Korkunun ecele çaresi yok

Bir de Selçuk’un golünü yazmak lazım…

Haberin Devamı

Bence;
Yılların psikolojik üstünlüğü Galatasaray’a geçti…
Son iki yıldır; Terim ile Kocaman’ın karnesine bakarsak;
“Top, Terim’in ayaklarında”
Kaybettikleri maçlarda bile, “oyun Galatasaray’ındı…”
Belli ki Aykut hocam topu, Terim’e vermiş…
Benim bildiğim bir şey varsa o da şu dur ki;
“Top kiminse, maç onun olur!”
Veya
Kim daha çok isterse, zafer onun olur!

***

--- “Korktuğumuz iki şey vardı”
Diyerek başladın mı söze;
Korktuğun başına gelir!
Fenerbahçe gergin!
Fenerbahçe güvenli değil!
Bir, “Galatasaray kompleksi” oluşmuş…
“Basarlar ve alırlar veya arkaya iyi top atarlar”
---- İkisi de doğru…
---  Ama ne zaman?
Sen kendi topunu oynamaz isen, o zaman olur…
Oysaki Fenerbahçe topu seven takım…
“Peşinden koşmayı değil, sahip olmayı seven takım… “
Sevdiklerini tepiklediler…
Hangi sevgili, tepilince seni sever?

***

Haberin Devamı

Fenerbahçe güvenli değil!
Ayaklar titrek, beyinler ürkek olmuş…
Defansını arkaya yaslayınca,
Bu da hocanın talimatı ile olunca(?)
Pas oyunu oynayan Fenerbahçe, uzun topla oynamaya başlayınca,
Forvetin ile stoperin arasında 50 metre olunca,
Haftalardır oynadığın modelden başka bir şey oynamaya çalışınca,
Olmaz!

***
Renksiz derbide bir adım fazla etkili olan Galatasaray’dı…
Daha doğru söylemek lazım…
Etkisiz olan Fenerbahçe’ydi…
“İki duran top iki gol yedik” derseniz;
Daha çok, duran toptan gol yersiniz!
Topları durdurmayacaksınız!

***
Oyunun seyrini değiştirecek hiçbir şey yapamadılar…
“Denk gelirse atarız” dediler…
Denk gelmedi…
Özkahya ’da denk getirmedi…
Gökhan ve Hasan Ali, hücumun en önemli karaktereydi…
Bugün hiç çıkmadılar…
Ya da çıkamadılar…
Titrektiler…
Ya da ürkek…

***
Mehmet Topal uzun süredir formsuzdu…
Ama Aykut Hoca istikrarlı(?)
Topal yine ilk on birdeydi…
Sürprizi sevmez benim hocam!
Fenerbahçeliler de rahat maç seyretmeyi…
----“Sezer’i alır, çeviririm maçı…”
Ama her zaman çevrilemez o maç…
Bu kez de olmadı…
Son haftaların en formsuz ama “en tedbirli” oyuncun Mehmet Topal, en fazla top kaybı yaparsa;
Sen de 45’ci dakikada bile oyundan alamaz isen onu;
Ancak “denk gelince gol atarsın…”
Bu kez, bir kez sol ayaklı Hasan’a sağ ayağı ile denk geldi…
Attın.
Birden fazla denk gelmez…


***

Haberin Devamı

Bir de Selçuk’un golünü yazmak lazım…
Ayağın içiyle…
Barajın üstünden…
Hem kalecinin sağına, hem de soluna…
Son derece sert vurabiliyorsa bir aslan…
Dünya’da azdır bunu yapabilen…
Gidip elini sıkmak lazım…
Aykut hocayla birlikte, Avcı’nın da kulağını çınlatmak lazım!
Bakmayın Volkan’ın “hata bende” dediğine…
Bence, ustalık Selçuk’ta…

***
Bu gün Galatasaray sevindi…
Yarın Fenerbahçe sevinir…
Ama bugün bayramdı…
Bizim bayramımız…
Eski, uğurlu olduğu kanıtlamış kıyafetler giyildi…
(Bizim evde bugün giyilen tüm elbiseler, bir daha giyilmemek üzere tarihe gömüldü)
Uğurlu telefonlar edildi…
Uğursuz gelen her şeyden kaçınıldı…
Beyoğlu’nda sarı kırmızı, Bağdat caddesinde sarı lacivert çiçekler açtı…
Trafik boşaldı…
Nefesler tutuldu…
Ertesi gün, “sokağa çıkamamak” ile “dostları nasıl kızdırırım?”  arasında gidip gelindi…
Kimi evlerde çaylar demlendi…
Kimisinde rakılar, biralar…
Konu ile ilgisi olmayan analar bile ; “çocukları mutsuz olmasın” diye dua ettiler…
Beğenelim, beğenmeyelim;
Bu da bizim bayramımızdı…
Bazen küfürleşsek de, dövüşsek de, bu da bizim bayramımız…
Kıymetini bilelim!
“Çok sevsek de”, “nefret etsek de”;
 İyi ki varsınız diyelim!

 


 

Yazarın Tüm Yazıları