Terim Dershanesi;(2)

Her ikisinde de çözümler; Günlük, popülist, siyasi ve politiktir.

***

Bizim ülke olarak hafızamız kötüdür…
Unuturuz…
Bende çok unutkanımdır…
O nedenle bir köşeye yazmışım…
Tarih: 19 Ekim 2009…
Her zaman tekrar eden netice: Milli takım 2010 Dünya kupasına gidememiş…
Konuşmacı Milli takım sorumlusu: Veda eden Fatih Terim…
Başarısız olma nedenlerini anlatıyor:

• Kulüplerin çoğu yetiştiricilik özelliğini kaybetti. Futbol yatırımları Türkiye’de artıyor, üstyapı gelişiyor ama bu hiçbir zaman altyapıya yansımadı. Futbolumuzun başı ve gövdesi kocaman ama onu taşıyan ayaklar, bacaklar maalesef incecik. O zaman zaten tuhaf bir yaratığı andırıyor.

• Avrupa’daki 5-6 milyon Türk’ten pek çok yetenekli oyuncu çıktığını söylüyoruz. 70 milyonluk bir ülkeden bu yıldız adaylarının 8-10 misli çıkması gerekir.

• Türk futbolcusu iyi eğitimli değil, algılamada, taktik anlayışta ve koordinasyonda maalesef Avrupalı meslektaşlarının gerisindedir.

• 15-20 sene önce tarihteki ufak tefek başarılarımızın seneyi devriyesini yapan bir ülkeden bugün ‘Nasıl olurda Dünya Kupası’na gitmeyiz?’ sorusunu acımasızca sorup idam edecek kadar ileri gitmişiz. Beğenseniz de beğenmeseniz de bu 15-20 yılda ben varım…
Demiş…

***
Ayrılırken veda toplantısı için beklenmeyen bir açıklama…
Kaba tabiri ile “topu taca” atmış…
Birçoğumuz şaşırdık!
Oysaki ben çok beğendim.
Altına imzamı atarım…
Atarım ama…
“Keşke ayrılırken değil görevinin başındayken bu sorunu dile getirseydi ve çalışmasını bu yönde yapsaydı” demiştim içimden…

***
Özetle;
2009 yılında Terim; “Problem bende değil, alt yapı da” demiş...
Bence doğruyu o zaman bulmuş…
İşte fırsat!
Ben de şimdi; “Alt yapıyı çöz!” diyorum…
“Adam üst yapı hocası nasıl çözsün?” Demeyin;
--- Bütün futbol bana bağlı diyor...
--- Sadece hoca değilim diyor...
--- Ben üstümde adam istemem diyor...
--- Alt yapı hocalarını da ben seçerim diyor...
--- Boş zamanı da çok olacak…
Ben de, “gerçekten destekliyorum ve çöz!” diyorum…

***

Voleybol federasyonu başkanını tam bir saat dinledim.
• Lisanslı voleybolcu sayısını arttırmak için yapacaklarını anlattı...
• 6-12 yaş arası çocuklar için, “Fabrika voleybol” projesini anlattı...
• Üniversite ligini geliştiriyormuş anlattı.
• İkinci ligi anlattı.
• Eğitim ile voleybol çelişkisini çözebilmek için uğraşlarını anlattı.
• Ne A milli takımdan, ne de takımlarının aldığı üstün başarılardan bahsetti.
• Birinci lig ile ilgili bir tek söz bile etmedi.

***
Futbol Federasyonu başkanımız düştü aklıma;
• Ne bir proje, ne de alt yapı ile ilgili bir cümle…
• Alt yapı Milli takımlarında, futbolu yeni bırakmış eski futbolculara görevler...
• “Sahte değil bu imzalar” türünden beşinci sınıf bir espriler…
• Muhtelif kulüp başkanlarına laf çakmalar…
Sadece bu başkana yıkmak doğru değil…
Böyle geldi böyle gidiyor.
Bu bir futbol geleneği…

***

Problem mi var?
Nedir en kolay yol?
• En iyisini getirirsin...
• En çok parayı verirsin.
• En uzun süreli anlaşmayı yaparsın…
Bitti gitti…
Tabi ki Olmaz!
Voleybol ve Basketbol da gelenek başka…
İşte bu gelenek değişmeden hiçbir şey olmaz!
17 yaş Milli takımın Dünya kupasına gidemiyorsa;
A milli takımın gitmedi diye ağıt yakmak;
Sınava çalışmadan girip geçemeyince ağlamak demek…

***
Bir gün Trabzonspor’ un efsane oyuncusu Hami Mandıralı’yı radyoda dinledim.
Fatih Terim döneminde alt yapı Mili takımlarında görev yapmıştı…
Terim’in; bir sözünü övgü ve saygı ile anlattı;
“Üç tane çocuğa kendi gibi topa vurmayı öğretsin yeter” demiş…
İşte tam burada durup düşünmemiz lazım…
Bu sözcük bir anlayışın ifadesi…
Bende, “tam bu anlayışın değişmesi lazım” diyorum…
Üç çocuğa kendi gibi topa vurmayı öğretmek;
Yetmez!
Ayrıca Hami’de bunu öğretemez!
Çünkü onun ki Allah vergisi bir yetenek!
Alt yapıya en tecrübeli, bu işin eğitimini almış insanlar lazım…
Burada yıllarca görev yapmalarını sağlayacak gelir elde etmeleri lazım…
Bizim ülkemizde yoksa yabancı “alt yapı eğiticisi” lazım…
Paramızda var…
Hem de çok…
Çarçur ediyoruz...
Herkesten fazla harcayıp herkesten az verim alıyoruz.

***
Yurt dışında “alt yapı antrenörlüğü” ayrı bir ihtisas alanıdır…
Kıymetlidir…
Biliyorsunuz Amerikan basketbolunun kaynağı kolejlerdir…
En tecrübeli, kariyerli hocalar da Kolejlerdedir…
Bizde burayı, “eski futbolcuların ödül yeri” gibi görmeyelim…
Onları da beleşçiliğe alıştırmayalım…
Eğitimlerini tamamlasınlar…
Derdimin Hami ile olmadığı anlaşılmıştır inşallah(!)

***
Terim, 2009 yılında;
“Mucizelere sizi alıştırdığım için üzülüyorsunuz” dedi.
“Hata benim alıştırdım sizi” dedi…
Hocam artık şu nokta da anlaşalım…
Türk Milli takımının Dünya kupasına gitmesi mucize değildir!

***

Sonra, devam edelim…
Ben futbolun mazisine –hoş mazide de varsın ama- değil;
Geleceğine ve komşularına bakarım.
Basket ve Voleybola bakarım...
Madem sende; “20 yıldır bu işin içindeyim” diyorsun…
Şimdi de 7 yıllık kontrat yaptın…
Ben de hesabı senden sorarım...
Benim hesabım farklı olur...
• “A Milli takımı Dünya Şampiyonasına neden götüremedin?” demem…
• Götürürsen mutlu olurum ama çılgınca methiyeler düzmem…
• Alt yapı millî takımları tüm turnuvalara gitmişse,
• Oyuncu yetiştirmeye başlamışsak,
• Projeler hayata geçmeye başlamışsa,
• Türkiye’de, “Ahmet yerine Mehmet neden oynamadı” sorusu yerine,
“Okulların gençlere nasıl burs vereceği” konuşuyorsa;

Bilirim ki bundan sonra bu ülke, bütün turnuvalara gidecek!
Bence tamamdır!

***.
Sen kimsin de hesap soruyorsun be adam?
--- Terim’in maaşını verenlerden biri…
Yani aynen senin gibi biri…

Not: Arşivden; “Terim dershanesi(1)” yazısı okunursa derdim daha net anlaşılacaktır…