Paylaş
Gangster, adam öldüren, hırsızlık ve uyuşturucu ticareti yapan çete üyesi demek. O yıllarda çok revaçta bir kelimeydi.
İrfan Varol’un gangsterlik macerası bir askeri yaralamasıyla başlamıştı. Cezaevine girdi, çıktı.
Ardından Üsküdar’da bir kuyumcuyu soyduğu için 18 yıl hapse mahkum oldu. Bolu Cezaevi’ne konuldu. Ama henüz altı ay olmamıştı ki, kaçtı.
Bir süre sonra yeri tespit edildi. Gaziosmanpaşa’daki çatışmada bir polisi şehit etti, bir bekçiyi yaraladı. Ama yine yakalanamadı.
Takip sürüyordu. Polis Üsküdar’da bir yakınının evinde olduğunu tespit etti. Yine çatışma çıktı, “ancak ayaklarından vurularak” yakalanabildi. Bir polis İfran’ın silahından çıkan mermilerle ağır yaralandı.
11 OCAK 1968
CEZAEVİNİN ‘KRALI’ OLDU
Sultanahmet Cezaevi’ne konuldu. İdam cezasıyla yargılanıyordu.
Cezaevinin “kralı” olmuştu. Haraç kesiyor, eğlenceler düzenliyordu. Hatta eğlenceleri cezaevi müdürünün masasında oturarak takip ediyordu. Ama yine rahat durmadı. 21 Aralık 1967’de, 3 mahkûmla birlikte tekrar cezaevinden kaçtı. Kaçarken gardiyan Kemal Ateş’i öldürdü.
Kaçışına, kapının önünde arabayla bekleyen firari Kasımpaşa soyguncusu Remzi Çetin’in yardım ettiği belirlendi. Diğer üç kişiden biri ise kendisi gibi polis katili olan Emin Aladağ’dı.
İstanbul alarma geçti. İnsanlar panik içindeydi.
Hürriyet’in ertesi günkü manşeti, ruh halini çok güzel özetliyordu: “Polisler, emniyetleri açık çift tabanca taşıyor.”
BAŞINA ÖDÜL KONULDU
Müthiş bir takip başladı. Polis yol kontrolleri yapıyor, tek tek evleri arıyor, iz sürüyordu. Kaçakların yerini bildirenlere ödül konuldu. Gangster İrfan ve adamları, kaçışından 6 gün sonra Karagümrük’te silah almak isterken sıkıştırıldı.
“Komiser Mayk Kenan”, çatışmada İrfan’ı ve Mehmet Edis’i vurdu. Diğer 3 kişi kaçmayı başardı.
Hürriyet’in haberinde Gangster İrfan’ı öldüren Mayk lakablı Komiser Kenan Aksel şöyle anlatılıyordu: “Müdüriyetin zeki ve yürekli memurlarından biridir. Silahını çok iyi kullanır.”
Polisin diğer kaçakları takibi devam etti. Hatta 4 Ocak günü Emin Aladağ diye yanlışlıkla sarhoş bir lahmacuncu yakalandı.
Nihayetinde 10 Ocak 1968 günü, Emin Aladağ da Aksaray’daki bir kumarhanenin balkonundaki kömürlüğünde bulundu. Hasta, aç ve susuzdu.
Yıllarca İstanbul’a kan kusturan, birçok can alan Gangster İrfan ve çetesinin hikâyesi böylece son buldu.
Öldürüldüğünde Gangster İrfan’ın cebinden 1750 lira, yanındaki adamı Edis’ten ise 5 kuruş ve bir telefon jetonu çıkmıştı.
25 MART 1967
KERTENKELE ÇARLİ’NİN PARTİSİ
60’lı yıllarda gençlik çok hareketliydi.
“Albatroslar” da “asi gençlerden” oluşan bir gruptu. Mart 1967’de askere giden liderleri “Kertenkele Çarli” için bir veda partisi düzenlediler.
Hürriyet, haberi “Belgrad Ormanı’nda veda partisi çılgınca geçti” diye vermişti.
Hayattaki amaçlarını “gezmek, eğlenmek ve dans etmek” diye anlatıyorlardı.
Zaten habere göre bu partide de sık sık “çılgınca danslar” yapıldı. Çarli’ye Kertenkele lakabı, çok kıvrak dans ettiği için verilmişti. Asıl ismi Gürol Gürses’ti. Kertenkele Çarli, partiden birkaç gün sonra İzmir Güzelyalı’daki askeri birliğine teslim oldu.
Hürriyet’in haberi de, “Kertenkele Çarli eğlencenin sonunda göğsünde taşıdığı armasını muavini Jak’a takarak reisliği devretti” diyerek bitiyordu.
ERKEK NARİN BİR YARATIKMIŞ
GÜNÜMÜZDE kadın-erkek eşitliği, kadına yönelik şiddet dediğimizin aslında “erkek şiddeti” olduğu konusunda bir tartışma yok.
Oysa 70’li yıllarda kadın-erkek eşitliğine yaklaşım bugünkü gibi değildi.
Arşivde dolaşırken rastladığım haber çok dikkatimi çekti.
Haberin başlığı: “Erkek narin bir yaratıktır.”
Haberde sanki kadın-erkek ilişkisinden değil de, bir bebeğe bakımdan söz ediliyor.
Habere göre kadınların görevi, “kocalarının ömrünü uzatma çareleri aramak” olmalı.
Çünkü erkeklerin bünyeleri kadınlara göre daha zayıf, bu nedenle de “özen ve bakım” istiyorlar.
Uzunca yazıda “Bir kadının başlıca görevi kocasının sağlığını korumak olduğuna göre” deniliyor ve şu bombalar patlatılıyor:
“Kocanızın da her insan gibi bazı kusurları olabilir. Adamcağız ya biraz bencildir, ya fazla sinirlidir ya da biraz midesine düşkün. Kimbilir belki de sadık bir koca değildir. Olur ya.”
Kadınlara, eşleriyle kavga etmemeleri ve seslerini yükseltmemeleri tavsiye ediliyor.
İşte 1972 yılının, “kocanızın uzun ömürlü olması için” tavsiye listesi:
Onu sabahları erken uyandırın. İşine gecikmemek için acele edip koşturmak zorunda kalmasın.
Bu arada hafif kahvaltı etmesine dikkat edin.
Bir hata yaptıysa yüzüne vurmayın.
Ona daima akıllı ve zeki muamelesi yapın.
İşine giderken daima güler yüzle uğurlayın.
Geceleri dinlenmesine özellikle dikkat edin.
Paylaş