemeri takmadan özel aracınızla bakkala gitmenin bile suç olduğunu hatırlatıp “Acaba bu midibüslerde ayaktaki yolcular için hava yastığı mı var?” diye sormuştum. Akyurt’ta çoğunlukla üniversite öğrencilerinin bulunduğu ve ayakta yolcu taşıyan bir midibüs önceki gün kaza yaptı. Kazada 38 kişi yaralandı, 20 yaşındaki Elif Nur Ateş yaşamını yitirdi. UKOME kararının çıktığı günlerde Elmadağ Otobüs İşletmeleri Kooperatif Başkanı Özgür Durak, kararla ilgili olarak “UKOME ayakta yolcu taşıma için bir güzellik yaptı” demişti. UKOME’nin güzelliğinin sonucunu önceki gün kanlı bir biçimde gördük. O kararın altında imzası bulunanlar, bugün “o güzelliğin” faturasını 20 yaşında gencecik bir kıza ödettiler. Kanunla, yönetmelikle, kısacası hukukla adam öldürmenin nasıl olduğunu sadece Başkent değil tüm Türkiye dün canlı canlı yaşadı. Ölüm göz göre göre geldi. Bu karar uygulanmaya devam ederse, daha niceleri de kapıda bekliyor. O halde söyleyecek tek söz kalıyor: Buyrun cenaze namazına.