Paylaş
Dere yatakları, özellikle Ortaköy’deki evleri su bastı. Bu evlerdeki tahliyeler günlerce sürdü.
Evlerinde kalamayanlar için çadırlar kuruldu.
Okulların yüzde 80’inin çatıları zarar gördü, aktı.
Ama bu fırtınanın en ilginç hadisesi İstanbul’un Karadeniz kıyılarında yaşandı.
İtalyan bandıralı Emilia Levoli gemisi Boğaz dışında batma tehlikesi geçirdi. Gemide telsiz yoktu.
29 Kasım 1955
O günkü haberin diliyle, “Radyo telefonuyla istimdat etti” yani yardım çağırdı ancak hava muhalefeti nedeniyle kimse gemiye ulaşamadı.
İtalyan şilebi de batmamak için kendini güç bela Terkos Gölü’nün Karadeniz’e döküldüğü Karaburun-Gölbaşı mevkisine attı.
Geminin kaptanının amacı sahile yakın bir yere sığınıp demirlemekti. Öyle de yaptı.
Romanya’dan boş olarak gelen 2 bin 500 tonluk gemi dalgalarla boğuşmaya başladı.
‘TA SAHİLİN İÇİNE KADAR’
Hürriyet bu boğuşmayı haberinde şöyle anlatıyordu:
“Demirli vaziyette şahlandıkça şahlanmış ve nihayet 7 kilit zinciri ve ırgat makinesi koparak başıboş şekilde sahile sürüklenmiştir.”
Sahile sürüklenmeye başladığı sırada arkadan gelen çok kuvvetli bir dalga gemiyi karaya fırlattı.
Emilia Levoli, sıradan bir şekilde karaya oturmadı. Kıyıyı aştı, “sahilin ta içlerine kadar” uçtu neredeyse. Gemi iki metre derinliğinde kuma gömüldü.
Hani Orta Asya’da Aral Gölü’nün kurumasıyla birlikte çölün ortasında kalan devasa gemilerin fotoğrafları vardır ya... İşte Emilia Levoli de tam böyle oldu.
Mürettebat geminin yanına, kumsala bir çadır kurup ateş yaktı. Gemideki erzakları çıkarıp çadırda yaşamaya başladı.
Geminin gömüldüğü kumdan çıkarılması için birçok fikir atıldı ortaya.
Kanal açarak tekrar denize indirilmesi gündeme geldi. Ancak bu çok zaman alacak maliyetli bir işlemdi. Bunlar yapılamadı.
Karaburun’da kumsala uçuşu Emilia Levoli’nin son seferi oldu.
AYININ NE SUÇU VAR
Hürriyet arşivinde ayı oynatıcıları ve onların vukuatlarıyla ilgili çokça haber var. Bu da onlardan biri. Bu haberleri her okuduğumda Selçuk Erdem’in ayı karikatürleri serisi geliyor aklıma. Özellikle hücresinde oturmuş, Hayvanat Bahçesi Müdürlüğü’ne savunmasını yazan ayının karikatürü.
9 Mayıs 1955
Şimdi aşağıda okuyacağınız 9 Mayıs 1955 tarihli haber de “Kabahat kimde?” sorusunu akla getiriyor. Kısacık bir haber. Ama dönemin haber dili de gülümsetir diye hiç ellemeden aşağıya alıyorum: “Antalya (Hususi) — İki günden beri şehrimizin muhtelif semtlerinde ayı oynatarak para toplayan iki ayıcı dün Ağlasın köyünde oyunu müteakip beli ağrıyanların ayının çiğnemesiyle iyi olacağını söylemeleri üzerine Yaşar Soydan adındaki bir köylü yere yatmış ve ayının kendisini çiğnemesini istemiştir.
Sahibi tarafından ayıya Yaşar’ın belini çiğneme ameliyesi yaptırılırken hıncını alamayan ayı, altına gönüllü olarak yatan hastaya saldırmaya başlamış ve yetişenlerin müdahalesi sonunda hadise nihayete erdirilmiş ve iyi olmak arzusu ile ayıdan medet uman Yaşar’ın beli kırıldığından tedavi altına alınmıştır.”
Paylaş