Paylaş
“Gördüğünü değil düşündüğünü çalıyor”…
Hakemin düşüneni iyi değildir…
Maç öncesi düşünür… Maç sırasında düşünür…
Düşünmeyecek!
Formaların rengini bile bilmeyecek…
Maçın önüne geçmeyecek…
Hakemi görmeden maç bitecek…
O zaman o hakem, hata yapsa bile eli sıkılır.
Çakır, her yönettiği maçta başrol oynamak istiyor…
O zaman hakem değil forvet olmalıydı(!)
Bu maçtan çıkarın Çakar’ı…
Enfes bir maç izlerdik…
Top ile oynanan süre 45 dakika...
Hakemin iyisi, maçı en az 55 dakika oynatandır...
***
Beşiktaş, Kadıköy’e bir puan almaya gelmemiş…
Yenmeye gelmiş…
Nereden mi anladım?
Bir kişi fazla oynarken mahkûm oynadılar…
Ama maç 3-3 olduğunda, maç 10’a 10 oynanırken;
“Biz buna razıyız” demediler…
Bu sahada;
•
Beraberliğe takla atanları;
•
Son dakikada kullandıkları korneri kalecilerine atan “sözde büyük” takımları,
•
Kazandıkları puana değil, kaybettirdikleri iki puana sevinenleri gördük…
Kutlamak lazım Beşiktaş’ı…
Güçlerinin sonuna kadar oynadılar…
Seyredenlere zevk verdiler…
***
50 yıldır Fenerbahçe’yi izlerim…
Hiç böylesine “kararlı, inatçı ve inançlı” görmemiştim…
65 dakika 10 kişi oynamak zordur…
Çok iyi mücadele ederken gol yiyip devreye mağlup girmek adamı bitirir…
Ancak Fenerbahçe bitmiyor…
Fizik kalitesi yüksek ama yetmez!
Kazanma arzusu, pes etmemesi inanılmaz!
10 kişilik Fener; maçın adamını kaleci Tolga yaptı…
***
Beşiktaş formalı bir taraftar Fenerbahçe seyircisi ile birlikte maçı izledi…
---Yassak kardeşim!
Bazen hayat, yasakları dinlemez…
Yasakları koyanlar, hayatı dinlemeye başlar…
Gezi parkında bu formalar kol kolaydı…
Stat da niye olmasın?
Oldu işte…
Olacak ta…
Çarşıda birlikte “kahve” içilecek…
Birlikte stada gidilecek…
Hep birlikte bağırılacak…
“Şerefine ……”
“Şerefine ……“
Maçın özeti; Çok keyifliydi…
Keşke Çakır’ sız oynansaydı!
Paylaş