Paylaş
Bu günü, Ulu Önder Atatürk’ün gurur duyduğu bir öğretmeni anarak kutlayalım istedim. Refet Angın’ın doğduğu gün, aslında hayat çizgisinin izleyeceği rotanın da işaret fişeğiydi.
18 Mart 1915’te, Çanakkale Zaferi’nin kazanıldığı gün dünyaya geldi. Hem de Gelibolu’nun Hacı Keçeci Maühallesi’nde. Küçük Refet henüz 4 yaşındayken, 1919’da, babası Hafız Şerif Bey, bir sabah ailedeki herkesi alınlarından öpüp evden ayrıldı. Bir komiserdi babası ve Ankara’da Milli Mücadele’ye katılmak için evinden, sevdiklerinden kopmuştu. Babası gittikten sonra annesi Halime Hanım, küçük Refet’e, “Çok uzaklarda bir Mustafa Kemal Paşa var, o bizi kurtaracak, baban ona gitti” diyecekti. Bu sözler Refet’in Atatürk’le ilk tanışmasıydı. Ama son olmayacaktı.
Üç yıl sonra, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ardından babası yeniden evine döndü. Evde tam bir bayram havası vardı.
ATATÜRK AYAĞA KALDIRDI
Küçük Refet 5 yaşındayken mahalle mektebine gitti. Okulda rahleler vardı, yerde oturuluyordu. Üçüncü gün okulu terk etti. Annesi eski alfabeyi kendisi öğretti kızına. 1925’te Cumhuriyet İlkokulu açıldı Gelibolu’da. Refet imtihanla 4’üncü sınıftan başladı okula. 1.5 yılda da mezun oldu. 24 Eylül 1928 günü, Mustafa Kemal Paşa Gelibolu’yu ziyaret ediyordu.
Paşa’ya çiçeği vermekte Refet vazifelendirildi. Mustafa Kemal’e yaklaştı, elindeki çiçeği tam uzatırken birden ayağı kaydı, taşın üstüne düştü. Dizi kanıyordu, canı da çok yanmıştı. Atatürk elini uzatıp onu ayağa kaldırdı.
“Çocuk canın acıyor mu?” diye sordu. “Hayır paşam” deyip çiçeği verdi, elini öptü.
SÖZ VERİYORUM MUALLİM OLACAĞIM
Ulu Önder, küçük kızı kucakladı, “Sen ne olacaksın?” diye sordu. Refet hiç düşünmeden “Muallim olacağım, size söz veriyorum” dedi.
Atatürk “Aferin çocuk, sakın bu sözünü unutma” karşılığını verdiğinde, Refet hayatı boyunca hem o anı hem de sözünü hatırlayacağını biliyordu.
Yıllar sonra, Refet, Edirne Kız Muallim Mektebi son sınıfında okurken yolu tekrar kesişti Mustafa Kemal ile.
Nisan ayıydı. Atatürk, Afet İnan ile birlikte okulu ziyarete geldi. Gazi Paşa’yı karşılamakla yine Refet vazifelendirilmişti.
Önce kendi yazdığı metni okudu. Atatürk dikkatle dinliyordu. Konuşmasının sonunda Atatürk’e yaklaştı, “Paşa’m size ‘Muallim olacağım’ diye söz vermiştim, işte şu anda namzet olarak karşınızdayım” dedi. Atatürk hiç duraksamadı, “Sen Gelibolu’daki çocuk değil misin?” diye sordu.
Yıllar önce elinden tutup kaldırdığı, dizi kanayan küçük kızı unutmamıştı. Sohbete başladılar.
‘SEN, BANA SAHİP ÇIKACAKSIN’
Paşa “Hangi branşı seçeceksin” diye sordu. Refet, “Riyaziye” yanıtını verdi. Kimseye söylemese de riyaziye, yani matematik öğretmenine âşıktı. Atatürk, “Hayır” dedi, “Sen tarih hocası olacaksın.”
Önce Ulu Önder’e “Emredersiniz Paşa’m” dedi. Ama bir Cumhuriyet kızı olarak sorgulayıcıydı. “Acaba neden?” diye sormaktan geri durmadı.
Atatürk yıllar öncesinden tanıdığı Refet’in gözlerine bakıp yanıtladı:
“Ben seni bacak kadardan tanıdım, bak burada da bir şeysin ki seni benim karşıma çıkarmışlar. Senin çok başarılı bir öğretmen olacağına inanıyorum. Tarih çok önemli, bilhassa Çanakkale Savaşları’nı çok iyi anlatacaksın, inkılaplara, bana sahip çıkacaksın. Eğer Çanakkale Zaferi’ni kazanmasaydık bugünkü hür dünya camiası olmazdı. Bize Cumhuriyet’i de, milli mücadeleyi de Çanakkale kazandırdı.”
Refet ikna olmuştu. Paşasının sözünü dinledi, tarih öğretmenliğini seçti.
TARİH KONGRESİ’NE KATILDI
Yıllar geçti. 1937’de Dolmabahçe Sarayı’nda İkinci Türk Tarih Kongresi yapılıyordu. Türkiye’deki tüm tarih öğretmenleri kongreye davetliydi. Henüz 22 yaşında gencecik bir öğretmen olan Refet Angın da oradaydı. Afet İnan, Refet Angın’ı hatırlamamış ama öğretmenliğinden etkilenerek onu Gazi’ye takdim etmişti: “Bakın burada çok zeki, çok kültürlü, çok bilgili bir genç, bir tarih öğretmeni var. Onun sizinle tanıştırmak istiyorum.”
24 KASIM 2003
Atatürk, Refet Angın’ı görür görmez Afet İnan’a yanıt verdi: “Sen geç kaldın, ben onu çocukluğundan beri tanıyorum.”
Refet Angın bu kongrede, 3 hafta boyunca Atatürk’ün sekreterliğini yaptı. Burada okuduklarınızı, 19 yıl önce Refet Angın, Yener Süsoy’a verdiği röportajda anlatmıştı. Röportaj 24 Kasım 2003 tarihinde Hürriyet’te “Sen Gelibolu’daki çocuk değil misin” başlığıyla yayınlandı. Angın, yıllarca öğretmenliği sürdürdü. Ankara’da Deneme Lisesi Müdürlüğü görevinde bulundu. 1982’de emekli oldu ama elini eğitim dünyasından hiç çekmedi. 30 Ocak 2010’da vefat ettiğinde hâlâ kiralık bir evde oturuyordu.
1 ŞUBAT 2010
Paylaş