Paylaş
Gece kumanda ile yatılmalı… Tılsımlı kıyafetler geceden hazırlanmalı…
Mart ve Nisan ayında Fenerbahçeli olmak, zor iştir kardeşim!
Başka hiçbir iş yapmazsınız…
Sadece Fenerbahçe’yi izleseniz bile zamanınız yetmez, kaçırırsınız…
Bunların hepsi, Aziz Yıldırım yüzünden…
Hatırlasınız geçen yıl bu aylarda, eşime;
“Bana müsaade” isimli bir mektup yazmış:
Aylık izine çıkmıştım…
Bu pazar günü durum daha vahim…
Ben şimdiden uyarayım, siz programınızı ona göre yapın!
Sınavınız varsa şimdiden çalışmaya başlayın!
Bir Fenerlinin, 13 Nisan Pazar günü programı:
Cumartesi günü, evin tamir bakım ve alış veriş işleri yapılır.
Aile, eş, dost, gezmeleri tamamlanır…
Pazar gününe, arkandan gelecek hiç bir iş bırakılmaz…
Sabah kahvaltısı yapılır…
Eşiniz, arkadaşınız kim varsa; sporu sevmiyorsa öpüşerek vedalaşılır…
Bilumum “totemler” gözden geçirilir…
Yılın en denenmiş iç çamaşırları, kirli de bile olsa, çıkarılıp giyilir...
Saat 14.00:
Masa Tenisi Kadınlar Avrupa Şampiyonluğu rövanş maçı:
Maç, Fenerbahçe Ülker Sports Arenada…
“Masa tenisinde, üçüncü Avrupa şampiyonluğu gelecek mi?”
Diye televizyon karşısına geçilir…
İlk maçı Almanya’da 3-2 kaybetmiştik…
Çok dikkatli olmalıyız…
Set arasında bir öğlen atıştırması…
Aman dikkat!
Yapmazsanız bir daha zaman bulamayacaksınız…
Not: Kızlarımız, Avrupa ligin de finale kalamamış iseler;
Televizyonu 13.30 da açmalısınız!
Üçüncülük maçı oynayacaklar…
Saat 16.00:
Kadınlar Euroleague Final maçı (inşallah) ve Fenerbahçe Grundig-Halkbank Voleybol maçı.
Mis gibi bir Türk kahvesi eşliğinde Euro lig final maçı açılır…
Tahminim; Ekaterinburg-Fenerbahçe
Favori, ev sahibi Ekaterinburg takımıdır…
Totemler çok sağlam tutulmalıdır…
Molalarda, İzmir’de ki Fenerbahçe Grundig-Halkbank voleybol maçına geçilir…
Çok önemli bir test zamanıdır şimdi;
• Seyrederken mi uğurlu geliyorsunuz?
• Yoksa diğer kanala geçtiğiniz zaman mı takım iyi oynuyor?
Hemen durum tespiti yapılır…
Kanal seçimi ona göre ayarlanır…
Arada telefon veya kapı çalabilir…
Ev de yok numarasına yatılır…
Üzerinizdeki kıyafetler uğurlu geldiyse problem yok…
Aksi durumda kostüm değişikliği yapılır…
Saat:17.00:
Karşıyaka- Fenerbahçe Ülker maçı da başladı…
Ama problem yok… O maçın telafisi var.
Arada dakika skor alırız…
Şimdi üç maç aynı anda…
Güneş ışınları da sararmakta…
Heyecan da dorukta…
Heyecanı dindirmek için soğuk bir şeyler içilmeye başlanır...
Bir elimizde kumanda, diğer elimizde içeceğimiz…
Saat 19.00:
Fenerbahçe-Antalyaspor futbol maçı ve Sarı Melekler-Vakıfbank Voleybol maçı:
Bu saate kadar İki Avrupa şampiyonluğu Kadıköy’e gelmiş ise;
Keyfimiz yerindedir…
Tersi durumda da değişen bir şey olmaz…
Akşamın hazırlığına başlanılır…
İnce cidarlı bir bardak ve bir iki küçük meze…
Tebrik telefonları kesin kabul edilmez…
Önümüzde iki kritik maç var.
***
Saraçoğlu’na maça gidecekler çoktan yola çıktı bile…
Bir şeyler atıştırıp televizyondan maçları takip ediyorlar…
Problem; gittiğin yerde kumandayı ele geçirmekte…
Geçirsen de; üç maçı bir anda nasıl izleyeceksin?
Mekân sahibine ve müşterilere;
“Sayıyı yedik; O nedenle öbür kanala döndüm mü?” diyeceksin?
-----Olmaz!
Bu nedenle, ben evde kaldım…
Önce lig TV açılır…
Saraçoğlu’nun kokusu içine çekilir…
Arada Sarı Meleklere bakılır…
“Totem durumunu” anlatmıştım…
Duruma göre vaziyet alınır…
***
Saat 21.00:
Maçlar sonuçlanmıştır…
İçinizde biraz hüzün, biraz sevinç…
Kimini kaybetmiş, üzülmüşünüzdür…
Kimini kazanıp, sevinmişinizdir…
Tamamını kazanamazsınız…
Üzülebilmek bile güzeldir…
Buraya kadar gelmektir önemli olan…
Her yıl aynı yerde bulunabilmektir, güzel olan…
Bu heyecanı yaşayabilmektir…
Takım tutabilmenin güzelliği; iki duyguyu bir arada tadabilmektir…
Spor denen şeyde budur…
***
Saat 22.00:
Kalbinizin atışı normal seviyelere döner…
Gün içinde rahatsızlık verdiğiniz aile bireylerinin gönlü alınır…
Bu heyecanı bize yaşatan;
Başkan ve yönetim kuruluna teşekkür edilir…
• Sakın yatmadan önce 6 büyük maçın tekrarlarına bakmayın(!)
• “Kim ne demiş?”; Yorumlara takılmayın(!)
• Kupa törenlerini tekrar, tekrar, izlemeyin(!)
Bugün yeter artık…
Çünkü yarın, yine bir Fener günü…
Paylaş