Paylaş
Taraftarı kızgın…
Taraftarı küskün…
Başkanları Ali Koç’u ve yönetimi istifaya davet ediyorlar…
Beş yılsonunda ilk kez ve büyük bir çoğunlukla istiyorlar bunu…
Ben de en az onlar kadar kızgınım…
***
Günlerden perşembe…
Kâbus içinde yaşanan pazar gününden bu yana dört gün geçmiş…
Nabızlar kendine gelmiş…
Sakin kafa ile neyin doğru olacağı konusunda düşünme şansı olmuş…
***
Günlerden perşembe…
Günlerden perşembe…
CEV Şampiyonlar Ligi…
Yani Avrupa’nın 1 numaralı voleybol kupasında Fenerbahçe kadın voleybol takımı, yine bir Türk takımı, Vakıfbank karşısında…
Finale çıkabilmek için rakip sahada ilk maçını oynuyor…
Buraya da Dünya devi İtalyan Imoco Volley’i eleyerek gelmiş…
O Vakıfbank da bu yıl, Imoco’dan Dünya’nın en pahalı oyuncusu Egonu’yu transfer etmiş…
Sarı Melekler, devletin bankası Vakıfbank’ı 3-0 ile geçtiler…
Saha Vakıfbank’ın sahasıydı.
Vakıfbank bir devlet bankasıydı… Sadece 1 tane takımı vardı…
Fenerbahçe’nin ise 20 tane takımı vardı…
Fenerbahçe seyircisi azınlıktı…
Sanıyorum, “istifa” yoktu…
Destek vardı…
Alkışlıyorum…
***
Günlerden Perşembe…
Sarı Melekler oynarken futbol maçı başladı…
Ben de iki kombinemi devrettim.
İki bilgisayar, bir televizyon yardımı ile tüm maçları aynı anda izlemeye çalışıyorum.
Yaralı kanarya çok zor bir maça çıktı…
Zorluğu taraftarın tepkisinden kaynaklanıyordu.
Fenerbahçe gol attıkça “ İstifa” diye stat inliyordu.
Giren oyuncu ıslıklanıyor, çıkan oyuncu ıslıklanıyordu…
Hata yapan linç edilecekti.
Taraftarın sesi çıkan bölümü;
"Hata yapsa da ıslıklasam..."
"Hata yapmasa da yuhalarım..." diye gelmişti…
Zordur, çok zordur böylesi maçları oynamak…
Ayaklar titrer, sorumluluktan kaçmak daha kolaydır…
Bu çok zor maçı, çok yürekli oynadılar.
Kayserispor’u 4-1 ile geçerek yarı finale kaldılar.
***
Günlerden Perşembe;
Futbol maçı oynanırken basket maçı başladı.
Rakip Efes…
Euro Lig maçı…
Efes’in bir tane takımı var, basketbol erkek takımı…
Fenerbahçe’nin ise 20 tane takımı var…
Efes’in kendi yaptığı salonu yok.
Fenerbahçe’nin var…
Efes bir şirket takımı, giderlerini masraftan düşer…
Fenerbahçe ise halkın takımı…
Giderlerini cepten öder…
Fenerbahçe Beko bu gece müthiş oynadı.
Efes’i 103-86 yendi.
Play Off’a girmeyi garantiledi.
Yani Avrupa’nın 1 numaralı kupasında yine son sekize kaldı.
Bu kez biliyorum, kardeşlerim maçtaydı…
Taraftar sadece takımını destekledi…
“İstifa” yerine destek vardı…
Alkışlıyorum…
***
Ülkemizde bir kavram vardır…
Tüm yazarlar “taraftar haklıdır”, derler…
Kusuruma bakmayın…
Ben katılmıyorum…
Şükrü Saracoğlu’nda yapılanları kesinlikle beğenmiyorum.
“Böyle taraftarlık olmaz”, diyorum…
Hatta orada ve onlarla maç izlemekten keyif almıyorum!
***
Bu konu Ali Koç ve yönetimi ile ilgili de değildir!
Aziz Yıldırım’ın son yılında Aykut Kocaman ile şampiyonluğa giderken yapılan protestolarda da aynı yerdeydim.
Yine taraftarı eleştiriyordum.
Şampiyonluk töreninde emek veren futbolcuları alkışlamak yerine takımda ayrılmış “Alex”, diye bağıranları da eleştiriyordum.
Bence kalabalıklar her zaman haklı değildir!
Olsaydı, Dünya da bütün ülkeler çok iyi yönetilirdi…
***
Fenerbahçe Spor Kulübü en zor gününde çok zor bir Perşembe gününü, kayıpsız geçti…
Şimdi hatırlatmakta yarar var…
Futbol takımı kupa da yarı finale kaldı ve ligde de henüz havlu atmadı…
Kadın voleybol takımı, Vakıfbank’ı yendi…
Avrupa’nın bir numaralı kupasında finale kalmak üzere…
Erkek basketbol takımı Efes’i yendi.
Yine Avrupa’nın 1 numaralı kupasında son sekize kaldı.
Bunların hepsi bu gece oldu…
Bir de kadın basketbol takımı var…
Onlar da yine Avrupa’nın 1 numaralı kupasında Final Four oynayacaklar.
***
Evet, Beşiktaş’a kaybettik…
Hem de çok kötü kaybettik…
Belki tarihimizin en ağır yenilgilerinden birini aldık.
Uzun süredir futbolda başarılı olamayan yönetime de çok kızdık.
Yönetimin değişmesini istemek de çok doğaldır!
Ancak yarış sürüyor…
***
Durumun genel özeti budur!
Başımızda Aziz Yıldırım olsa da, Ali Koç olsa da, Fenerbahçe Dünya’nın En Büyük Spor Kulübüdür!
Sadece bir spor kulübü de değildir!
Bunu unutmayalım!
Yaşadıklarımızın değerine, yaşarken varalım…
Sonrada “ahhh nerede o eski günler” demeyelim!
Paylaş