Paylaş
İşte anlatacağım hikâye de onlardan biri.
Alman zoolog çift Maria ve Hans-Wilhelm Koepcke, Peru’daki Doğal Tarih Müzesi’nde çalışıyordu. Kızları Juliane de Lima’da dünyaya geldi.
Juliane 14 yaşındayken bir süre ailesiyle birlikte Panguana Araştırma Merkezi’nin bulunduğu Amazon yağmur ormanlarında yaşadı. Planı, liseden mezun olduktan sonra üniversite için Almanya’ya dönmekti.
24 Aralık 1971’de, lise mezuniyetinden bir gün sonra annesi Maria’nın ısrarıyla Noel için Lima’dan Pucallpa’ya gitmek üzere Peru Havayolları’nın uçağına bindi. Baba Hans-Wilhelm, ailesinin bu uçağa binmesini hiç istememişti.
KENDİMİ BOŞLUKTA HİSSETTİM
Yaşananların izini Hürriyet’te 23 Ocak 1972’de “Mucize” başlığıyla yer alan haberden sürelim.
Juliane, uçakta annesiyle neşe içinde konuştuklarını, ona kuşlar hakkında sorular sorduğunu anlatıyordu. Diğer yolcular da neşeliydi.
Ta ki, uçak 6 bin 400 metre yüksekte yıldırımların arasına dalana kadar. Bir yandan şimşekler çakıyor, bir yandan da türbülanstaki uçak feci biçimde sallanıyordu. Hürriyet’in haberine göre Juliane o anları şöyle anlatıyor:
“Birden bire ne olduğunu anlamadım. Önce jet motorlarından şerit halinde alevler yükseldi. Uçağın içini feryatlar doldurdu. Ben de şaşırıp kalmış, donmuştum. Kendimi boşlukta hissettim. Şiddetli bir ağrı ile kendimden geçtim.”
Juliane Koepcke (2019)
AMAZON ORMANINDA 8 GÜN
Juliane’in “kendimi boşlukta hissettim” dediği, aslında onun kemerle bağlı olduğu koltuğuyla tahminen 3 bin metre yüksekten aşağı düştüğü anlardı.
İşin ilk mucize kısmı işte buydu. Koltukla birlikte Amazon ormanlarına düştü ve hayatta kaldı. Kendine geldiğindeki anı da şöyle anlatıyordu:
“Kurtulmuştum ama kazadan sonrası bir felaketti. Her taraf sessizdi, ölüm sessizliğine gömülmüştü. Gözlerimi açtığımda üzerimde bir ağırlık vardı. Biraz iteleyip kendime gelmeye çalıştım. Aslında üzerimdeki ağırlık üç cesetti.”
23 Ocak 1972
Hayatta kalan başkaları olup olmadığına baktı. Annesi dahil çevresindeki herkes ölmüştü:
“Çevremde cesetlerden başka bir şey yoktu. Sırtımda şiddetli ağrılar vardı. Ellerim kesilmişti. Sağ ayağım sızlıyordu.”
Kendisini biraz topladıktan sonra ilk geceyi bir köşeye sığınarak geçirdi.
Çok bitkindi. Amazon ormanlarında ailesiyle geçirdiği zamanlar bundan sonra çok işine yaradı.
“Üzerime bir battaniye bulmuştum. Çevremde iri iri karıncalar, kurbağalar dolaşmaya başladı. Zaman zaman vahşi hayvanlardan korkarak ağaçlara tırmanıyordum. Uçakta bulabildiğim tek tük yiyecekler, ormanda gördüğüm yeşil yapraklarla karnımı doyurmaya, açlıktan ölmemeye çabalıyordum.”
Bu şekilde tam sekiz gün yaşadı.
Juliane Koepcke hastanede.
AİLESİNİN İZİNDEN GİTTİ
Orman çok sıkıydı, bulunduğu yerden çıkması kolay olmadı. Dokuzuncu gün biraz uzaklaşabildi. Bir nehir kıyısına vardı.
Orada karşılaştığı ormancılar hayatını kurtardı. Sevinç içindeydi ama çok bitkindi. Bayıldı.
Gözlerini açtığında hastanedeydi. Kendini topladıktan sonra enkazdaki arama çalışmalarına da katıldı. Sonra Almanya’ya döndü. Biyoloji eğitimi aldı, ailesi gibi zoolog oldu.
1974’te “Juliane’in hikâyesi” filminde onun yaşadıkalrı anlatılıyordu. 1998’de hakkında “Umudun Kanatları” isimli belgesel film hazırlandı.
Ve kendisi de yaşadıklarını 2011’de “Gökyüzünden Düştüğüm An: Orman Hayatımı Nasıl Geri Verdi?” isimli kitapta anlattı.
O kazada uçaktaki 90 kişiden başka kurtulan olmadı.
Juliane Koepcke hayatta.
Ve hâlâ Peru’ya gidiyor.
Koepcke annesi ve babasıyla.
Paylaş