Paylaş
Belli dersler vardır.
Milli Güvenlik dersi veya sağlık dersi gibi.
Sınıfın büyük bölümü kopya çeker…
Hoca da göz yumar.
Hoca, bir öğrenciyi kafasına takmış ise;
Pusuya yatar…
Göz koyduğu öğrenciyi yakalar.
Disiplin kuruluna verir ve okuldan atar.
Bunun gibi bir şey…
***
Canınız birini yakalamak isterse; yakalarsınız!
Sahadaki futbolcu, kimi zaman kendine, kimi zaman pozisyona;
Küfürlü bir tepki verebilir…
Siz o futbolcuyu dinlemeye almışsanız, atabilirsiniz!
Kurallar sizi haklı çıkartabilir ama vicdan yarası sizi hiç bırakmaz!
***
Ülkemizde maalesef “pusu” geleneği vardır…
Son yıllarda hayatımızın kendisi oldu…
“Pusu Cumhuriyeti” olduk…
Pusulardan biri de 3 Temmuz’da Aziz Yıldırım’a kuruldu.
“Pusu” sözcüğü çok çirkin…
Çirkin ama gerçek!
Ben buna; “Niyetli takip” adını verdim…
3 Temmuz’da Aziz Yıldırım’a “niyetli takip” yapıldı.
Amaca ulaşılamadı!
Fenerbahçe taraftarı, Yıldırım’ı terk etmediği için “niyetli takip” devam ediyor!
Gözlemciler takip ediyor…
Disiplin kurulu takip ediyor…
Hakemler de takip ediyor…
***
Tribündeki 50.000 izleyici, “niyetli takibe” alınmış ise;
“Kapanmayan saha bulunmaz!”
3 Temmuz’dan bu yana,
Fenerbahçe;13 kez, “erkek ergen seyircilerin maça girmemesi” cezası aldı…
Zor bir tanım oldu. Kusuruma bakmayın.
“Seyircisiz oynama cezası” yazamadım…
Beşiktaş; 11 kez,
Trabzonspor; 7 kez,
Galatasaray; Almadı.
***
• “Ersan Gülüm dirsek atmıştır” diye atıldı...
Takipçinin niyeti varmış ama “kötü” değilmiş özür diledi…
• Caner Erkin; “Olsa olsa bu ‘ulan ı’ Caner demiştir” diye atıldı…
Takipçinin niyeti iyi değilmiş, özür dilenmedi(?)
• Cristian Baroni’nin niyeti, “kötü” bulundu atıldı…
• Fethiyespor, “Yüce Atatürk” pankartı ile çıktı…
Pankarttan ceza almadı(!)
Ancak niyetli takip edilecekler listesine girdi…
Bir gecede antrenman sahası şantiye oldu(!)
TRT’den yayın boykotu yedi.(!)
***
Bugün ülkemizi; “niyetli takip” yönetiyor…
Miladı Deniz Baykal kasetidir…
Koca genel başkan değişti…
MHP’ye şekil verildi…
Suçlu suçsuz askerlerimiz mahkûm edildi…
Şimdi bu seçimin sonunda;
Ülkemizi, “niyetli takip” şekillendirecek…
Ben korkuyorum…
Bazen çıkan kasetler çok hoşuma gidiyor…
Çok da işime geliyor…
Gerçekler ortaya çıkıyor diye seviniyorum...
Bazen yüzüm kızarıyor, utanıyorum…
Ama korkuyorum…
Bence sizde korkun…
***
Ülke olarak “niyetli takipteyiz”
Adaletin yerini, “takipçinin niyeti” aldı…
Güç kimdeyse,
Takıyor takip cihazını…
Başlıyor izlemeye…
Sonra işine geldiği zaman piyasaya sürüyor…
Ya da ömür boyu tehdit unsuru olarak saklıyor…
“Dur” demenin zamanıdır…
Çünkü bir gün seni de izlerler!
***
Dün pusucularla ortak olanlar;
Bugün pusuya düşüyor…
“Ooh” dememeli bence…
Cumhuriyeti kuran parti de; “Ooh” dememeli…
***
Fenerbahçe’ye gelince;
Onun için korkulacak bir şey yok!
Eski ortakların geride kalan tek ittifak noktası;
“Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım sevgisi(!)”
Kavga bütün şiddeti ile devam ederken;
“Yıldırım’a olan sevginin(!)” hala devam etmesi ve ortak olması ilginçtir…
Bunun tek nedeni;
Yıldırım’ın üç yıldan bu yana hiç bir tarafı, tek hedef göstermemesidir!
Tabanından gelen tüm baskılara rağmen Yıldırım;
“Başıma gelenlerin sebebi bunlardır” şeklinde tek bir hedef göstermemiştir.
Şayet bunu yapmış olsa;
En azından taraflardan birinin medyası, savcısı, hâkimleri tarafından korumaya alınırdı…
Zaman zaman teklifler aldığını düşünüyorum;
Ancak yapmadı!
Yapmayacak da!
Şimdi arkasında sadece taraftarlar var…
Giderek de çoğalıyorlar…
İlginçtir ki formalarının renkleri de farklı…
Bu nedenle ki;
Fenerbahçe’nin burnu pislikten kurtulamayacak…
Daha çok ağır yaralar alacak!
Ancak;
Bu kargaşadan alnına en ufak leke sürülmeden çıkacak!
Tarihin sayfalarında tertemiz yerini alacak!
***
Yazan ve konuşan tayfa da çok dikkatli olmak zorunda…
Ağırlığımızın, sonradan tartılacağı günler yaşıyoruz…
Tıpkı 12 Eylül’de, 12 Mart’ta ve 28 Şubat’ta olduğu gibi…
***
Biliyoruz ama itiraf etmek zamanıdır;
Halkımız gücün yanında yer alır…
Bileğinin gücü, emeğinin karşılığı yerine;
Torpil ile hedefine ulaşmaya çalışır.
Doğrudur.
Ama neden?
Derinlikleri tarihten gelir.
Bu topraklarda hep;
• Rotasını güçten yana çevirenler kazanmış…
• Adaleti arayanlar, azınlıkta kalanlar ezilmiş…
• Bu düzene isyan eden birkaç kahraman yürek ise boğulmuş…
***
Yine kara günü kararttım ama gerçek bu…
Doğruya gitmek için önce;
Canımız acısa da, gerçeği kabullenmek zorundayız…
Sonra gerisi gelecek…
Ben gerçekten umutluyum…
Çünkü ilk kez babamız olmadan kavga ediyoruz…
Ortada düdük çalıp, “oyun bitti” diyecek kimse yok…
Kafamızı gözümüzü kıracağız ama doğruyu, adaleti bulacağız…
İlk kez yardım almadan kendi başımıza yürüyeceğiz…
Bu kez doğruyu bulduğumuzda bir daha hiç kaybetmeyeceğiz…
Çünkü değerini yeni anladık…
Paylaş