Yoncadaki kavga

Biz bu dörtlüyü hep birlikte anıyoruz ama 1960’lı yıllarda bu yoncanın iki yaprağının arası limoniydi.

Hürriyet 12 Ekim 1963’te yeni bir köşe açtı. “Yıldızlara 5 soru” köşesinin ilk konuğu Türkan Şoray’dı.

Anketteki sorulardan biri şöyleydi:

“Oynadığınız filmlerde veya çalıştığınız yerlerde sizinle beraber olmasına sinirlendiğiniz bir isim muhakkak vardır. Bu kimdir?”

Şoray’ın yanıtı “Fatma Girik” oldu.

Nedeni ise belirsizdi. Bu yanıt Girik’in huzurunu kaçırmıştı. İki hafta sonraki Hürriyet’te Girik’in yanıtı vardı.

“Bana niçin sinirleniyorsunuz” başlıklı haberde şöyle diyordu Girik:

“Bana sinirlenişini hiçbir ana noktaya bağlayamıyorum. Çünkü aramızda en ufak bir hadise geçmedi.”

Ne kadar zor şartlar altında çalıştıklarını, birbirlerine destek olmaları gerektiğini anlatıyordu:

“Bilhassa Bayan Türkan ve ben genç yaşımızın icap ettirdiği şekilde yaşıyor sayılmayız. Bütün bunlara rağmen o hala bana sinirleniyorsa bunun sebebini bulmayı halka bırakıyorum.”

Şoray ile Girik’in yıldızları uzun yıllar barışmadı. Zaten tüm sinema kariyerlerinde ikili sadece Badem Şekeri isimli filmde birlikte rol aldı.

Fakat yıllar sonra 4 yapraklı yonca değişik vesilelerle bir araya geldi.

ZEKİ MÜREN’İN ÇARPICI İLANI

* 27 Ekim 1973 yılından bir gazino ilanı...

“Sanat güneşi” Zeki Müren, Çakıl Müzikhol’de sahne alacak.

Bunun için hazırlanan tam sayfalık ilan oldukça yenilikçi ve çarpıcı. Ancak ilanda Müren’in Avustralya gezisi nedeniyle sadece 22 konser vereceği vurgulanıyor.

TAKIM TEYP, ONLAR SAÇ İLACI PEŞİNDE

Galatasaray, 15 Eylül 1965’te Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda Sion ile karşılaşıyordu.

Sarı kırmızılı takımın maçını takip etmek için Hürriyet yazarı Samim Var da İsviçre’ye gitti.

Samim Var’ın maçın ertesi günü gazetede yayınlanan notları ilgi çekiciydi.

Türkiye’de her ürünün rahatça bulunamadığı yıllardı.

Futbolcusundan idarecisine kafiledeki hemen herkes radyo, teyp ve saat peşine düşmüştü.

İki kişi hariç...

Uğur Köken ve Turgay Şeren

Takım kaptanları Turgay ve Uğur, arkadaşlarının aksine “saç ilacı” almıştı:

“Saçlarının çok fazla dökülmesinden korkan bu iki futbolcu 69 İsviçre Frankı’na saç ilacı alınca arkadaşlarının şakalarına tahammül etmeye mecbur kaldılar.”

POLİTİKADA SUSAM SOKAĞI GÜNLERİ

Susam Sokağı, 80’li ve 90’lı yıllarda çocukların gözdesiydi.

Edi ile Büdü, Kurabiye Canavarı ve Minik Kuş isimlerini o yılların çocukları hemen hatırlar.

Susam Sokağı sakinlerinin politik atışmalarda kullanıldığı da olmuştu.

23 Aralık 1990 günkü Hürriyet’in birinci sayfasında bu atışmalardan biri vardı.

Başlıkta “Susam Sokağı politikada” yazıyordu.

Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı olup Çankaya Köşkü’ne çıkmasının ardından Yıldırım Akbulut ANAP Genel Başkanı ve Başbakanlık görevlerine gelmişti.

Ama sürekli Özal’ın gölgesinde kalmakla eleştiriliyordu.

Muhalefetteki DYP’nin Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk da Akbulut’a yükleniyordu:

“Akbulut iyidir, hoştur. Ama yetkilerini kullanmamasına kızıyoruz. O Minik Kuş önce siyasi haklarını alsın, partisine sahip çıksın.”

Haberin kutusunda da Minik Kuş, “cana yakın, iyi niyetli ama olayları anlamakta güçlük çekiyor” sözleriyle anlatılıyordu.

23 ARALIK 1990