Paylaş
Hamas’ın İsrail’e saldırması ve İsrail’in de Gazze’yi vurmasıyla yine çok kanlı bir dönem başladı. Hamas’ın, İsrail’e sürpriz saldırısı için 7 Ekim tarihini seçmesinin bir nedeni var.
Bundan 50 yıl önce, 1973 Arap-İsrail Savaşı da 6 Ekim’de başlamıştı. Hürriyet’in arşivinde o günler çok detaylı biçimde anlatılıyor. Musevilerin dini bayramı olan Yom Kippur günü, Mısır ve Suriye orduları sürpriz bir hamleyle İsrail’e saldırdı.
Bu sıcak gelişme ertesi gün Hürriyet’in sürmanşetindeydi.
“Orta Doğu’da savaş başladı” başlığının hemen üstünde “Araplar yedi yıl sonra ilk defa Süveyş Kanalı’nı geçti” bilgisi yer alıyordu.
‘GAFİL AVLANDIK’
Hürriyet’in haberinde İsrail Başbakanı Golda Meir’in gece yarısı radyoda “ağlamaklı bir sesle” yaptığı açıklamada, “Düşman kutsal bir oruç günümüzü bizi gafil avlamak için kasten seçti” dediği belirtiliyordu. 8 Ekim günü, AP, Reuters, AFP ve UPI’ye dayandırdığı manşetinde Hürriyet “Mısır Sina’da ilerliyor” başlığını atıp şu bilgileri veriyordu:
- Mısır zırhlı birlikleri yeni takviye alarak taarruza geçtiler.
- Suriye, Golan tepesinde İsrail hatlarını yardı, denizde de savaş başladı.
- İsrail jetleri Mısır’a hava hücumu yaparak alanları bombaladılar.
Hürriyet’te tek sütunda yayınlanan bir yorum, bugünkü değerlendirmelere çok benziyordu.
İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan’ın “bu sefer gafil avlandığının” anlatıldığı analizde şunlar yazılıydı: “Savaşın ilk 24 saati bazı gerçekleri ortaya koydu. Birincisi bu sefer savaşta kararlı olan Araplardı. İkincisi ilk defa olarak Araplar bu sırlarını Moşe Dayan’ın casuslarından gizlemeyi başarmışlardı.”
Bundan 50 yıl önce de Araplar, saldırıyı İsrail istihbaratından saklamayı başarmıştı.
SURİYE’DEN TÜRKİYE’YE MESAJ
İsrail’in “tek gözlü kumandanı” Dayan, savaşın ilk iki gününde sessiz kaldı. Hiçbir açıklama yapmadı. Ancak üçüncü gün radyoda konuştu.
Dayan’ın savaştaki ilk açıklaması olan “Ürdün bu savaşın dışında kalmalıdır” sözleri Hürriyet’in manşetindeydi.
Bu açıklamadan sonra savaşın seyrinde değişiklikler yaşanmaya başladı. Dördüncü günde İsrail, Suriye’nin başkenti Şam’ı bombalıyordu.
Cepheden gelen haberler çelişkiliydi. Her iki taraf da düşmana verdiği zayiatın büyüklüğünü anlatıyordu. Ertesi gün, sabah saatlerinde Suriye’nin Ankara Büyükelçisi El-Tarazi, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ü ziyaret etti. Büyükelçi, Korutürk’e Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esad’ın özel mesajını iletmişti. Hürriyet’in “Suriye bize başvurdu” manşetiyle duyurduğu bu mesajda Esad, Türkiye’nin desteğini istiyordu.
Aynı gün İsrail Savunma Bakanı Dayan’ın “Sanırım Suriyeliler bugün Şam’dan Tel Aviv’e giden yolun, Tel Aviv’den Şam’a giden yol olacağını öğreneceklerdir. Şam için gerçek tehlike henüz 24 saat uzakta” diyordu.
Dayan’ın Şam’ın 24 saat içinde düşebileceği yönündeki sözleri gerçek olmadı.
Bu gelişmelerden iki gün sonra Ürdün de savaşa girdiğini açıkladı. Golan Tepeleri’nde Suriye’nin başkentine doğru ilerleyen İsrail birlikleri Ürdün ve Irak ordusunun desteğiyle Şam’a 30 kilometre kala durdurulabildi. Bu kanlı savaş ekim ayının son günlerine kadar devam etti. BM’nin 22 ve 24 Ekim’deki ateşkes kararını tarafların kabul etmesine rağmen çatışmalar sürdü. İsrail ancak 26 Ekim’de saldırılarını durdurdu.
Yom Kipur Savaşı hem siyasi hem de askeri sonuçlar doğursa da aradan geçen 50 yılda bölge hiçbir zaman huzur bulamadı.
ALTI GÜN SAVAŞI
YOM Kipur Savaşı’na gelen süreci daha iyi anlamak için Altı Gün Savaşı’na da değinmek gerekiyor.
5 Haziran 1967 günü, Mısır’ın başını çektiği Arap ülkeleri, İsrail ile savaşa girdi.
Aslında bölgede süren gerginliğin ve çatışmaların sonucunda böyle bir savaşın çıkması kimseyi şaşırtmadı. 6 Haziran tarihli Hürriyet’in birinci sayfası “Orta Doğu’da Harp” başlığıyla tamamen bu savaşa ayrılmıştı:
“İsrail harp uçakları dün sabah Mısır’ın muhtelif bölgeleri ile Kahire’yi bombaladı. Arap uçakları da İsrail’in askeri hedeflerine ve Hayfa’ya bomba yağdırdı.”
Savaşın ilk günü ağırlıklı olarak hava kuvvetlerinin bombardımanıyla geçti.
Haberde “Arapların parolası: Tel Aviv’de buluşalım” deniliyordu. Ancak bu kısa savaşta durum hiç de öyle olmadı.
Gazze ve Kudüs’te çok şiddetli çarpışmalar yaşandı.
Savaşın ikinci gününün anlatıldığı Hürriyet’in başlığı “İsrail Gazze’yi işgal etti” şeklindeydi.
Savaşın başlamasından iki gün önce Kahire’ye giden Hürriyet muhabiri Rüçhan Arıkan, çarpışmaları İstanbul’a İngilizce gönderdiği telgrafta anlatıyordu. Hürriyet’in o günkü sayısı Arıkan’ın verdiği detaylardan oluşmuştu.
Bilgiye ulaşmanın daha da güç olduğu o yıllarda, Hürriyet her gün hem Arapların hem de İsrail’in savaştaki gelişmelere yönelik iddialarını birinci sayfasına taşıdı.
Üçüncü günkü Hürriyet’in manşetinde “Mısır ateşkesi kabul etmedi” deniliyordu.
Haberde Mısır birliklerinin Sina’ya çekilmesi üzerine “Kahire’deki zafer şenlikleri sona erdi” cümlesi dikkat çekiciydi. Dördüncü güne gelindiğinde manşette “Arap-İsrail harbi durdu” başlığı vardı. Mısır, BM’nin ateşkes çağrısını kabul etmek zorunda kaldı.
Bir sonraki gün, 10 Haziran’da Mısır Cumhurbaşkanı Nasır’ın “Ağır mağlubiyete uğradık, bütün mesuliyet benimdir” diyerek istifa ettiği belirtiliyordu. Ancak Nasır ertesi gün istifasını geri aldı, görevinde kaldı.
Paylaş