O yıl Türkiye’nin yüreği yanmıştı

Geçen yıl binlerce hektar orman yangına kurban gitti.

Yangınlarla mücadelede Türkiye’yi en çok kedere boğan yıllardan biri de 1985’ti.

6 Eylül günü Kuşadası’ndaki meşhur Kalamaki Milli Parkı’nın en uç noktasında yangın çıktı.

O gün rüzgâr da çok sertti. Çam ormanındaki yangın hızla büyüdü.

Bölge Orman Müdürlüğü, Aydın ve Kuşadası itfaiye birliklerinin yanı sıra, Söke 51. Piyade Alay Komutanlığı’ndan askerler de söndürme çalışmalarına katıldı.

Yaklaşık 1200 kişi alevlerle savaşıyordu. Hava karardı ancak mücadele sürüyordu.

KOZALAKLAR PATLIYORDU

Ortalık cehennem yeri gibiydi. Tutuşan kozalaklar bir anda patlıyor, 100 metre ileriye kadar sıçrayıp yangının yayılmasına neden oluyordu.

Büyük tehlike vardı. Kozalaklar uçtukça, yangın oradan oraya sıçrıyordu.

Alevlerin arasında kalan birlikler geri çekilmeye çalışıyordu.

Bir toplanma alanı oluşturulmuştu. Gece o alanda yapılan sayımda 14 er ile bir orman memurunun bulunamadığı anlaşıldı.

Yüzlerce kişi bir yandan yangınla mücadele ediyor, bir yandan da kayıp arkadaşlarını arıyorlardı.

Sabaha karşı gün doğumuyla birlikte kayıp askerlerin cansız bedenlerine ulaşıldı.

14 er ve bir orman memuru çevreyi saran alevlerden çıkış yolu bulamamış, yangının ortasında can vermişti.

Yangın ancak o gün öğleden sonra söndürülebildi.

HÜZÜNLÜ TÖREN

Söke 51. Piyade Alay Komutanlığı, şehitlerin kimliklerini açıkladı.

İbrahim Demir, Mehmet Şirin, Mustafa Bektaş, Dursun Erdoğan, Fikret Şahin, Nezih Kısa, Halit Yakar, Mahmut Turgut, Zeynel Kurt, Fikri Çelikbaş, Mehmet Torin, Talat Yavuz, İsmail Yıldırım, Kamber Bereket ve orman memuru Ali Çevik...

9 Eylül günü şehitler için Söke’de bir tören düzenledi. Söke’deki tüm işyerleri şehitler için iki saat kapandı.

Hüzünlü törenin ardından şehitlerin cenazeleri memleketlerine gönderildi.

O gün Söke’den Türkiye’nin dört bir yanına şehit cenazeleri gitti.

Çorum’a, Ağrı’ya, Sivas’a, Kastamonu’ya, Mardin’e, Adana’ya, Elazığ’a, Malatya’ya, Hakkari’ye, Anamur’a, Kahramanmaraş’a, Tunceli’ye...

MICK JAGGER’IN KIZINA OPERASYON

ROCK müziğin büyükbabası Mick Jagger’ın çok hızlı bir hayatı oldu.

Efsane grup Rolling Stones’un solistinin ismi hep skandal ilişkilerle anıldı.

1977’de hem kariyerinin hem de skandallarının zirvesindeyken o zamanki eşi Bianca Jagger ile Kos adasına gitti. Oradan da önce Bodrum’a geldi.

Yanlarında henüz 6 yaşında olan kızları Jade de vardı. Çift o güne kadar kızlarını objektiflerden hep uzak tutmayı başarmıştı.

Bianca, kaçırılmasından korktuğu kızının fotoğraflarının çekilmesini istemiyordu.

KÜÇÜK KIZI SAKLADILAR

Jagger çifti İzmir Çiğli Havaalanı’ndan Londra’ya uçacaktı.

Tüm gazeteciler peşlerindeydi.

Çareyi Erkan Özerman buldu. O günlerde Sopot Şarkı Yarışması’ndan şampiyonlukla dönen Ayla Algan ile birlikte küçük kızı yanlarına aldılar.

Jagger’lar uçuş kartlarını alıp bekleme salonuna geçti.

Özerman ve Algan, uçak saatine kadar küçük kızı gazetecilerden uzakta tuttu.

Uçuş saati gelince Algan eliyle küçük kızın yüzünü kapatarak hızla aprona gitti. Jade’i annesi Bianca’ya teslim etti.

Ama tüm operasyon Hürriyet’in objektifinden kaçamadı. Ertuğrul Kale’nin haberi 8 Eylül 1977 tarihli Hürriyet’in birinci sayfasındaydı.

BODRUM’DA EĞLENCE

Bu haberi görünce Erkan Özerman’ı aradım. O günkü haberde olmayan ilginç bir detay anlattı.

Jagger çifti Bodrum’da Altantic Records’un kurucusu Ahmet Ertegün’ün misafiriydi.

O gece Erkan Özerman, Ertegün, Jagger çifti ve Ayla Algan birlikte gece eğlenmeye çıktılar. Hep beraber Zeki Müren’in bulunduğu bara gittiler.

Eğlence çok geç saatlere kadar sürdü. Zeki Müren ve Mick Jagger çok sıkı sohbet ettiler.

Özerman, gecenin sırlarını vermedi ama çok efsane bir gece olduğu belliydi.