Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

Ben de kızımı bana vermem

Farah Zeynep Abdullah’ın başlattığı Yılmaz Güney tartışması aslında yakın tarihin en eski konularından biri.

Haberin Devamı

Bunun nedeni tabii ki Çirkin Kral’ın olaylı hayatı.

Bunların bir kısmına zamanın ruhu denilebilir belki...

Ben de kızımı bana vermem

Ama bir kısmı da bayağı büyük skandallardı.

Hürriyet arşivi bunun gibi onlarca haberle dolu. Bunlara tekrar dalmaya gerek yok. İçlerinden bana ilginç gelen birini paylaşayım istedim.

Güney, 27 Haziran 1970 günü ikinci eşi Jale Fatma Süleymangil ile nikâh masasına oturdu. Levent Mektep Sokak 22 nolu dairede kıyılan nikâhta Güney’in şahitliğini modacı Mualla Özbek, gelininkini ise diş hekimi Abdurrahman Nesih Ulubay yaptı.

LACİVERT JORJETTEN MİDİ DÖPİYES

Hürriyet’in haberine göre gelinin üzerindeki kıyafette Güney’in şahidi Mualla Özbek’in imzası vardı. Gelin ve damadın kıyafetleri haberde şöyle anlatılıyordu:

Haberin Devamı

“Genç gelinin üzerinde lâcivert jorjetten midi etekli döpiyes vardı. Mualla Özbek, kırmızı beyaz puantiye jorjet döpiyesi hazırlarken ünlü Fransız modacısı Jean Patou’nun bir kıyafetinden esinlendiğini söylüyordu. Damat şıklıkta gelinden geri kalmıyordu. Beyaz broker bir ceket, simli işlemeli bir gömlek, siyah lastikotin pantolon ile rugan pabuçlar damadın şıklığının su götürmez işaretiydi.”

Ben de kızımı bana vermem
27 HAZİRAN 1970

AİLEDEN BİR SAKSI ÇİÇEK

Nikâh töreninde bir çok davetli vardı ancak gelinin hiçbir yakını yoktu. Gelinin ailesi, törene katılmak yerine İstanbul’un en lüks çiçekçisine yaptırdığı ve üzerinde “Süleymangil” ailesinin mutluluk dileklerinin yazılı olduğu bir saksı gül göndermişti. Gelinin ailesinin bu nikâha karşı çıktığı sır değildi aslında. İstanbul’un ünlü fabrikatörlerinden olan Abdülgani Süleymangil, kızının Güney ile evlenmesini istemiyordu.

Güney’in nikâh şahidi Mualla Özbek, Süleymangil Ailesi’nin Moda’daki evine gitmiş, fakat genç kızın anne ve babasını bu evliliğe ikna edememişti.

Fatoş Güney’e göre Süleymangil Ailesi’nin esas itirazı, kızlarının henüz lise öğrencisi olmasınaydı. Fatoş’un okulunu bitirmesini istiyorlardı.

Haberin Devamı

Ben de kızımı bana vermem

28 HAZİRAN 1970/30 HAZİRAN 1970

HER ŞEYE RAĞMEN EVLENDİM

Düğünün ardından Fatoş Güney, “Bugün her şeye rağmen evlendik. Yılmaz’la evlendiğim için gurur duyuyorum. Onu seviyorum. Ben ona, o da bana layık olmayı, mutlu bir aile hayatı sürdürmeye kararlıyız” diyordu.

Konuklar nikâh töreninin ardından Lalezar’daki kokteyle geçti.

Düğünden iki gün sonra Hürriyet’te Yılmaz Güney’in bir demeci yayınlandı. “Çirkin Kral yeni eşinin ailesini haklı buldu” başlıklı haberde şöyle konuşuyordu ünlü sanatçı: “Ben de Fatoş’un babası olsam aynı şeyi yapar, kızımı bir Yılmaz Güney’e vermezdim. Fatoş’un Yılmaz Güney gibi adı çeşitli hırçınlıklara karışmış, üstelik çok kimsenin tanıdığı bir sinema oyuncusu ile evlenmesine razı olmazdım. Fakat karım ve ben iyi günlerin yakın olduğuna inanıyoruz. Evliliğimiz en iyi şartlar içinde sürdürülecek, Fatoş’un ailesi ile aramızdaki buzlar eriyecektir.”

Haberin Devamı

Güney çifti, Çirkin Kral’ın hayatını kaybettiği 9 Eylül 1984’e kadar hep birlikteydi. 14 yıl boyunca bütün sorunlarla omuz omuza mücadele ettiler.

Yazarın Tüm Yazıları