Paylaş
Bu yazıyı yazmak en son bana düşer...
Ama kıyamam!
***
Vuran eller aynı olunca;
Bugün beni okşayıp sana saldırınca,
Düşünüp bakmak lazım…
Hatta yazmak lazım…
3 Temmuzdan bu yana sopa yiyen biri olarak,
Yıllarca bu filmi seyretmiş bir sporsever olarak;
Yazmak lazım…
Bana vuran da, sana vuran da aynı eller…
Yaşam onlara, sopa atarak prim yapma görevi vermiş…
Ben onların kırılan sopasının yerine yeni sopa veremem!
Biten kurşunları yerine yeni cephane getiremem!
***
Ünal Aysal;
Dün yere göğe konulamayan, “finans dehası”,
Bugün memleketine kaçacak olan “batık müsrif adam” oldu…
Ne, kahraman bu kadar çabuk olunur…
Ne de, hain…
***
Ne yapmış Ünal Aysal birlikte bakalım:
Göreve gelmeden önce;
Futbol, Basketbol ve Voleybol’ da;
Galatasaray Avrupa’da yok!
Türkiye liginde de yok sayılabilir…
Tabi ki gelmeden önceki iki seneye bakıyorum…
Bir de bugüne bakın:
***
Üç büyük spor dalında;
Avrupa’nın en büyük spor kulübü; Galatasaray…
Tam 5 spor dalında Avrupa arenasında…
Galatasaray……………..5 spor dalında,
Fenerbahçe……………. 4 spor dalında,
Olympiacos……………. 3 spor dalında,
Crvena Zvezda………… 3 spor dalında,
Maccabi………………….3 spor dalında,
PAOK…………………….3 spor dalında.
Beşiktaş………………….2 spor dalında,
Barcelona………………..2 spor dalında,
Real Madrid……………..2 spor dalında,
Avrupa arenasında ülkesini temsil ediyor…
“Bu sonuçlar değersiz” demeyin…
Tam 382 takım mücadele ediyor Avrupa’da;
5 ayrı dalın tamamında ülkesini temsil eden tek kulüp, Galatasaray…
Fenerbahçe’nin 3 Temmuz öncesi konumuna benziyor…
Ben de bizim başımıza geldi.
Siz “dikkatli olun!” diye yazıyorum…
***
Avrupa’daki müsabakalara, “ben geldim” diye girilmiyor.
Bir başarının sonunda oynayabiliyorsun bu liglerde…
Önce kendi ülkende sıralamaya gireceksin…
Sonra Avrupa’da ülke olarak kabul göreceksin…
Yani kıstasları var…
Galatasaray 5 takım ile başlamış bu serüvene…
Hem de 5 takımı da Avrupa birinci liginde…
Yani Şampiyonlar Ligi…
Kimi elenecek, kimi devam edecek yoluna…
Yoluna taş koymayın…
O yol aynı zaman da bizim ülkemizin yoludur.
O yol minicik sporculara, sporu sevdirecek yoldur…
Havuzdaki 6 yaşında kızımız bile bu yoldan yürüyecektir.
***
“Bu ateş üflemek ile sönmez!” diyen Ünal Aysal’a kızarım…
Hem de hiç unutmam…
Bir de ülke sorunlarına aynı doğrultuda baktığım;
Ancak konu Aziz Yıldırım olunca gözleri kapanan, Galatasaraylı dostlarıma kızarım…
Ama kıyamam…
Bilirim ki; Bugün Ünal Aysal için kalkacak bir sopanın acısı;
• Minik voleybolcu kızımızdan çıkacak…
• Ya da yaşamının en mutlu dakikasını Galatasaray’ın galip geldiği anlarda yaşayan, parçalı formayı sevdası yapmış asgari ücretle geçinen, kardeşime kıyamam…
***
“Ünal Aysal sportif olarak başarısızdır(!)”
Diyenler;
Önce Aysal öncesi iki yıla bakacaklar,
Sonra yukarıda özetlediğim, Aysal dönemine…
Ben finansal konulara karışamam…
Onu en iyi Galatasaray genel kurul üyeleri bilir…
***
Ben gördüğümü yazarım…
Rekabet;
“Kim daha yukarıya çıkacak?” diye yapılır…
“Birbirinin paçasından çekerek kim daha fazla düşecek?” diye yapılmaz!
Bir gün Şampiyonlar ligi finalinde;
Cimbom’u yenersem, işte ben o zaman çok mutlu olurum!
***
Bir de haddim olmadan uyarırım!
Bu filmi gördüğüm ve acısını yaşadığım için bağışlayın;
Kriz döneminde yapılacak en büyük hata;
“Popülizmdir”…
“Neşter” vurup atmak, yerine “çileğe benzeyen yamaları” almak;
Sanayide olur. Tıp alanında olur…
Sporda olmaz!
Her çilek yeni yara açar…
Bütçeyi sarsar…
“Cin fikirlerden” uzak durmak lazım…
En güzeli kulakları tıkatıp, sakin, sabırlı ve akılcı olmaktır…
Bir yıl ikinci olmak ile hiçbir şey yitirilmez…
Juventus’a yenilseniz bile hiçbir şey olmaz!
Ancak bütçede ve gönüllerde açılan yaralar tamir edilmez!
Paylaş