Paylaş
Artık aramızda yok.
Onun gerçek adının Fahrettin Cüreklibatır olduğunu herkes bilir.
Peki on yıllardır herkesin Cüneyt adıyla tanıdığı ünlü sanatçıya kim Fahrettin der?
2006’da “Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu” filmini çektikten sonra Hürriyet’e konuşurken bu sorunun yanıtını vermişti.
‘YAPTIKLARIMLA KAHRAMANDIM’
Şermin Terzi’nin “George Arkın, Steve Arkın, Lee Arkın, Fahrettin Cüreklibatır ve Cüneyt Arkın’dınız. Kimlik karmaşası yaşamadınız mı hiç?” sorusunu şöyle cevaplıyordu:
“N’ayır. Ben Fahrettin’im. Yakın çevrem bana Fahrettin der. O ismin içinde çocukluğum, uçurtmam, masum duygularım var. Alışamıyor insan ötekilere.”
Yani neredeyse 60 yıl herkesin onu tanıdığı Cüneyt Arkın ismine alışamadığını söylüyordu.
Yeşilçam aksiyonlarının ünlü isminin, dublör kullanmadan yaptığı hareketleri öğrenmek için sirkte çalıştığı da bilinen bir şey. Bunun detaylarını şöyle anlatıyor:
“Cüneyt Arkın
olabilmek için Kazak Sirki’nde at binmeyi, iki atın arasından geçmeyi öğrendim. Medrano Sirki’nde 1.5 yıl çalıştım. Geceleri adamların havlularını, şaraplarını taşırdım. Sırıkla atlamayı altı ayda öğrendim, altı yıl karate yaptım. Yaptığın bir diziyle kahraman olursun ama konu kahramanı olursun, ben yaptıklarımla kahramandım.”
Bir diğer sözünü ettiği konu ise James Bond filmiydi. Dördüncü Bond filminin yapımcısıyla tanışıp Hollywood’a gittiğini anlatıyordu:
“Dördüncü James Bond olabilirdim ama Hollywood’daki aktörler orada bir makine, bir meta gibi. İnsan tarafı yok onların.”
Cüneyt Arkın, eşi Betül Hanım’la ilgili şöyle diyordu: “Ben karıma hayranlık duyarım. Cüneyt Arkın taşınması kolay bir adam değildi ama o beni bir mağara devi gibi yıllarca taşıdı. Bir başkası olsa Bakırköy’e yatırırlardı.”
‘ARTIK ZAMAN SATIYORUM’
Peki Malkoçoğlu’nun dünya sinemasından beğendiği oyuncular kimdi?
“John Wayne’i beğenirdim çok. Robert de Niro, Jack Nicholson, Dustin Hoffman, Steve Mc Queen, Marlon Brando hepsi birer devdi. Şimdiki oyunculardan Brad Pitt ve Colin Farrell’i beğeniyorum.”
Röportajın yapıldığı dönem 69 yaşında olan Cüneyt Arkın’ın yaşlılıkla ilgili sözleriyle bitirelim yazıyı:
“Kendimi yaşlı hissetmiyorum ama yaşlılık organik olarak başlıyor. Haftada birkaç kez zihnim paslanmasın diye matematik problemleri çözüyorum. En yakın arkadaşım bile olsa, yanında kendimi iyi hissetmediğimle görüşmüyorum: Ya iyi hissetmeliyim ya da yeni bir şeyler öğrenmeliyim. Toplasan 10 yıl daha ömrüm var. En iyi şekilde değerlendirmek istiyorum. Dizi ya da film teklif ettiklerinde, kaç gün sürecek diye soruyorum. Çünkü ben artık zaman satıyorum.”
Paylaş