Paylaş
Castro hep dünya basınının odağındaydı. Tabii, Türk basınının da...
Defalarca “Castro düştü düşüyor” haberleri yapıldı.
Bu haberlerin hiçbiri doğru çıkmadı haliyle.
Castro, 80 yaşında kendi isteğiyle yetkilerini kardeşi Raul Castro’ya devrederek yönetimden çekildi.
25 Kasım 2016’da 90 yaşında hayata veda ettiğinde de Hürriyet “20.Yüzyıl şimdi bitti” manşetiyle çıkmıştı.
Fidel’in bundan 25 yıl önce Türkiye’de geçirdiği günler çok konuşulmuştu.
1996’da Habitat Zirvesi için geldi İstanbul’a.
Türkiye’de tam “Castro rüzgarı” esti.
14 HAZİRAN 1996
27 Kasım 2016
Ünlü devrimci İstanbul’daki günlerini “Rüya gibi bir şey. Kendimi Marquez’in romanlarında gibi hissediyorum” sözleriyle anlattı.
Siyasi hayatını “komünizmle mücadeleye” adayan dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, komünizmin son büyük lideriyle bir araya geldi.
Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Castro, Demirel’in en bilinen özelliğine vurgu yapmadan edemedi:
“Kendileri inanılmaz bir hafızaya sahip. Doğrusu bilgi birikimine hayran kaldım.”
Türkiye’nin Castro ilgisi çok yüksekti. Sakıp Sabancı bile sohbet ettiği devrimci lidere övgüler düzmekten geri kalmadı:
“Kendi inancınıza göre bir yol seçtiniz ve adım adım yukarıya çıktınız. Bu kadar uzun zaman yukarıda kalmanız kolay değil.”
Castro, Habitat resepsiyonunun düzenlendiği Beylerbeyi Sarayı’ndan Demirel ile birlikte İstanbul Boğazı’nı izledi.
Bu tarihi gezisini de hayran kaldığı Boğaz’ı alkışlayarak noktaladı.
ALO... KALBİMİ DİNLER MİSİNİZ
GAZETELERİN her dönem sevdiği haberler vardır. Bunların başında sağlıktaki yeni buluşlar gelir.
Hani İsviçreli bilim adamlarının buluşları var ya onlar...
Kalp hastalıklarının da ayrıca önemli yeri vardır bu haberler arasında.
22 Ocak 1971 tarihli haber Almanya’dan.
22 Ocak 1971
“Düsseldorf’lu kalp Mütehassısı Dr. Heinz Sykosch”un yeni keşfi.
Keşif, normal bir telefona bağlanan stetoskoptan ibaret.
Sistem şöyle işliyor. Hasta stetoskopu “alelade bir telefona takıyor.”
Stetoskobu kalbinin üzerine yerleştirip kalp uzmanının numarasını çeviriyor. Gerisini haberden okuyalım:
“Doktor, telefonu dinlerken, stetoskopun yerleştirilmesi konusunda da, ‘Biraz sağa, biraz sola, daha yukarıya’ şeklinde talimat vermekte, aynı anda doktorun yanı başındaki bir kardiyograf da ‘Ne olur, ne olmaz’ kabilinden, hastanın kalp atışlarını, hassas bir şekilde kaydetmektedir.”
Bugün kollara takılan dijital saatlerin yaptığının bir benzeri.
Gerçi bu stetoskoplu telefonun ne kadar yaygınlaştığı belirsiz.
Ama dedim ya, sağlıktaki her icat muhakkak ilgi çeker.
GAZETECİ HABERİYLE ANILIR
SEFA Özkaya, Hürriyet’te her türlü habere imza atmış bir basın emekçisiydi.
Mesleği bırakıp 2016’da Dikili’ye yerleşti.
Sakin bir hayat istiyordu. Ancak kanser onu aramızdan aldı.
Hürriyet arşivi, Sefa’nın onlarca imzasıyla dolu.
Marmara depremi sonrasında, Türkiye ziyaretinde ABD Başkanı Clinton’ın burnunu sıkan Erkan bebek fotoğrafını dünkü Hürriyet’te gördünüz.
Siyasetten şehir haberlerine, magazinden toplumsal olaylara kadar elinin değmediği haber, takip etmediği siyasi lider neredeyse yoktu.
Bir gazeteci en iyi, imza attığı haberlerle, fotoğraflarla anılır.
Ben de Sefa’yı mesleği bırakmadan hemen önce, 2015’te TFMD özel ödülü kazandığı fotoğrafıyla anmak istedim.
Paylaş