Paylaş
İşte Yusuf Tunaoğlu da onlardan biriydi.
1946’da İstanbul’da dünyaya geldi.
Beşiktaş’ın altyapısında yetişti. Top ayağına o kadar yakışıyordu ki, seyredenler hayran kalıyordu. Futbol zekası çok üst düzeydeydi. Çalımlarıyla, rakiplerini ekarte edişiyle müthiş bir zevk veriyordu.
Henüz 17 yaşındayken, Sanlı Sarıalioğlu ile birlikte A takıma çıkmasında bu müthiş yeteneğinin yanı sıra ilginç bir olay da rol oynamıştı.
Beşiktaş’ın müthiş ikilisi Şenol ve Birol, Fenerbahçe’ye transfer oldu.
Üstelik Beşiktaş Başkanı Hakkı Yeten’in elini öpüp “Yok babacığım böyle bir şey” deyip transfer dedikodularını yalanladıktan sadece 10 gün sonra.
Müthiş bir transfer çalımıydı. Fenerbahçe’de yüzler gülüyordu. Beşiktaş’ta derin bir hayal kırıklığı vardı.
Bu transferlerden iki hafta sonra Hürriyet’in spor sayfasının manşeti Beşiktaş’taki iki genç isme ayrılmıştı.
2) YENİ ŞENOL VE BİROLUMUZ
Baba Hakkı, “Yusuf ve Sanlı bizim yeni Şenol Birolumuz” diyordu. İki yıldızın yuvadan uçuşu, iki gencin önünü açmıştı. Baba Hakkı çok iddialı konuşuyordu:
“Şenol ve Birol gitti. Zannettiler ki, Beşiktaş yıkılacak, bir daha belini doğrultamayacak. Beşiktaş, hiçbir zaman iki futbolcunun gitmesi ile yıkılmaz. Şenol ve Birol’u meşhur eden Beşiktaş’tır. Şenol ve Birol’lar her zaman Beşiktaş’tan çıkar. Bizde, futbolcu tarlası var... Göreceksiniz, bu amatör iki futbolcumuz çok yakın zamanda Şenol ve Birol’u aratmayacaktır.”
23 TEMMUZ 1963
Gerçekten her iki isim de Beşiktaş’ta efsaneler arasına girdi. 23 Ağustos 1964’te Fenerbahçe ile oynanan maçı Beşiktaş 1-0 kazandı. Ertesi gün Hürriyet’te “Beşiktaş Yusuf ve Sanlı sayesinde maçı kazandı” başlığı vardı.
1965’in şubat ayında Beşiktaş peş peşe maç kaybediyordu. Takımda Yusuf hariç bütün futbolcular hedefteydi. 10 futbolcuya ceza verildi. Ceza almayan tek futbolcu görevini iyi yapan Yusuf’tu. 1966 yılı hem Beşiktaş hem de Yusuf için çok iyi geçti. Sezonu üç kupayla kapatan Kara Kartal’ın o yılki şampiyonluğunda Yusuf’un katkısı büyüktü.
3) AVRUPA’NIN KAPISINDAN DÖNDÜ
9 TEMMUZ 1966
Ama yıldızı parladıkça, futboluyla olduğu kadar özel hayatındaki skandallarla da gazete sayfalarında yer almaya başladı Yusuf.
Gece hayatını, eğlenceyi seviyordu.
Dönem dönem şöyle haberler çıkıyordu: “Gece hayatına tövbe etti. Beşiktaşlı Yusuf güzel eşinden özür diledi.”
Ama tövbeler kısa, gece hayatı uzundu.
Yusuf, 1968’de Belçika devi Anderlecht’in radarına girdi. Beşiktaş, temmuzda Yusuf’un bonservisini 300 bin lira karşılığında Anderlecht’e verdi.
Yusuf çok sevinçliydi. Hürriyet’e “Oyun tarzımı Anderlecht’e göre ayarlayacağım. Hemen hemen ayağımda hiç top tutmayacağım. Anderlecht’te oyun kurucu değil, vurucu elemanı olacağım. İdmanlarda en fazla ter döken ben olacağım” diyordu.
Yusuf’un bu sözlerinden sadece üç gün sonra Anderlecht transferden vazgeçti. Gece hayatının bu vazgeçişte etkisi büyüktü.
4) ÖLÜMLE BURUN BURUNA GELDİ
Tunaoğlu, kaza geçirdikten sonra hastanede.
Yusuf’un Beşiktaş’ta kalması herkesi mutlu etti. Ama gece hayatı da tam gaz sürdü.
2 Mart 1969 günü Mersin İdman Yurdu karşılaşmasının devre arasında maçtan çıkarılan Yusuf, akşam Boğaz’da çok ciddi bir trafik kazası geçirdi. Ölümden dönmüştü. Hürriyet’e “Kurtulduğuma dua ediyorum. Şansımız varmış ki ucuz geçiştirdik” diyordu.
Bu kazadan sonra kadrodan çıkarıldı, para cezası aldı. Yusuf’un inişli çıkışlı futbol hayatı 1976’ya kadar sürdü. Beşiktaş’ta iki şampiyonluk yaşadı.
Yılmaz Güney’in unutulmaz filmi “Arkadaş”ta küçük bir rol bile üstlendi.
21 Ağustos 1976’da Trabzonspor ile oynanan maçta jübilesini yaptı.
5) GÜNAHLARIYLA ALKIŞLANIRLAR
Bir dönem Beşiktaş’ın Teknik Direktörü olarak Yusuf’la çalışan Gündüz Kılıç, jübilesi öncesinde Yusuf’u anlattığı Hürriyet’teki yazısına “Futbola tutkum büyüktür. Ona ihanet edenleri sevmem” diyerek başlıyordu: “O futbol bakımından ülkemizi aşmış çok büyük bir sanatçıydı. Böyle bir insanın şeytana uysa da yakası bırakılamazdı. Gene uğraştım onu kurtarmak için. Fakat bir türlü onu yola getiremedim. Evet, tartışmasız o bir futbol dahisi, büyük bir futbol sanatçısıydı. Başkaları binlerce alelade eserle ün yaparken, o 30-40 şaheser yaratmış ve çevresindeki düşük kaliteye bakarak bu kadarını kafi sanmıştı. Ötesini de alaya almıştı. Futbola ihanet edenleri affetmeyen ben, onu anladım, onu sevdim. Bazı sanatçılar büyük bunalımlar yaratırlar ve onlar günahlarıyla beraber alkışlanırlar.”
21 AĞUSTOS 1976
Aynı gün Eşfak Aykaç, “Bu üstün kabiliyet şayet oynasaydı, hiç şüphesiz bütün dünya basını dile getirecek ve jübilesi Pele’ninkine benzer boyutlar kazanacaktı” diyordu.
Tahsin Öztin ise “Sen bugün ayaklarına yaptığın ihanetin jübilesiyle ayaklarına veda ediyorsun” diye yazdı.
Herkes bu futbol dehasını çok seviyor ama ona çok kızıyordu.
6) KALBİ O HAYATA DAYANAMADI
Yusuf, milli takım haricinde üzerinde siyah beyaz dışında hiçbir renk taşımadı. Beşiktaş dışında sadece bir sene Altay’da oynadı. Futbolu bıraktıktan sonra da Beşiktaş’ta çeşitli görevler aldı. Bundan 23 sene önce bugün, Kuşadası’nda geçirdiği kalp kriziyle hem aşık olduğu Beşiktaş’a hem de hayata veda etti Yusuf Tunaoğlu. Kalbi o hızlı hayata dayanamadı. Sadece 54 yaşındaydı. Bir başka Beşiktaş efsanesi Vedat Okyar, ardından şunları yazıyordu: “İçim acıyor. Çünkü içimi düşürdüm. Arkadaş kaybetmedim. Her şeyimi kaybettim. Çok şey paylaştım, çok şey öğrendim. Büyük futbolculuğunun yanına ulaşmak mümkün değildi. Ölüm hepimizin pek yakınında ama aldığını çok uzaklara götürüyor.”
Paylaş