Paylaş
Kadınlar çirkin erkek mi sever?
1966 yılının Hürriyet’inde bu konudaki haber şöyle başlıyor:
“Daily Mirror’un tanınmış kadın yazarı Marjorie Proops, dün yayınlanan bir etüdünde, dünyanın her tarafında çirkin erkeklerin yakışıklı erkeklerin yerini aldığını ve kaba tipli erkeğin günümüzün kadını indinde en makbul erkek tipi olduğunu bildirmiştir.”
Proops, kadınların artık Robert Taylor veya Tyrone Power gibi erkeklerin yüzüne bakmadığını söylüyor.Peki bunların yerine kimleri beğeniyor kadınlar?
“Misal” diyor Bayan Proops, Fransız aktör Jean-Paul Belmondo. Kadınlar Belmondo’yu “kaba tipli” olduğu için beğeniyormuş.
Jean-Paul Belmondo
Bir başkası... Bütün yüzü çiçek bozuğu olan Richard Burton. (Burton’un daha sonra menekşe gözlü dünya güzeli Elizabeth Taylor ile uzun yıllar fırtınalı bir aşk yaşadığını hatırlatmak gerek.)
Richard Burton - Elizabeth Taylor
Devam edelim...
YÜZ GÜZELLİĞİ GEÇİCİ
“Bir gözü kör siyahi şarkıcı komedyen Sammy Davis Jr. Beatles’ın bateristi Ringo Starr. Rolling Stones’un şefi Mick Jagger. Aktör Anthony Quinn. Sıska şarkıcı Aznavour. İtalyanların yeni çirkin donjuanı Mastroianni.”
Ringo StarrCharles Aznavour
Buradaki ifadelerin tümünün Bayan Proops ve Hürriyet’in 1966 editör kadrosuna ait olduğunu vurgulayayım.
Proops, kadınların bu beğenisini de iç-dış güzellik olayına bağlıyor:
“Marjorie Proops kadınlar âleminde çirkin ve kaba erkeğe değer verilmesinin en büyük sebebi olarak, romantizmle idealizmin ölmüş olup bunların yerini realizmin almış olmasını göstermekte ve ‘Kadınlar artık dışı güzel olan her şeyin içinin de güzel olduğuna inanmıyorlar. Ve her şeyden önce yüz güzelliğinin çok geçici bir şey olduğunu da sayısız tecrübeyle anlamış bulunuyorlar’ diyor.”
22 Şubat 1966
Peki ya Türkiye’de çok beğenilen ünlü çirkin erkek var mı?
Aslında insanın aklına bazı isimler geliyor ama neme lazım, durduk yere olay çıkarmayayım. Adıyla müsemma ünlümüz Çirkin Kral Yılmaz Güney’i hatırlatıp kapatayım konuyu.
O GÜN MAHKEME GAZİNO GİBİYDİ
12 EYLÜL’ün hemen ertesiydi. Azıcık eleştiriye bile tahammül yoktu. En küçük bir söz söyleyen için gözaltı ve cezaevi kaçınılmazdı.
Bundan payını alanlardan biri de beyaz perdenin ünlü ismi Tarık Akan’dı.
1981’in bahar aylarında Türk sanatçıları “Sılanın Sesi” başlıklı bir Almanya turnesine çıktı.
Turnenin ilk ayağı Frankfurt’tu.
14 Ocak 1982
Tarık Akan da turnedeydi. Sinemadaki sansürü ve baskıyı anlatan bir konuşma yaptı. Bu konuşmayla ilgili imzasız ihbar mektupları Türkiye’ye Akan’dan önce ulaştı. Bir gazete de olayı manşetine taşıdı.
Ve Tarık Akan, ülkeye dönüşünde tıpkı endişe ettiği gibi apar topar gözaltına alındı.
Sıkıyönetim Askeri Savcılığı’nın kararıyla tutuklandı. Akan, yaşadıklarını yıllar sonra “Anne Kafamda Bit Var” kitabında anlattı.
Serbest kaldıktan sonra Tarık Akan’ın süren yargılamasında enteresan
bir gün vardı.
13 Ocak 1982 günkü duruşmanın haberi “Bir gazino programını dolduracak kadar sanatçı tanık olarak dinlendi” diye başlıyordu.
Tarık Akan
İŞİ GÜCÜ BIRAKIP ÜNLÜ GÖRMEYE GİTTİLER
Kimler yoktu ki Selimiye’deki İstanbul Sıkıyönetim 3 Numaralı Askeri Mahkemesi’nde...
İbrahim Tatlıses, Müjdat Gezen, Perran Kutman, Gülşen Bubikoğlu, Osman İşmen, Egemen Bostancı, Halit Kıvanç ve Bülent Ersoy.”
Bu kadar çok ünlü bir araya gelince diğer mahkemelerde çalışan herkes işini gücünü bırakmış, bu duruşmayı izlemek için salonu doldurmuştu.
Tüm tanıklar, Tarık Akan’ın Türkiye aleyhine söz sarf etmediğini anlattı mahkemede.
Gözler Bülent Ersoy’daydı. Çünkü askeri yönetim, Bülent Ersoy’a cinsel tercihi nedeniyle sahne yasağı getirmişti. Ersoy’un mahkemedeki hali haberde şöyle anlatılıyordu:
“Üzerinde şık bir leopar kürk, ayağında siyah naylon çorap, topuklu siyah süet ayakkabı, siyah pantolon ile gelen Bülent Ersoy, tüm ilgiyi üzerinde topladı.”
Ersoy ifadesinde “Ben Tarık Akan’ın konuşmasını duymadım. Zaten ameliyattan yeni çıktığım için ve ilk konserim olması nedeniyle çok heyecanlıydım” dedi.
İki yıl süren yargılamanın ardından Akan 2.5 ay hücre hapsine mahkum edildi.
Paylaş