Paylaş
1. Beyaz perdenin unutulmaz aktörü Marlon Brando 1 Temmuz 2004’te hayatını kaybetmişti. Oyunculuk yaklaşımıyla Hollywood yıldızlarının hemen hepsine hocalık, babalık yaptı. Ondan etkilenmeyen oyuncu neredeyse yoktur. Baba filminin çekim hikâyesinin anlatıldığı The Offer dizisinde, Brando’nun oyunculuğuna örnek olacak muhteşem bir sahne var. Yönetmen Francis Ford Coppola, yazar Mario Puzo ve yapımcı Al Ruddy, Vito Corleone rolü için Brando’nun kapısını çalıyor.
Frank Sinatra kendisinin mafya bağlantılarını anlattığı gerekçesiyle filmin yapılmasını istemiyor.
Brando da Sinatra’ya kıl olduğu için aslında dünden razı rolü oynamaya. Görüşmede öyle bir şov yapıyor ki Brando...
Ayakkabı boyasıyla saçlarını ve şakaklarını boyuyor... Ağzına yerleştirdiği peçetelerle yanaklarını sarkıtıyor...
Ve ortaya Oscar’lık Don Vito performansı çıkıyor.
2. ŞÖHRET KAPISINI ARZU TRAMVAYI AÇTI
Brando, Tennessee Williams’ın unutulmaz oyunu Arzu Tramvayı’ndaki Stanley Kowalski rolüyle şöhretin kapısını çaldı.
Ardından bu eserin sinema versiyonunda rol alarak Hollywood’dan içeri girdi.
Hem de öyle bir girdi ki, sonraki 6 yılda tam 5 Oscar adaylığını kariyer defterine yazdı. Ve nihayet Rıhtımlar Üzerinde filmindeki rolüyle ilk Oscar’ını kazandı.
3. ÇİN LOKANTASINDA PİLAV KAVGASI
Brando’nun skandalları çoktu. Hürriyet arşivine girince Brando’nun sevgilileriyle ilişkilerinden olan çocuklarının haberlerinden geçilmiyor.
21 Ağustos 1963: “Brando’dan evlat sahibi olduğunu söyleyen kadınların sayısı 5’e çıktı. Kadınlardan biri Çinli, biri Meksikalı, biri Amerikalı, ikisi Tahitili.” Nihayetinde evlilik dışı 11 çocuğu olduğu ortaya çıktı. 1962’de ressam Novella Parigini, jet sosyetenin Roma’daki “tatlı hayatını” açıklamıştı.
Bu yazı Hürriyet’te günlerce yayınlandı. Parigini’nin, şöhretli isimlerin skandallarını anlattığı yazının baş kahramanı da Brando’ydu. Partilerde “Bacakların çarpık mı” denildiği için pantolonsuz gezmesi...
O dönemki sevgilisi Ursula Andress ile gittiği Çin lokantasındakilerle pilav savaşı yapıp ortalığı karıştırması... Roma aristokrasisinden ünlü isimlerle yumruk yumruğa giriştiği kavgalar...
Hadiselerin listesi uzayıp gidiyor.
HÜRRİYET’TE YAYINLANDI
Baba filmi, tüm dünyada büyük ses getirdi. Sinema tarihinin en iyi filmi kabul edilen Baba, Türkiye’de de yakından izlenmişti.
Hürriyet, Eylül 1972’de filmi 9 günlük fotoroman olarak yayınladı. Fotoromanın ilk günü Kelebek tam sayfa meşhur düğün sahnesinin fotoğrafını yayınlamıştı.
4. PARAYI HİÇ SEVMEM
Yapımcıların korkulu rüyası haline gelmişti. Yapımcılar kaçıyordu ondan.
İşte böyle bir dönemde kimsenin çalışmadığı Brando’yla Coppola çalıştı.
Ve Baba filmindeki rolüyle yeniden Oscar’a uzandı.
Baba’yı Paris’te Son Tango izledi. Böylece “Modern çağın en etkileyici aktörü” olduğu bir kez daha ispatlandı.
Brando 1967’de İstanbul’a gelmişti. Brando’yu ünlü oyuncu Engin Cezzar ağırlamış, rakı-balığa götürmüştü.
Daha sonra istemediği halde para kazanmak için bazı rolleri kabul etti. Robert Duvall, “Tüm aktörlerin babası” diyordu onun için. James Garner, “O en iyi olandı”, James Caan, “Genç aktörleri herkesten çok etkiledi” diye tarihe not düştü.
Hollywood’daki yaşamına rağmen orayı sevmemişti.
Bir röportajında “Burayı korku ve para sevgisi yönetiyor. Fakat beni yönetemez çünkü ben hiçbir şeyden korkmam ve parayı da sevmem” diyordu.
Oğlunun işlediği cinayetle sarsıldı. Mahkemelerde tanıklıklar yaptı.
Son yılları sıkıntılarla ve skandallarla geçti. Aşırı kilo almıştı.
Ardında muhteşem bir kariyer ve büyük skandallar bırakarak dünyadan ayrıldı.
Paylaş